Babacan: Tablo 99 depreminden farklı değil

Haber Merkezi - Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, "Vatandaşın evi yanarken, ülkenin ormanları, hayvanları yanarken ‘devlet yoktu’. Aklıma 99 depremi geldi. O gün de vatandaşımız ‘Nerede bu devlet’ diye feryat ediyordu" dedi.

Ali Babacan, partisinin Ankara'daki 3. İl Başkanları Toplantısı’nda konuştu.

Orman yangınlarına müdahalede yetersiz kaldığı gerekçesiyle iktidara yüklenen Babacan, ANKA’nın aktardığına göre özetle şunları söyledi:

“Geçtiğimiz pazar Manavgat’taydım. Genç bir arkadaşımız ‘Yangının başladığı günden itibaren burada devlet yoktu’ dedi. Bu çok ağır bir ifade. Vatandaşın evi yanarken, ülkenin ormanları, hayvanları yanarken ‘devlet yoktu’. Aklıma 99 depremi geldi. O gün de vatandaşımız ‘Nerede bu devlet’ diye feryat ediyordu. O gün de halkımız zaten ekonomik krizin içinde tek başına can mücadelesi verirken göçük altında da yalnız bırakılmıştı. Tablo farklı değil. Cumhurbaşkanlığı envanterinde bildiğimiz kayıtlı sekiz makam uçağı var. Yangın söndürmek için bir tane uçak yok. Cumhurbaşkanlığı filosundaki en küçük uçağın fiyatına en az 10 tane yangın söndürme uçağı alınabiliyor. Geniş gövdeli uçağın fiyatına en az 50 tane alabiliyorsunuz.

“Bırakın şu laf cambazlığını”

Bir de tuttular, 'ülke dışından yardım alalım - almayalım' polemiği başlattılar. Bir yandan Cumhurbaşkanı telefonu alıyor eline, başka ülkelerin liderlerinden yangın söndürme uçağı talep ediyor, yardım gönderenlere teşekkür ediyor. Öte yandan kendisine bağlı propaganda aygıtı, dışarıdan yardım talep eden vatandaşlarımızı devleti aciz göstermekle suçluyor. Gerçekten büyük bir ayıp. Bırakın şu laf cambazlığını diyorum, bu memleketin çözülecek sorunları var.

“Tedbirden tasarruf olmaz”

Orman yangınlarını tabiat koşulları tetikleyebilir, kaza olabilir, kasıt olabilir. Ancak hükûmetin görevi, sebebi ne olursa olsun yangına karşı hazır olmaktır, tedbir almaktır. Çok açık söylüyorum; tedbirden tasarruf olmaz. Hani vatandaşlarımız şatafatlarına işaret edince ‘itibardan tasarruf olmaz’ diyorlar ya; hayır, esas tedbirden tasarruf olmaz. Bir ülkenin itibarı, o ülkenin vatandaşının hayat kalitesidir. Bir ülkenin itibarı, o ülkedeki insanların güven ve sağlık içinde yaşamasıdır. Bir ülkenin itibarı, o ülkedeki canlı cansız tüm varlıkların korunmasıdır. Öyle konvoylar dolusu arabalarla, lüks seyahat uçaklarıyla siz itibar oluşturamazsınız. Yoksulluğun, yokluğun, açlığın böylesine derinleştiği bir ülkede şatafatla itibar olmaz. İtibar, vatandaşın evinin yanmasına engel olmaktır. Ormanlarımızın, hayvanlarımızın ölümüne engel olmaktır. Tedbirden tasarruf edemezsiniz. Tedbirden tasarruf ederseniz işte böyle afetlere de gafil avlanırsınız, hazırlıksız yakalanırsınız. Onun için önce tedbir alacaksınız.

Bu hükûmet ne koruyucu tedbirlerde başarılı olabildi ne de yangına hızlıca müdahale edebildi. Ne ormanlarımızı koruyabildiler ne de ateşi söndürebildiler. İktidarın ‘yükseliş’ masalı, yangın karşısındaki çaresizliğiyle beraber küle dönmüş durumda. İrili ufaklı ortaklarıyla bugünkü iktidar, ülkemizin yangın yerine dönmesine sebep oldu şu anda.

“Emaneti teslim almaya geliyoruz"

Türkiye kötü yönetiliyor. Şu son bir hafta yaşadıklarımız bize tekrar gösterdi ki Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi artık çökmüştür. Bu ülke artık yönetilememektedir. Tüm yetkiyi tek elde toplamak, sorunları sadece büyütmüştür. Devlet, millet sahipsiz kalmıştır. İşte bu nedenle iktidarın yangın yerine çevirdiği ülkemizi, DEVA Partisi’nin damlalarıyla buluşturmamızın vakti geldi. Kaybedecek bir günümüz, boş geçirecek bir dakikamız yok. Bu kötü yönetime bir an evvel son verip emaneti teslim almaya geliyoruz. Artık yeter! Vatandaşının canını önemsemeyen bu kötü yönetime artık yeter! Ormanları, hayvanları, ülkenin doğasını hiçe sayan bu kötü yönetime artık yeter! Kendi keyfi dışında kimseyi umursamayan bu kötü yönetime artık yeter! Biz geliyoruz. Ülkemizi layık olduğu gibi yöneteceğiz.”

Dedeoğlu ailesine taziyeye gittiğini anlattı

Geçtiğimiz hafta sonu Konya’da 7 ferdi öldürülen Dedeoğlu ailesine taziyeye gittiğini anlatan Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Herkesi itidalli olmaya davet ediyorum. Toplumun fay hatlarını kaşımaktan uzak durulmalıyız. Etnik, dini, mezhebi bir provokasyona asla müsaade etmemeliyiz. Böylesine dönemlerde en önemli konu, toplum olarak sağduyumuzu muhafaza edebilmektir. Türkiye’nin haysiyetli insanları eşitlik, barış, adalet anlayışından bir an bile sapmamalıdır. Ülkemizde iç gerginliğin oluşmasına hizmet eden sorumsuz açıklamalara itibar edilmemeli. Bu konuların şakası yok."