Haber Merkezi - Türkiye İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Mersin'deki polisevi saldırısına ilişkin yeni açıklamalarda bulundu.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun saldırıyla ilgili gelişmelere ilişkin, kendisinin milletten ve CHP'den özür dilemesi gerektiğini söylediğini hatırlatan Soylu, özür dilemesi gereken kişinin Kılıçdaroğlu olduğunu söyledi.
Soylu, saldırıyla ilgili asılsız iddialar ortaya atıldığına ve ilk tespitlerin kamuoyuyla paylaşıldığına işaret ederek, olayın arkasında PKK’nin olduğu ve "Dilşah Ercan"ın saldırıda yer aldığı bilgisinin paylaşıldığını söyledi.
“Paramotorun rotası tespit edildi”
Bakan Soylu, CHP'nin Tutuklu Gazeteciler Raporu'nda Dilşah Ercan'ın isminin yer aldığını bildiğini ve “kumpas yaparak olayı üstlerine yıkmaya çalıştıklarını” savundu.
Saldırıya ilişkin inceleme sırasında polisevi eylemcilerinin kullandıkları paramotora ulaşıldığını belirten Soylu, yanlarındaki cep telefonlarının GPS sinyalleri sayesinde paramotorun rotasının tespit edildiğini aktardı.
“Paramotora ek hazne konuldu”
Paramotorun havadaki uçuş süresine ilişkin tartışmalara değinen Soylu, şu bilgileri verdi:
"Bir tezvirat da orada, 'Acaba bu paramotor bu kadar saat uçar mı?' Bakın biz Hatay'da da aynı işle karşılaştık. Orada da ek bir hazne koymuşlardı, burada da ek bir hazne var. Bu tespitleri söylerken bunların hepsinin değerlendirilerek söylendiğinin bilinmesi gerektiğini ifade etmek isterim. Ek hazneyle onu oraya kadar getirebilme kabiliyetine paramotor çok net bir şekilde sahip."
“Listeyi kim yapmışsa kumpası o kurmuş”
Soylu, raporu basın mensuplarına göstererek, raporun 49'uncu sayfasında Dilşah Ercan'ın isminin yer aldığını ve 95'inci sayfada ona atfedilen mektupta, Ercan'a ilişkin "gazeteci ve haksızlıkla karşı karşıya olduğu" ifadelerinin yer aldığını aktardı.
Raporda, TSK’nın Rojava ve Dersim operasyonlarında hayatlarını kaybeden Bayram Namaz, Cihan Gün ve Naciye Yavuz'un da isminin yer aldığını bildiren Soylu, "Bu terör örgütü listesini kim yapmışsa kumpası o kurmuş. Bu listenin içerisinde 91 PKK/KCK, 17 MLKP, 9 DHKP-C ve diğer terör örgütlerinden iltisaklı kişiler var. PKK'lıların 17'si şu anda kırsalda. Yani PKK/KCK terör örgütüne mensup” dedi.
Soylu, şöyle devam etti:
"İlk açıklama 29 Eylül'de saat 10.00'da terör örgütüne müzahir bir sözde basın yayın organından geldi. Kemal Kılıçdaroğlu, açıklamayı 29 Eylül saat 11.18'de yaptı. O gün ve bugünkü açıklamasını yaparken, 'Bana birtakım yerlerden, daha sonra da devletten bilgi geldi' dedi. İkinci açıklama saat 08.29'da geldi. Bu açıklama ANF'de yayımlandı. Terör örgütünün, hepinizin izlediği teröristin ortaya koyduğu ifadeyi baz alacak olursak, 'Ben yaşıyorum, ben ölmedim ama görevimin başındayım' diyor. Dikkat ederseniz ilk açıklamada da net bir şekilde terör örgütü hepimize ifade eder şekilde 'görevinin başında' diyor. Burada kendisi onu teyit ediyor."
“En büyük belge itiraftır”
Bu değerlendirmelere yönelik Kılıçdaroğlu'nun kendisini "Ben haklı çıktım" şeklinde ifade ettiğini söyleyen Soylu, "Bu görüntü ve rapor neyi ifade ediyor? En büyük belge itiraftır. İtirafında diyor ki ben teröristim" ifadesini kullandı.
Soylu, Dilşah Ercan'ın polisevi saldırısında yer almadığını PKK’nin belirttiğini, yargının ve soruşturma makamlarının inceleme çalışmalarının ise sürdüğünü söyledi.
“Kılıçdaroğlu özür dilemeli”
Kılıçdaroğlu'nun ve CHP'lilerin milletin karşısında özür dilemesi gerektiğini savunan Soylu, "Bu raporda devlet töhmet altında bırakılmaktadır. Devlet, yargı, bütün bulgular suçlu ilan edilmektedir. Çıkıp özür dilemelidirler” dedi.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın