İngiliz uzman: Ne zaman olacağını tahmin edemem ama Türkiye'de bir deprem daha olacak

Haber Merkezi - Türkiye'deki yıkıcı depremin ikinci yıl dönümü Center for Türkiye Studies (CEFTUS) tarafından İngiliz Parlamentosu'nda düzenlenen bir etkinlikle anıldı. Etkinlikte Erkan Gürsel'in yönettiği depremle ilgili film gösterildi ve ardından diğer konuşmacılarla depremin etkileri üzerine bir tartışma yapıldı.

Gürsel'in filmi "No. 910 (2024, Türkiye)", 2023 depremlerinin Antakya'nın Affan semtindeki etkilerini inceleyen 48 dakikalık bir belgesel. İngiltere'de öğretim görevlisi ve araştırmacı olan Gürsel, filminin Ekim 2023'te çekildiğini ancak depremin üzerinden aylar geçmesine rağmen durumun düzelmediğini ve kurtulanların çoğunun hala metal konteynerlerde hayat mücadelesi verdiğini söyledi.

Deprem Jeolojisi ve Afet Risk Azaltma uzmanı Profesör Joanna Faure Walker, izleyicilere insanları öldürenin deprem değil, binalar olduğunu hatırlattı.

“Ne zaman olacağını tahmin edemem ama Türkiye'de bir deprem daha olacak”

Walker, “En sinir bozucu olan şey, depremlerden iki yıl sonra bile insanların hala konteynerlerde yaşıyor olması” dedi.

Walker, Bir sonraki depremin ne zaman olacağını tahmin edemesek de Türkiye'yi benzer bir depremin daha vuracağından endişe duydukları konusunda uyardı.

“Fonlama ortamlarında faaliyet göstermek kolay değil”

Türkiye'deki Mozaik Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi Yörük İlhan Kurtaran da deprem gibi doğal afetler sırasında yardım kuruluşlarının Türkiye'de karşılaştığı zorluklarla ilgili kişisel deneyimlerini paylaştı.

Kurtaran şöyle dedi:

“Fonlama ortamında gezinmek kolay değil. Örneğin, bir İngiliz yardım kuruluşu olarak, web sitemizde bir bağış toplama çağrısı yayınlamak ve insanlardan bağış yapmalarını istemek sadece beş dakikamızı aldı. Ancak Türkiye'de, herhangi bir yardım kuruluşunun bağış istemesi için hükümet iznine ihtiyaçları var. Bu, AKP döneminde meydana gelen yeni bir konu değil; yaklaşık 50-40 yıldır yürürlükte. Bu, sivil toplumun çevikliğinin genellikle bürokrasi tarafından kısıtlandığı ve bu da kuruluşların esnekliğini sınırladığı anlamına gelir. Bazı alanlarda hızlı hareket edebilmenize rağmen, her zaman bir engel vardır; ne yapabileceğinizi ve ne kadar hızlı yapabileceğinizi kısıtlayan kurallar.”

Son olarak, Kurtaran, tüm bürokrasiye ve zorluklara rağmen sivil toplumun aktif ve çevik kaldığını ifade etti.

Haber: İdris Okuduci

• Paylaş
• Share on Facebook
• Share on Twitter
• Share on Whatsapp
• Share on Telegram
• Share on Viber
• Share on Messenger