Emekli büyükelçi Demiralp: Türkiye S-400’leri depoya kaldırmalı

Erbil (Rûdaw) – Emekli Türk büyükelçi Oğuz Demiralp, Türkiye’nin S-400’ler konusunda daha esnek bir tavır alması gerektiğini belirterek, “Herhalükarda S-400’leri Türkiye’nin kullanmasına ABD ve NATO’nun yeşil ışık yakacağını sanmıyorum. Dolayısıyla S-400’leri depoya kaldırmak en uygun çözüm olarak görünüyor” dedi.

Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) Jode Biden’ın başkanlık görevine başlamasının ardından peş peşe Türkiye’nin Rusya’dan aldığı S-400 hava savunma sistemleri ile ilgili açıklamalar geldi.

Rûdaw TV’de Hêvîdar Zana’nın sunduğu 15:00 bültenine konuk olan deneyimli diplomat ve emekli büyükelçi Oğuz Demiralp, bu konuda değerlendirmelerde bulundu.

“Türkiye’nin S-400’lerden vaz geçmesi gerekiyor”

Türkiye’nin S-400’ler konusunda daha esnek bir tavır alması gerektiğine dikkat çeken Demiralp, “Hem S-400’ler hem de F-35’ler aynı anda olmuyor maalesef. Buna ABD zaten karşı çıkıyor. Bir yaptırım yasası var ve o yasa daha da ağırlaşabilir. Öte taraftan bu NATO’da da büyük bir memnuniyetsizlik yaratıyor. Çünkü NATO’nun karşı olduğu bir ülkenin askeri sistemlerine bağlı silah sistemi. Dolayısıyla S-400’ler konusunda Türkiye’nin NATO sistemine uygun hava savunma tarzı benimsemesi gerekiyor. Açıkcası S-400’lerden vaz geçmesi gerekiyor” dedi.

Türkiye’nin eski NATO daimi temsilcileri Fatih Ceylan,  Ahmet Üzümcü ve Ümit Pamir’in ortak kaleme aldığı “Türkiye-NATO İlişkisi S-400/F-35 Sorunsalı” başlıklı makaleyi hatırlatan Demiralp, şunları kaydetti:

“Ben de o makaledeki görüşlere katılıyorum. Makale açıkça S-400’ler depoya kaldırılmalıdır diyor. Ben de şu anda başka bir çözüm şekli bulamıyorum. Ama Türkiye ile ABD arasında bu konu görüşülecek herhalde ve ortak bir çözüm üzerinde mutabık kalınması ümit edilir. Ama her halükarda ABD ve NATO’nun S-400’leri Türkiye’nin kullanmasına yeşil ışık yakacağını sanmıyorum. Dolayısıyla S-400’leri depoya kaldırmak en uygun çözüm olarak görünüyor.”

Sözkonusu makalede çözüm, “Türkiye’nin S-400 sistemini işler halde tutmayacağını NATO bünyesinde taahhüt etmesi, bu taahhütün olağan NATO denetimine açık olması; bunun karşılığında ABD’nin Türkiye’nin tekrar tam hak ve yetkilerle F 35 programına alınmasını üstlenmesi ve Türkiye’nin uzun süredir ihtiyaç duyduğu uzun menzilli yüksek irtifa füze savunma sistemini elde etmesinde cömert bir teknoloji paylaşımını da içeren ortak üretim modelinin hayata geçirilmesi” şeklinde formüle edilerek bu uzlaşı formülüne göre ABD’nin, Türkiye’ye karşı yaptırım uygulamaya behemehal son vermesi isteniyor.

“Biden yönetimi yeşil ışık yakmayacak”

Biden yönetiminin S-400’ler konusunda Türkiye’ye yeşil ışık yakmayacağını ifade eden Demiralp, “Biden adına konuşanlar da ki başta Dışişleri Bakanı olmak üzere diğer sözcüler, S-400’lerin devreye sokulmasına karşı olduklarını söyledi. Dolayısıyla Biden yönetimi, Varşova'da 2016’daki NATO zirvede Rus teçhizatına bağımlılığı azaltmak için verdikleri taahhütlere Türkiye’nin de uymasını isteyecektir. Zaten yasal olarak da başka türlü tavır almasına imkan yoktur. Çünkü ABD Kongresinden çıkmış bir yasa var (CAATSA - Yaptırımlar Yoluyla Amerika'nın Düşmanlarına Karşı Mücadele Yasası). Biden yönetimi bu yasayı uygulayacaktır. Türkiye’nin de bu konuda inatçı olmamasında yarar görüyorum” ifadelerini kullandı.

ABD ile Türkiye arasında gündemdeki tüm konular hakkında sürekli temaslar olduğuna değinen emekli büyükelçi, taraflar arasında ele alınması gereken konuları da şöyle özetledi:

“Suriye konusu Türkiye ile ABD arasında ciddi olarak konuşulup ortak tavır bulunması gereken konulardan biridir. Çünkü iki müttefikten bahsediyoruz. Diğer taraftan FETÖ konusunda Türkiye taleplerinden vazgeçmeyecektir. Neyse o konuda atılabilecek hukuki adımlar bu da konuşulması gerekir. Önemli olan iki yönetim arasında ciddi bir diyalog ve işbirliğinin kurulabilmesidir. Bu olursa birçok konuda netice alınabilir. Bu işbirliği ve diyaloğu kurabilecek miyiz, mesele bu.”

“Anayasa değişikliği konusunda mhattap Avrupa’dır”

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın son dönemde gündeme getirdiği anayasa değişikliği ile ilgili de görüşlerini dile getiren Oğuz Demiralp, “Anayasa değişikliğinden iktidar kesiminin ne kastettiğini bilmiyoruz henüz. Ama anayasa hukuki bir konu. Bu konuda ABD’den çok Avrupa’yı ilgilendiren bir konudur. Avrupa Konseyi ilgilenecektir, ikici dereceden Avrupa Birliği ilgilenecektir. ABD’nin bu konuda daha geri planda bir muhattabımzı olduğunu düşünüyorum. Hukuki konularda, insan hakları konularında bizim esas ait olduğumuz camia Avrupa camiasıdır. Dolayısıyla anayasa konusunda da önce taslağı görmemiz ve fikirleri bilmemiz lazım. Bu konularda da bize tavsiyelerde bulunacak ya da eleştirilerde bulunacak en önemli organ Venedik Komisyonu’dur. Avrupa Komisyonu’na bağlı Venedik Komisyonu bu tür konularda çalışmalar yapar. Bu tabi ABD’yi de etkiler” dedi.