Türkiye'de Kürt sorununun çözümüne yönelik adımların hız kazandığı bir dönemde, DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, Rûdaw'a verdiği özel röportajda sürecin geleceğine dair kritik değerlendirmelerde bulundu.
PKK'nin "çok yakın bir zamanda bir silah bırakma merasimi" gerçekleştireceğini belirten Temelli, "Barış kuşu tek kanatla uçmaz" diyerek hükümetin artık somut adımlar atması gerektiğini vurguladı. Temelli, “Bu barış kuşu tek kanatla uçmaz. Kanadın biri çok sağlam adımlar atıyor, tarihi değiştiriyor. Çok önemli açıklamalar yapıyor ama kanadın diğer tarafının da hareketlenmesi lazım. Şimdi bütün bu adımlara karşı artık Türkiye siyasetinde de iktidarda da, devlette de, siyasetin bütününde de artık bir hareketlenme lazım ki bu barış kuşu bu ikinci kanatla harekete geçsin ve artık uçabilsin” ifadelerini kullandı.
Temelli'ye göre atılacak en acil adım, silah bırakanların hukuki güvencesini sağlayacak ve topluma entegrasyonunu düzenleyecek bir Meclis Komisyonu'nun kurulması.
Röportajda, eski HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'ın durumuna da değinen Temelli, Kobani Davası'nın "içinde hiçbir delil olmayan bir kumpas davası" olduğunu belirtti.
Mecliste kurulması planlanan komisyonun ismine ilişkin tartışmalara da değinen Temelli, hükümetin önerdiği "Terörsüz Türkiye" gibi bir ismin kabul edilemez olduğunu, "Barış ve Demokratik Toplum" gibi kapsayıcı bir isimde uzlaşılacağına inandığını söyledi.
Kürdistan Bölgesi Başkanı Neçirvan Barzani ve Başkan Mesud Barzani'nin sürece katkısını olumlu değerlendiren Temelli, Kürtlerin dayanışmasının önemine dikkat çekti. Temelli, “Büyük coğrafyadaki, o dört parçadaki bütün gelişmeler aslında hep birbirine bağlıdır. Herhangi bir yerde iyi bir şey varsa diğer bütün parçaları olumlu etkiler. Dolayısıyla bu barış süreci de bütün coğrafyayı olumlu etkileyecektir. Herkesin emeğine sağlık. İnanıyorum ki herkes buna en güçlü katkıyı sağlayacaktır. Sayın Barzani de öyle diğer liderler de öyle. Bu hepimizin topyekun özgürlük, barış, demokrasi mücadelesidir” ifadelerini kullandı.
DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli’nin Rûdaw’dan Ferdi Sak ile röportajı şöyle:
Rûdaw: Süreç artık yeni bir aşamaya evriliyor. Özellikle bu günlerde Kürdistan Bölgesi'nde gerçekleşmesi beklenen, PKK'nin silah bırakma adımının ardından Türkiye'yi ve süreci neler bekliyor? Hükümet kanadından hangi somut adımların atılmasını bekliyorsunuz?
Sezai Temelli: Evet sürecin yeni bir aşamaya evrilmesi konusu çok konuşuldu. Özellikle son bir haftadır çok yoğun bu konuda yorumlar var. 27 Şubat'ta Sayın Öcalan'ın manifestosundan açıklamasından sonra o tarihi adımdan sonra Türkiye aslında bütün dünyada olduğu gibi bu konuya kilitlenmiş durumda. Bu konu üzerinde birçok yorum da oldu. İşte ne olacak, hareket ne tepki verecek diye. Sonra 12 Mayıs'ta, PKK kongresini topladı ve bu konuda kararını aldı. Ondan sonra yine bir bekleme süreci oldu ve bu sefer Türkiye'de sürekli olarak evet PKK bu kararı aldı ama silahlar bırakılacak mı tartışması çok yoğun olarak yaşandı.
Şimdi de yakın bir zamanda yine PKK'nin yaptığı açıklama diğer başka yerlerden gelen açıklamalardan anlıyoruz ki çok yakın bir zamanda bir silah bırakma merasimi gibi bir şey tam adını da net olarak söylememiz hala mümkün değil çünkü net bir bilgi yok ama böyle bir silah bırakma gerçekleşecek.
Tabii bu da çok önemli bir aşama. Gerçekten hem 27 Şubat hem 12 Mayıs hem şimdi önümüzdeki günlerde beklenen bu gelişme gerçekten atılan büyük, güçlü, kararlı adımları gösteriyor, önemli adımları gösteriyor.
Ama önemli bir tartışma vardı Türkiye'de hatırlayacaksınız. Bu barış kuşu tek kanatla uçmaz diye. Kanadın biri çok sağlam adımlar atıyor, tarihi değiştiriyor. Çok önemli açıklamalar yapıyor ama kanadın diğer tarafının da hareketlenmesi lazım.
İşte tam da sizin sorunuzun cevabı burada saklı. Şimdi bütün bu adımlara karşı artık Türkiye siyasetinde de iktidarda da, devlette de, siyasetin bütününde de artık bir hareketlenme lazım ki bu barış kuşu bu ikinci kanatla harekete geçsin ve artık uçabilsin.
Biz DEM Parti olarak özellikle birkaç tane adımı özellikle bekliyoruz. Demokratik siyasetin gereği zaten bu adımların atılması lazım. Bunlardan bir tanesi işte bu komisyonun kurulması. Komisyonun kurulup hayata geçerek özellikle hukuki güvence, hukuki altyapı, gerekli hukuksal düzenlemeler, gerekli olan bütün hukuksal düzenlemeler aslında bu komisyon eliyle bu meselede hayata geçirilmeli. Çünkü bakın silah bırakılsın. Evet peki bırakılsın.
Peki silahı bırakan ne olacak? Bu sorunun yanıtını üretecek olan siyasettir. Bu sorunun yanıtının gereklerini yapacak olan da işte bu komisyondur, meclistir, iktidardır, devlettir. Çünkü mesele silahı bırakarak kendilerinden hallolacak bir mesele değil. O işin bir tarafı tamam. Fakat sonra ne olacak?
Sonrasında ne olacak konusu bugüne kadar aslında ihmal edildi, gecikti. Ama bugünden sonra umarız bu silah bırakma hamlesinden sonra bu gecikme telafi edilir, süreç hızlanır. Komisyon bu konuda hukukun gerekli yüklerini yapmak adına bir an önce kurulur bir an önce çalışmaya başlar artık çünkü bu gecikmelere kimsenin tahammülü de yok kimse beklemek de istemiyor. İkinci bir şey yine demokratik siyaset alanında yargı alanına dair düzenlemeler yapılabilir.
Biliyorsunuz 10. Yargı Paketi Türkiye'de geçtiğimiz ay çıktı. Hiç kimseyi memnun etmedi. Beklentileri karşılamadı. Ama bakanlık 11-12. yargı paketleri gelecek dedi Ekim'de. Umarız bu yargı paketleriyle de yine hem silahı bırakanlar için hem cezaevinde yatanlar için hem sürgünde olanlar için hem de bütün bu süreç boyunca bu çatışmalı dönemden olumsuz etkilenenler için ki çok büyük bir nüfustan bahsediyoruz onlar için yargı eliyle bugüne kadar yaratılmış tüm olumsuzluklar, tüm kötü uygulamalar ortadan kalkar. Türkiye gerçek anlamda hem çatışmaları sonlandırır, hem barışını inşa etme olanaklarına kavuşur, hem de toplumsal barışını sağlar. Şimdi bütün bunlar birbirine bağlı.
Rûdaw: Kamuoyunda en çok merak edilen konulardan biri de silah bırakan PKK mensuplarının durumu. Sizce bu kişilerin topluma yeniden entegrasyonu için yasal düzlemde ne gibi adımlar atılmalı?
Sezai Temelli: Evet şu ana kadar bir adım atılmadı, işte komisyon eliyle bu adımların atılmasının sağlanması gerekiyor. Dolayısıyla bugüne kadar çatışma döneminin savaş döneminin biçimlendirdiği bir hukuk sistemi bir yargı sistemi bir siyasal sistem var.
Şimdi çatışmalar bitiyorsa barış geliyorsa o zaman hukuk sistemi de yargı sistemi de siyaset de buna göre yeniden kendini değiştirip dönüştürmek zorundadır. Yoksa eski hukuk anlayışıyla eski yargı sistemiyle yolumuza devam etmemiz mümkün değil. O yüzden bu komisyon özellikle bu konularda hızla çalışma yapmak zorundadır. Çünkü silahı bırakanlar bu mücadeleyi sonlandıranlar şimdi demokratik siyaset içinde mücadelelerine devam edecekler. Siyaset yapacaklar. Şimdi bu siyaset yapma hakları, siyasi özgürlükleri artı yargısal olarak yeni düzenlemelere ihtiyaç duyar. Şimdi bunlar olmadan nasıl olacak? Tabii bu soruların hepsinin cevabının üretilmesi gerekiyor. Şu anda bu soruların cevabı henüz Türkiye'de yok. Çünkü Türkiye hala bu konuları tartışmadı. İşte umudumuz bu komisyon eliyle bunları tartışmak… Cezaevinde binlerce insan var yüz binlerce sürgün var geçmişin mağduriyetleri var şu anda silahlı olan güçlerin geleceği meselesi var yani birçok mesele var.
Ve bizim hiç vakit kaybetme gibi bir lüksümüz yok. Bir an önce komisyon eliyle de iktidar, yürütme, meclis ciddi bir sorumlulukla hareket etmeli ve çalışmalarına başlamalı.
Rûdaw: Konuştuğumuz birçok AK Partili yetkili, "silahların gölgesinde siyaset yapmanın" ve bu yüzden Kürt sorununa yönelik adım atmanın zorluklarından bahsetti. PKK'nin silah bırakması, Kürtleri temsil eden en büyük parti olarak sizin siyaset alanınıza ne gibi kolaylıklar sağlayacak?
Sezai Temelli: Biz zaten demokratik siyaset alanında olan bir partiyiz ve bugüne kadar mücadelemizi verdik ve bütün mücadelemiz barış içindi, demokratikleşme içindi. Bu mücadeleye devam edeceğiz. Silahlar bırakıldığında kendiliğinden ne barış gelir ne demokrasi gelir. Evet silahlar bırakıldıktan sonra şimdi çok daha güçlü bir mücadeleyi demokratik siyaset alanında vermeliyiz ki silahların susması kalıcı barışa vesile olsun ve tabii ki Türkiye'de demokratikleşsin.
Çatışmaların olduğu bir dönemde sadece bunun zorlukları, bunun gölgesi bizim üzerimize düşmedi. Bütün siyaseti aslında bu çatışma alanı ciddi bir şekilde sınırlandırıyordu. Neden? Çünkü iktidar sürekli olarak bu meseleyi ön plana getirerek bugüne kadarki tüm iktidarlar gibi sadece ben bugünkü iktidar bağlamında da bunu söylemeyeyim. Sürekli olarak bu meseleyi gündeme getirip Türkiye'de barış adına, demokrasi adına, insan hakları adına hiçbir iyileşme yapmadığı gibi her geçen gün çok daha kötü sonuçlarla karşılaştı Türkiye halkları, Türkiye toplumu. Bugün işte şimdi bunun bir olanağı yaratıldı.
Sayın Öcalan'ın 27 Şubat'taki yaptığı açıklama o yüzden çok demokratik siyaset adına da, demokrasi adına da önemli bir adımdır. Dolayısıyla silahlar susacak ve barış gelecekse bu ancak demokratik bir cumhuriyette demokratikleşmiş bir ülkede mümkün olacaktır. Onun gereklerini yapmalıyız. O yüzden şimdi demokratik siyasete daha çok sorumluluk düşüyor. Daha önemli görevler düşüyor. Umarım bunu hep birlikte başarabiliriz.
Rûdaw: Geçtiğimiz günlerde siz ve Sayın Gülistan Kılıç Koçyiğit, hem Adalet Bakanı hem de Meclis Başkanı'yla bir dizi görüşme gerçekleştirdiniz. Bu görüşmelerde neler konuşuldu? Sürecin geldiği bu aşama itibarıyla, kamuoyuna bizim aracılığımızla vermek istediğiniz yeni bir mesaj var mı?
Sezai Temelli: Evet, Adalet Bakanı ile görüşmelerimiz mevcut uygulamalara yönelik. Uygulamadan kaynaklı çok ciddi sorunlar var. Hasta tutsaklar adına çok ciddi sorunlar var. İnfaz yakmalar. Söz konusu cezaevi gözlem idare kurullarının yaratmış olduğu çok ciddi sorunlar var. Dolayısıyla bütün bunlara baktığımızda bunların olumsuz sonuçlarını ortadan kaldıracak adımların atılması pek ala mümkün. Bunlar için yasaya da gerek yok. Adalet Bakanlığı mevcut yasalar çerçevesinde de adım atabilir. Özellikle bu konuyu görüştük. Tabii daha önceki görüşmelerimiz yargı paketleriyle ilgiliydi. Onlara dair de beklentilerimizi tabii ki her vesileyle dile getiriyoruz. Diğer taraftan Sayın Meclis Başkanı'yla yaptığımız görüşmede de bu komisyonun kurulmasına dair de görüşmelerimiz oldu ve bu konuda önerilerimizi sunduk. Kendisi de bu komisyonun bir an önce kurulması konusuna sıcak bakıyor. Bir çaba içinde meclis kapanmadan bunun hızla hayata geçmesi ve çalışmalara başlaması konusunda mutabık kaldık.
Rûdaw: Bilindiği gibi PKK lideri Abdullah Öcalan'ın durumu, "siyasi tutsaklar" konusu ve başta eski HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ olmak üzere, sürecin önemli gündem başlıkları arasında yer alıyor. AK Partili yetkililerle yaptığınız görüşmelerde bu konular ele alındı mı, herhangi bir görüş birliği sağlandı mı?
Sezai Temelli: Evet yani önemli başlıklardan biri hasta tutsaklar, bir diğeri infaz yakma diğeri de bu kumpas davaları; çünkü biliyorsunuz Kobani kumpas davasından dolayı hem Figen Yüksekdağ hem Selahattin Demirtaş hem birçok arkadaşımız cezaevinde, bu konuyu da sıklıkla gündeme getirdik. Biz bunları gündeme getirdikten kısa bir süre sonra mahkeme gerekçeli kararı açıkladı. 32 bin sayfadan oluşuyor gerekçeli karar. Bir rekor kırıldı. Fakat gerekçeli kararın içine çok hızlı bir baktık ki içinde hiçbir delil bile yok. Tamamen bir torba. Hatta ben buna çok bir gerekçeli karar dedim. Artık bu davanın hiçbir hükmü yoktur. Dava çoktan düşmüştü ama artık tescillendi diyebilirim. Arkadaşlarımızın bir an önce serbest bırakılması konusunu dile getirdik ama biz bunu sürekli zaten dile getiriyoruz. Çünkü ortada çok ciddi bir hukuksuzluk var ve arkadaşlarımız kelimenin tam anlamıyla tutsak şu anda tabi ki gündemimizde bu konu değişmez gündemlerimizden birisi zaten.
Rûdaw: "Sürecin bir adımı olarak, Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'ın ileride tahliye edilmesi gündeme gelebilir mi? Hükümet yetkilileriyle yaptığınız görüşmelerde bu konudaki tutumları nasıldı, olumlu bir sinyal veya bir yaklaşım gördünüz mü?"
Sezai Temelli: Bu tabii bizim arzumuz bir an önce özgürlüklerine kavuşmaları ve her türlü haklarına yeniden kavuşmaları fakat kendilerinden bize aktarılmış bir bilgi yok, bir açıklama yok. Bu konuda meselenin yargıda olduğunu dile getiriyorlar. Dolayısıyla herhangi bir açıklama ya da bir bilgi söz konusu olmuyor.
Rûdaw: Meclis'te bir komisyon kurulması gündemde. Bu komisyon şu an hangi aşamada, siz parti olarak önerilerinizi sundunuz mu? Komisyonun görev tanımı ne olacak ve ne zaman faaliyete geçmesi bekleniyor?
Sezai Temelli: Biz önerilerimizi sunduk. Diğer partilerin önerileri de meclis başkanına ulaştıktan sonra, Meclis başkanı genel öneriler çerçevesinde olabilecek en yüksek konsensusla bir komisyon modeli ortaya koyacak. Partilere çağrı yapacak. Partiler gerekli üyeleri verecekler ve komisyonun ilk toplantısını yapıp çalışma yöntemini ve çalışma muhtevasını belirleyecek. Şu aşamada öneriler kendilerine iletildi. Bizim önerilerimiz tabii komisyonun bir an önce kurulması, yaz tatili boyunca çalışması. Yasal olarak kurulması bizim için önemlidir dedik. 35 civarında bir sayı optimal bir sayıdır. Çalışmasını verimli etkin yapabilir dedik. Mutlaka alt komisyonlar eliyle özellikle hem hukuki düzenlemeler alanında hem Türk Ceza Kanunu alanında, infaz kanunu alanında, insan hakları alanında, ayrımcılık konuları alanında hızla alt komisyonları kurarak çalışmalar yapmalıdır.
Silah bırakılmasından sonra hem sağlanacak hukuki güvence hem de silahı bırakanların hem de cezaevinde olanların ve tabii ki tüm mağdurların sürgünde olanlar da dahil olmak üzere tüm mağdurların hukuki durumunun değerlendirilmesi gibi başlıkları kendilerine ilettik taleplerimiz doğrultusunda. Tabii biz Kürt meselesinin demokratik çözümü hem bu komisyon hem diğer alanlarda yapılacak çalışmalarla mümkün. Bu meselenin topyekun tüm toplumun katılacağı bir çabayla hayata geçebileceğine inandığımız için komisyonun toplumla ilişkilenmesi, toplumun çeşitli kesimlerinden görüş önerileri, bilgileri almasının da önemine vurgu yaptık. Topluma, halka açık bir komisyon çalışması. Tabii ki yasalar bu çalışmaların nasıl olacağını bize gösteriyor ama topluma kulaklarını asla tıkamamalı, ilişki içinde olmalı, dinlemeli diye de bunu özellikle de belirttik.
Rûdaw: "Meclis'te kurulacak komisyonun ismi üzerine de tartışmalar yaşandığını biliyoruz. Hükümetin bu süreci 'Terörsüz Türkiye' olarak adlandırması, hem kamuoyunda hem de farklı çevrelerde eleştiriliyor. Bu konuda DEM Parti olarak sizin önerdiğiniz bir isim var mı? Ya da AK Partili yetkililerle, üzerinde uzlaşılabilecek ortak bir isim konusunda bir görüş birliğine varabildiniz mi?
Sezai Temelli: Biz tabi Barış ve Demokratik Toplum Komisyonu olsun istiyoruz ama illaki bu olsun diye değil, barışı ve demokratik toplumu, barışı ve demokrasiyi, barışı ve demokratik cumhuriyeti çağrıştıracak, toplumsal barışa vurgu yapacak ve bu komisyonun önemine dair bir isimde ortaklaşılacağına inanıyoruz. Eskinin siyaset anlayışı eskinin hukuk anlayışı eskinin siyasi kodlarına sıkışmış böyle kavramlarla, terörsüz Türkiye gibi kavramlarla bir komisyon çalışmasının olanaklı olamayacağını zaten biz dedik. Bu konuda bir ısrarın da olacağını sanmıyorum. Yani amaç gerçekten bugün için Türkiye'de barış ve demokrasi adına atılacak adımları hayata geçirmek. İsmi konusunda çok böyle bir tartışmanın ya da gerilimin olacağını düşünmüyorum. Uygun bir isim mutlaka komisyon ilk toplantısında ya da çağrısında ortaya çıkacaktır.
Rûdaw: Bir de anayasa konusu var. Süreç ile yeni anayasa çalışmaları birbiriyle bağlantılı mı, paralel mi yürüyecek? Yeni anayasa, çözüm sürecinin bir parçası olacak mı? Yeni anayasada Kürtlerin haklarına yönelik ne gibi somut güvenceler yer alabilir?
Sezai Temelli: Henüz başlamış bir anayasa çalışması yok. İktidar partisinin kendi içinde bir çalışma yaptığını biliyorum. Onlar bir komisyon oluşturdular. Kendi içlerinde bir tartışma yürütüyorlar ama şu anda Mecliste anayasa komisyonu çalışması yok. Ama hep dile geliyor. Bir anayasaya ihtiyaç olduğu söyleniyor. Evet bir anayasaya ihtiyaç var. Hatta kendilerinin dediği gibi bir sivil anayasaya ihtiyaç var. Her şeyin sivilleşmesine ihtiyacımız var. Bu militarist akıldan, bu otoriter akıldan kurtulmamız gerekiyor ama bunun çalışması ayrı bir kulvarda yürüyecektir. Kürt meselesinin demokratik çözümüne dair bugün hayata geçirmeye çalışacağımız komisyonla anayasa komisyonu iç içe geçecek bir çalışma değil ayrı kulvarlarda yürüyecektir.
Yürürken de tabii ki birbirini olumlu yönde beslemesi, olumlu yönde desteklemesi en büyük arzumuz. Ve o anayasa çalışması bir gün hayata geçecekse önce bunun stratejisi konusunda konuşulmalı. Gerçekten toplumsal barışı, geniş mutabakatı, yeni bir sözleşmeyi hedefine koyan bir çalışma mı olacak? Yoksa yine eskiden olduğu gibi ufak pansuman tedbirlerle mi hareket edecek? İşte bunun stratejisi anayasayı yazmaktan çok daha önemli.
Biliyorsunuz anayasa yazılmaz. Anayasa yapılır. Gökten de düşmez. Toplumun herkesin katılımıyla var edilecek bir şeydir. Umarım böyle bir demokratik anlayışla anayasa yapım süreci başlar. Ama bunun için henüz çok erken.
Rûdaw: Görünüşe göre süreç olumlu bir havada ilerliyor. Bu olumlu hava, sizin Meclis'teki diyaloğunuza da yansıyor mu? Geçtiğimiz günlerde, sanırım Kobani Davası üzerine, sizinle AK Partili Adalet Komisyonu Başkanı arasında hararetli bir tartışma yaşandığına tanık olduk. Meclis'teki genel diyalog ortamı hakkında neler söylemek istersiniz?
Sezai Temelli: O tartışma kendi özelinde bir tartışmaydı çünkü Adalet Komisyonu Başkanı adalet konusunda uzman, bir anayasa hukukçusu, bir profesör ama ne yazık ki bu gerekçeli karara bakmamış. Bakmadan konuştu. Dolayısıyla çok ciddi bir bilgi eksikliği ve buna bağlı bir algı yönetimi söz konusuydu. O yüzden buna gereken yanıtı verdik. Vermek zorundayız kamuoyunu aydınlatmak için. O ayrı bir konu ama genel anlamıyla baktığımızda 1 Ekim'de MHP sıralarından Devlet Bahçeli'nin bizim sıralarımıza gelip bizimle tokalaşmasından sonra Mecliste genel hava giderek daha fazla bir diyalog zemininde diyebilirim hem iktidar partisi hem iktidar ortağıyla hem muhalefet partileriyle.
Zaman zaman tabii ki gerilimler yine söz konusu oluyor. O günlük siyasetin belli gereklilikleriyle söz konusu. Ama şu bir gerçek ki Kürt meselesinin demokratik çözümü konusunda bir iki partinin katı tutumlarını bir tarafa bırakırsak genel anlamda evet bu mesele artık çözülmeli, bu atılan adım çok çok önemli kıymetli bir adım dolayısıyla da PKK'nin silah bıraktığı yerde artık siyaset de bunun gereğini yapmalı fikri giderek daha fazla hakim olmaya başlıyor. Fakat işte bu adımı atma konusundaki tıkanıklıkları aşma çabasındayız. Umarım komisyon bunu aşacaktır.
Rûdaw: Önümüzdeki hafta DEM Parti İmralı heyetinin Cumhurbaşkanı ile bir görüşme yapması bekleniyor. DEM Parti olarak Sayın Erdoğan'dan temel talepleriniz neler olacak?
Sezai Temelli: Umarım ama DEM Parti İmralı heyetimiz bu çalışmalarını öncesini ve sonrasını ve kamuoyunu bilgilendirme aşamalarını onlar açıklama yapıyorlar. Dolayısıyla bu kısmı onlara bırakıyorum. Yani dokuzunda bir görüşme gerçekleştirecekler. Hem görüşme öncesi ve sonrası heyetimiz zaten açıklamaları yapacak. Talepleri de orada konuşulanlara dair de sonrasına dair de uygun açıklamaları yaparlar. Sonrasında da bir İmralı'ya gidilmesi söz konusu olacak heyetimizin. Umarım olumlu geçer bütün görüşmeler. Evet, var şu ana kadar olumsuz bir açıklama hiçbir yerden gelmiyor. Umarım böyle de devam eder.
Rûdaw: Kürdistan Bölgesi yönetiminin ve özellikle Başkan Mesud Barzani ile Kürdistan Bölgesi Başkanı Neçirvan Barzani'nin sürece katkısını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Sezai Temelli: Sayın Öcalan açıklamasında zaten ne kadar önemli olduğunu, ulusal birlikten tutun da Kürtler arasındaki dayanışmanın, kardeşliğin, birlikte hareketlerinin ne kadar önemli olduğunu da vurgulamıştır. Ben de hep buna inanmış bir insanım. Dolayısıyla da büyük coğrafyadaki, o dört parçadaki bütün gelişmeler aslında hep birbirine bağlıdır. Herhangi bir yerde iyi bir şey varsa diğer bütün parçaları olumlu etkiler. Dolayısıyla bu barış süreci de bütün coğrafyayı olumlu etkileyecektir. Herkesin emeğine sağlık. İnanıyorum ki herkes buna en güçlü katkıyı sağlayacaktır.
Sayın Barzani de öyle diğer liderler de öyle. Bu hepimizin topyekun özgürlük, barış, demokrasi mücadelesidir. Bu dayanışmayla bu anlayışla yol alacağız. Bu da ayrıca tabii ki büyük önem taşıyor. Bizim gözlemlerimiz gerçekten bu yönde önemli gelişmeler var. Umarım böyle devam eder.
Rûdaw: Son olarak, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın, Başkan Mesud Barzani ve Demokratik Suriye Genel Komutanı Mazlum Abdi ile bir görüşme talebi olduğu biliniyor. Bu görüşmenin gerçekleşmesi yönünde atılmış somut bir adım var mı? Hükümet bu talebe nasıl yaklaşıyor?
Sezai Temelli: Umarım olur ama bize ulaşmış bu konuda bir bilgi yok. Yani bu konudaki gelişmelere dair bir bilgi bize ulaşmış değil. Bilgilerimiz dahilinde değil ama umarım olur. Umarım bu görüşmeler olur. Umarım bugünkü iktidar da devlet de artık Kürt gerçekliğine ve geleceğe dair atılacak adımlarda bu ilişkilerin ne kadar önemli olduğunun farkındalığıyla hareket eder. Umarım bu görüşmeler de gerçekleşir.
Rûdaw: Bu yoğun gündeminizde bize vakit ayırdığınız için çok teşekkür ederiz.
Sezai Temelli: Herkese çok selamlar. Herkese sevgilerimi, saygılarımı iletiyorum.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın