Sabah: DEMOKRASİ FİDANI TOPRAĞA VERİLDİ
Cumhurbaşkanlığı önünde yaralanıp 19 gün sonra şehit olan Oğuzhan Yaşar da demokrasi kahramanları arasında yerini aldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Dünya güzeli bir fidan” dediği şehidin babası cenazede dimdik durdu: “Öbür oğlum ve ben vatanımız için canımızı veririz”
FETÖ darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanlığı Külliyesi önünde uçaklardan atılan bombalar nedeniyle başından ağır yaralanan ve kaldırıldığı hastanede 19 gün sonra şehit olan Oğuzhan Yaşar, dün son yolculuğuna uğurlandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın aileye yaptığı taziye ziyareti sonrası çıktığı TV programında, "23 yaşında 1.95 boyunda, dünya güzeli bir fidan" sözleriyle tanımladığı Oğuzhan, ailesiyle birlikte Ankara'da yaşıyor ve tezgâhtarlık yapıyordu. Erzurumlu Necmiye ve Ahmet Yaşar çiftinin oğulları, hain darbe girişimi sırasında arkadaşlarıyla birlikte Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne koştu. Ancak darbecilerin kontrolündeki uçaklardan atılan bombalarla başından yaralandı. Ağır yaralanan ve 26 Temmuz'daki doğum gününü de yoğun bakım ünitesinde geçiren genç adam, çarşamba günü şehit oldu.
Demokrasi fidanı Yaşar için dün memleketi Erzurum'da bir tören vardı. Törene katılan Sağlık Bakanı Recep Akdağ, şehit babasını "Dimdik ayaktayız. O zalimlere gününü göstereceğiz. En ağır biçimde cezalarını vermeye de Allah'ın izni ile muktedir olacağız" diyerek teselli etmeye çalıştı. Şehit genç, Erzurum Müftü Vekili Celal Büyük'ün kıldırdığı cenaze namazının ardından, doğduğu yer olan Şenkaya ilçesine bağlı Yaymeşe köyünde toprağa verildi. Şehidin babası Ahmet Yaşar ise hislerini şöyle dile getirdi: "Bir oğlum daha var o da bu vatan uğruna gözünü kırpmadan şehit olur. Türkiye Cumhureyiti nice şehitler verdi gene de verir. FETÖ'ye ise hiç kalır. Gerekirse ben de canımı veririm. Onlar tankla, tüfekle, gizli pusu kurmayla askerimizi ve bizi yıldıramazlar. Meydanlara yürüyenler, Türküyle, Kürdüyle, Çerkeziyle parti olarak farketmeden bayrağına milletine sahip çıktı. 20-30 yıl kök salan bu şerefsizi hiç bir zaman hiç kimse affetmez. Cumhurbaşkanımız çok mücadele ediyor. Gecesini gündüzüne katarak mücadele eden insanlarımızı hiçbir zaman yalnız bırakmayacağız. Bıraktığımız an Türkiye'nin sonu olur."
Yeni Şafak: MİLYONLAR YENİKAPI’YA AKACAK
Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ), 15 Temmuz’daki darbe girişimi, iktidarıyla muhalefetiyle milletin canı pahasına verdiği mücadele sonucu başarısızlıkla sonuçlandı. O tarihten itibaren milletin meydanlarda tuttuğu demokrasi nöbeti, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın davetiyle Başbakan Yıldırım, CHP lideri Kılıçdaroğlu ve MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin birlikte katılacağı pazar günü Yenikapı’da düzenlenecek ‘Demokrasi ve Şehitler Mitingi’yle taçlanacak. Yaklaşık 3 milyon kişi ‘Hep birlikte Türkiye’ diyecek .
FETÖ'nün darbe girişimini canları pahasına engelleyen millet, meydanlarda tuttuğu demokrasi nöbetini Yenikapı'da taçlandıracak. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Meclis Başkanı İsmail Kahraman, Başbakan Binali Yıldırım, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin birlikte katılacağı Yenikapı'daki 'Demokrasi ve Şehitler Mitingi'nde 3 milyon kişi 'Hep birlikte Türkiye' diyecek.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, yarın iktidarıyla muhalefetiyle birlik fotoğrafı verileceğini belirtere, “Bu fotoğraf, Türkiye'nin birliğinin, bütünlüğünün en önemli göstergesi. 81 ilimizde de oradaki miting görüntüleri izlenecek. Sanırım dünya da bu tabloyu ibretle izliyor. Dünyada başka bir örneği yok. İlk defa Türkiye'de yaşanacak bir birlik bütünlük göstergesi. İnşallah siyasetimiz bunları çok iyi değerlendirir" dedi.Öte yandan, Bahçeli, teşkilatlara gönderdiği 7 maddelik genelgeyle, provokasyonlara karşı teşkilatı uyardı.
Hürriyet: UZLAŞMA İÇİN ORADAYIZ
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ikinci kez daveti, Başbakan Binali Yıldırım’ın ve AK Parti yönetiminin ısrarlı tutumu sonrası yarın yapılacak Yenikapı mitingine katılma kararı aldı. Dün kurmaylarıyla yaptığı toplantıda, CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun, Başbakan Binali Yıldırım’ı arayarak “Meydanda Atatürk vurgusu yapılmalı, parti bayrağı olmamalı, Dombra da çalınmamalı” taleplerini iletmesi kararlaştırıldı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanlığı’nın ilk davetinin ardından yarın Yenikapı’da yapılacak ‘Demokrasi ve Şehitler Mitingi’ne bir heyet gönderme kararı almıştı. Başbakan Binali Yıldırım’ın bizzat aradığı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin mitinge katılacağını açıklamasının ardından Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “Kılıçdaroğlu’nu da mitingte görmek isterim” diyerek davetini yineledi. Başbakan Yıldırım önceki gün Kılıçdaroğlu’nu arayarak davet etti.
Kılıçdaroğlu, dün MYK’yı olağanüstü toplayarak kurmaylarıyla konuyu yeniden değerlendirdi. Hürriyet’in edindiği bilgiye göre kurmaylar, parti örgütünden mitinge katılım olması yönünde ısrar olduğunu ifade etti. Miting alanının Atatürk posterleri ve bayraklarla donatılmasının önemli bir gösterge olduğunu kaydeden kurmaylar, Kılıçdaroğlu’nun olumlu yanıt vermesinin uygun olacağı görüşünü savundu. Toplantıda, Kılıçdaroğlu’nun, Başbakan’ı arayarak, “CHP, mitingin düzenlenmesi için oluşturulan sekreteryada aktif görev almalı, meydanda Atatürk vurgusu yapılmalı, parti bayrağı olmamalı ve platformda dev Atatürk portresi bulunmalı, parti müzikleri çalınmadığı gibi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın seçimde kulandığı Dombra da çalınmamalı, konuşmacılara eşit sürede söz hakkı tanınmalı” taleplerini iletmesi kararlaştırıldı.
Birgün: SAVCILAR GÖREVE
Cemaat’le ilişkilerini “Aldatıldık, “Kandırıldık” sözleriyle geçiştirmeye çalışan AKP, artan tepkiler üzerine parti içinde de ‘temizlik’ başlattı. Bu çalışmayı diğer darbe operasyonlarına nazaran ‘sessiz sedasız’ yürütmeye çalışması da dikkat çekti
'Ne istediyse verdiklerini' söyledikleri Cemaat tarafından 'kandırıldıklarını' savunan AKP, darbe girişiminin ardından parti içinde bir 'temizlik' başlatarak adeta işbirliğini itiraf etti. Darbeyle bağlantısı olduğunu belirttiği her kuruma ya da kişiye bile 'örgüt üyesi' gerekçesiyle polis ve savcılarla operasyon yapan AKP'nin parti temizliğini 'gürültü koparmadan' sadece bir genelgeyle yapması da dikkat çekti.
AKP Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı imzasıyla gönderilen genelgeyle, teşkilatlardaki ve belediyelerdeki Cemaat mensuplarını ayıklama çalışmalarının 'ivedilikle ve dedikoduya yol açmadan' yürütülmesi istendi. Genelgede, “FETÖ mensuplarının ayıklanması ile ilgili çalışmalarımızın teşkilatımız içinde dedikodu ve fitneye mahal vermeksizin, titizlikle ve ivedilikle parti tüzüğümüz ve programımızda belirtilen kurucu değerler ve etik ilkeler ışığında yürütülmesinin gerekli olduğu bilinmelidir. Bu kapsamdaki çalışmalar, ivedilikle ve özenle yürütülmelidir" denildi.
Cumhuriyet: TÜRKİYE’NİN CADILARI!
15 Temmuz’daki darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL’le birlikte başlayan “işten çıkarmalar, açığa almalar ve görevden uzaklaştırmalar” furyası hak ihlalleriyle ilgili bir dizi iddiayı da beraberinde getirdi. Cumhuriyet, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB), bağlı şirketler, Milli Eğitim Bakanlığı ve TRT’de yaşanan ‘cadı avından’ insan hikâyelerini derledi...
İBB’ye bağlı şirketlerden Spor A.Ş’de buz pateni öğretmeni 20 Temmuz’da tazminat ve diğer hakları verilmek üzere işten çıkarıldı. 23 Temmuz’da OHAL’in ilan edilmesinin ve resmi gazetete kararname yayımlanmasının ardından buz pateni öğretmenine işten çıkarma işleminin değiştiği söylendi. Öğretmen 25 Temmuz’da tekrar işten çıkarıldı ama bu kez tazminatsız olarak. Adının açıklanmamasını istemeyen eğitmenin ailesi, konuyu işsizlik maaşı almaya gittiklerinde öğrendiklerini belirterek tazminat vermemek için OHAL’in kullanıldığına dikkat çekti. Aile dava açmaya hazırlanıyor. CHP’li meclis üyesi Hüseyin Sağ, “OHAL şartlarında gözünüze önceden kestirdiğiniz ‘FETO’cu değil ama bizden de değil’ dediğiniz emekçileri tazminat ödemeden işten çıkarmak için bir yol olarak kullanılıyorsa bu insanlıkla bağdaşmayacak bir davranış” dedi.
İzmir Eğitim Sen 1 No’lu Şube üyesi, rehber öğretmen Şeyda Kara, cemaat bağlantılı soruşturma kapsamında görevinden uzaklaştırıldı. Kara, hayatının hiçbir döneminde cemaatle ilişkisi olmadığını belirterek, “Henüz ifadem alınmadı, gerekli yerlere itirazlarda bulundum” dedi. Kara, tebligatta, sosyal medya üzerinden Gülen cemaatinin propagandası yapmak, finansal destek sağlamak gibi nedenlerle uzaklaştırıldığını anlatarak şöyle konuştu: “Hayatımın hiçbir döneminde cemaatle bağlantım olmadı. O listeye adım nasıl girdi hiç bilmiyorum. Sosyal medyada propagandasını yapmak gibi şeylerle suçlandım, ama aksine, aksi yönde paylaşımlarım oldu.”
Habertürk: KUMPASTAN İHANETE
TRT’ye baskın düzenleyen grubu yöneten ve bir gün önce Ankara’ya gelen eski Muhafız Alay Komutanı Albay Muhammet Tanju Poshor, Balyoz davasına temel olan 1. Ordu Komutanlığı’ndaki seminerin ‘koordinatör’ü olsa da yargılanmadı
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, geçen yıl temmuz ayında ‘Muhafız Alayı Sancak Töreni’ne katıldı. Törende, Muhafız Alay Komutanı Albay Muhammet Tanju Poshor görevi Albay Muhsin Kutsi Barış’a teslim etti. Görev değişiminin ardından Poshor, Kosova’daki NATO birliğinde görevlendirildi. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından gerek Poshor gerekse Barış, TSK’dan ihraç edilen isimler arasında yer aldı. 14 Temmuz’da Türkiye’ye dönen ve TRT baskınını yapan grubu yönettiği ortaya çıkan Poshor’un ifadesine HABERTÜRK ulaştı. Poshor ifadesinde şunları söyledi:
14 Temmuz’daki uçak biletimi yaklaşık 1.5 ay önce satın almıştım. Darbe girişiminden bir gün önceye denk gelmesi tesadüftür. İznimin de bu tarihe gelmesi tamamen tesadüftür. Havaalanından iner inmez Muhafız Alayı Komutanlığı’nın isteği üzerine Köşk’teki yerine gittim. Cumhurbaşkanı Başyaveri Ali Yazıcı ve Üsteğmen Arif ile karşılaştım. Muhsin Kutsi Barış odasına çay içmeye çağırdı. Bir şeyden şüphelenmedim.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın