AP Türkiye Raportörü Amor Demirtaş ile görüştü

Haber Merkezi - Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Nacho Sánchez Amor, Edirne Cezaevi'nde eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ı ziyaret etti. Demirtaş, "Tüm zorluklara ve eksikliklere rağmen, Türkiye'nin Avrupa Birliğine katılım müzakereleri yeniden başlatılmalı" mesajını iletti.

Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Nacho Sánchez Amor, Edirne Cezaevi'nde eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ı ziyaret etti.

Ziyaretin ardından X hesabından açıklama yapan Amor, "Demirtaş'ı az önce Edirne Cezaevi'nde ziyaret ettim. Kendisini çok iyi bir ruh halinde ve formda buldum. Benden şu mesajı iletmemi istedi: 'Tüm zorluklara ve eksikliklere rağmen, Türkiye'nin katılım müzakereleri yeniden başlatılmalı çünkü bu tüm paydaşlar için harekete geçme ve kaldıraç etkisi yaratacaktır" ifadelerini kullandı.

'Hapishane dışında sohbetimize devam etmeyi de dört gözle bekliyorum'

Amor, "Önümüzdeki raporun hazırlıkları için onun ve diğer muhataplarımın görüşlerini dikkatle değerlendiriyorum. Demirtaş, bu çok ilginç fikir alışverişi için teşekkür ediyor ve umarım yakında hapishane dışında da sohbetimize devam etmeyi dört gözle bekliyorum" dedi.

İmamoğlu, Atalay ve Kavala'yı da ziyaret etti

Amor, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, TİP'ten Hatay Milletvekili seçilen Can Atalay ve Osman Kavala'yı da Silivri Cezaevi'ne ziyaret etti. Amor, "İBB Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Milletvekili Can Atalay ve hayırsever Osman Kavala ile tanıştığım Silivri Cezaevi ziyaretimi tamamladım. Hepsi haksız yere cezaevinde, hepsi serbest bırakılmalı. Her şeye rağmen, üçünden de büyük bir direnç duygusu ve umut dolu bir mesaj aldım. Gerçekten ilham vericiydi" ifadelerini kullandı.

 Amor ziyaretlerde, Avrupa Parlamentosu'nun davalara ilişkin güçlü dayanışmasını ve ülkedeki hukukun üstünlüğü ile yargı bağımsızlığının durumuna yönelik endişelerini iletti.

Komite'nin yazılı açıklamasında Amor'un açıklaması şöyle aktarıldı:

"Burada bulunmam, günümüzde reel- politiğin artan hakimiyetine rağmen, Avrupa Parlamentosu'nun –diğer AB kurumlarının aksine– Türkiye'de hukukun üstünlüğü ve temel özgürlüklerdeki ciddi aşınmayı göz ardı etmeme konusunda kararlı duruşunun açık bir göstergesidir.

Bugün ziyaret ettiğim dört kişinin tamamı siyasi saikli suçlamalarla karşı karşıya. Selahattin Demirtaş Kasım 2016'dan, Osman Kavala Ekim 2017'den ve Can Atalay Nisan 2022'den beri cezaevinde. Üç davanın da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) veya Anayasa Mahkemesi (AYM) tarafından verilen, mahkumiyetlerini bozan nihai kararları bulunuyor. Türk makamları bu kararlara uymayarak fiilen Türk Anayasası'nın bazı bölümlerini askıya alıyor. Dahası, Ekrem İmamoğlu Mart 2025'ten beri, bir sonraki cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ana muhalefet adayını siyaseten saf dışı bırakmaya yönelik açık bir girişimle tutuklu. Bunlar ve daha birçok olay, Türk yargısının siyasetçilere, gazetecilere, aktivistlere ve eleştirel bir ses yükseltmeye cesaret eden herkese karşı nasıl çifte standartlar ve keyfi kararlar uyguladığının açık örnekleridir.

Türk makamlarının ülkedeki hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığının durumunu ele almak için gerekli adımları atma konusundaki isteksizliğini görmek üzücü. Çeşitli sebeplerden dolayı AB'nin genişleme politikası yeniden ivme kazanmış durumda, fakat Türkiye bu fırsat penceresini kaçırıyor. Türkiye'nin katılım süreci, fasılların açılmasıyla değil, AİHM ve AYM kararlarına uyumla yeniden canlanacaktır. Mayıs ayındaki son ziyaretimde söylediğim gibi, Türkiye'nin AB'ye giden yolu Silivri gibi yerlerde başlıyor.

Türkiye, AB'nin birçok alandaki kilit ortaklarından biri ve bu nedenle ortak çıkar alanlarında ilişkilerimizi derinleştirmeye devam etmemiz gerekiyor. Ancak Türkiye'nin demokrasi ve hukukun üstünlüğünde devam eden gerilemesi, ülkeyi sadece AB'den daha da uzaklaştıracak; ticaret, güvenlik veya diğer alanlarda herhangi bir güçlendirilmiş işbirliği için gerekli olan güveni zedeleyecektir.

Avrupa Parlamentosu'nun Türkiye raportörü olarak çalışmalarımı kolaylaştırdığı için Türk makamlarına ve özellikle bugün Selahattin Demirtaş, Ekrem İmamoğlu, Osman Kavala ve Can Atalay'ı cezaevinde ziyaret etmeme izin verdikleri için teşekkür etmek isterim."