TÜRKİYE BASIN ÖZETİ – 7 Mayıs Pazar

Star: İşte FETÖ'nün terör ittifakı

 

FETÖ-PKK-DEAŞ ittifakının delili Mardin’de bir FETÖ’cünün evinden çıktı. Hücre evdeki zulada küçük bir cephaneliğin yanı sıra PKK ve DEAŞ armaları ile örgütsel belgeler ele geçirildi.

 

Mardin'de FETÖ’ye ait bir hücre eve düzenlenen operasyonda, terör örgütünün PKK ve DEAŞ’la nasıl bir kirli ittifak içinde olduğu bir kez daha gözler önüne serildi. Hücre evde, üç terör örgütüne ait materyallerin yanı sıra çok sayıda silah bulundu. Elde edilen deliller FETÖ’nün, diğer terör örgütleri PKK ve  DEAŞ’la birlikte yeni bir yapılanma arayışına girdiğinin göstergesi oldu.

 

Mardin Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında, Emniyet Müdürü Hasan Onar’ın koordinasyonunda FETÖ üyesi Sabrinaz B., evine düzenlenen operasyonda gözaltına alındı. Evde yapılan aramada ele geçen silah ve örgütsel doküman ise polisi şoke etti. Hücre evde, 2 Kalaşnikof otomatik tüfek, bir av tüfeği, 2 şarjör ve 319 fişek bulundu. Bir FETÖ operasyonunda ilk defa uzun namlulu silahlar ele geçirildi. PKK ve DEAŞ’lı teröristlerin sahip olduğu Rus yapımı Kalaşnikof marka uzun namlulu silahların, daha önce hangi bir eylemde kullanılıp kullanılmadığı yapılan balistik inceleme sonucu belli olacak. Aramada çok sayıda cep telefonu, SIM kartlar, hard diskler, flash bellek, hafıza kartları da bulundu.

 

Cumhuriyet: Dimdik ayaktayız

 

Dün olduğu gibi bugün de tutuklama, baskı ve tehditler işe yaramayacak... Kurucumuz Yunus Nadi’nin tanımıyla “Cumhuriyetin, bilimsel ve yaygın tanımıyla demokrasinin savunucusu” olan Cumhuriyet, bugün okurlarıyla birlikte, 93 yıldır dimdik ayakta olmanın gururunu yaşıyor.

 

Cumhuriyet gazetesinin kurucusu Yunus Nadi, gazeteye adını veren de Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür. Bugün Cumhuriyet gazetesinin isim hakkı Cumhuriyet Vakfı’nın elindedir. 7 Mayıs 1924’te ilk sayısı yayımlanan Cumhuriyet gazetesinin bu ilk adımından, Cumhuriyet Vakfı’nın bugününe kadar geçen sürecin öyküsünü özet olarak sunuyoruz.

 

Cumhuriyet’in mali yaptırımlarla, hapislerle ve reklam boykotları ile kuşatılmaya çalışıldığı şu günlerde özetle de olsa “Cumhuriyet’in öyküsü”nü paylaşmak anlamlı olsa gerek.

 

Yeni Şafak: Artçı değil öncü deprem

 

Kılıçdaroğlu'nun muhalefeti susturmak için yaptığı her hamle, kasetle oturduğu koltuğun daha da sallanmasına yol açıyor. Ona bayrak açanlar silsilesine dün sağ kolu Böke de eklendi. Böke, partideki bütün görevlerinden zehir zemberek bir açıklamayla istifa etti.

 

16 Nisan’da kariyerinin 8. yenilgisini tadan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kazan kaldıran muhalefeti “Partiden kovarım” diyerek korkutmaya çalıştı ancak bu tehdit ters tepti. Kılıçdaroğlu, CHP’de ‘tek adam’ rejimine karşı çıkan Deniz Baykal, Muharrem İnce ve Fikri Sağlar’ın ardından en sağlam darbeyi en yakınındaki isimden yedi. Sağ kolu Selin Sayek Böke, zehir zemberek bir açıklamayla istifasını duyurdu. Kılıçdaroğlu’nun muhalifleri ‘disiplin sopasıyla’ hizaya sokmaya çalışmasına tepki gösteren Böke, “Gelinen noktada mevcut yönetim anlayışının parçası olmayı uygun bulmuyorum. CHP’de Ekonomiden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı ve Parti Sözcülüğü görevlerimden istifa ediyorum” dedi. Böylece 16 Nisan sonrası CHP’de fitili ateşlenen yangın yepyeni bir boyut kazandı.

 

Referandum hezimeti sonrası kendisine yönelen eleştiri oklarını bertaraf etmek için ‘oylamanın şaibeli olduğu’ yaygarasını ortaya atan Kılıçdaroğlu, bu taktiği tutmayınca parti içi muhalefetle başbaşa kaldı. Buna dair ilk net işaret CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal’dan geldi. Kılıçdaroğlu’na açıkça, “2019’da cumhurbaşkanlığına aday olmayacaksan koltuğu bırak” çağrısı yapan Baykal, CHP’de başlayan sarsıntının ilk işaretçisi oldu. Baykal’ın önerisine destek vermeyen Kılıçdaroğlu, artık CHP’lilerin de gülünç bulduğu o iddiayı seslendirmeye devam etti: “2019’da aday olmayacağım. Cumhurbaşkanı partili olmamalı...”

 

Star: Böke'nin istifası CHP'yi fena salladı

 

Fikri Sağlar'ın, Kılıçdaroğlu'nu eleştirdiği için disipline sevk edilmesinin yanlış olduğunu savunan parti sözcüsü Selin Böke, PM toplantısı öncesi görevinden istifa etti.

 

Mersin Milletvekili Fikri Sağlar’ın AKŞAM’a verdiği röportajdan sonra disipline verilmesi CHP’de taşları yerinden oynattı. AKŞAM, referandumdan sonra CHP'de yaşananları bütün detaylarıyla açıklıyor. MYK ve PM üyeleri bir toplantı yaptı. Ancak herhangi bir karar alınmadan Parti Sözcüsü Selin Sayek Böke’nin bir soru üzerine ‘Gerekirse Sine-i millete gideceğiz” demesi bir anda partiyi karıştırdı.

 

Böke’nin bu çıkışının ardından Grup Başkanvekili Levent Gök, ‘Sine-i millet’ açıklamasının doğru olmadığını söyledi. Böke’nin Özgür Özel’le birlikte CHP içerisinde Eşbaşkanlık üzerine toplantılar yaptığı kulislere yansıdı. Referandum sonrası CHP Genel Merkezi’nde ilk olarak milletvekilleri bir araya geldi. Barış Yarkadaş bir konuşma yaptı.

 

Star: CHP’de Kılıçdaroğlu’na karşı isyan büyüyor

 

CHP lideri Kılıçdaroğlu’na bir darbe de en güvendiği isimlerden birisi olan Parti Sözcüsü Böke’den geldi. Böke, “Parti yönetimlerinin görevi, kurullarına disiplin kararlarını dayatmak değil, farklı fikirleri süreçlere dahil etmektir. Mevcut yönetim anlayışının parçası olamam” diyerek görevlerinden istifa etti

 

CHP'de eski Genel Başkan Deniz Baykal, milletvekilleri Muharrem İnce ve Fikri Sağlar'dan sonra Kemal Kılıçdaroğlu'nun siyasete kazandırdığı gözde ismi Parti Sözcüsü Selin Sayek Böke de isyan bayrağını açtı. Böke dün partideki görevinden istifasını yazılı açıklama ile duyururken CHP lideri Kılıçdaroğlu'na ve parti yönetimine de zehir zemberek eleştirilerde bulundu. Yazılı açıklamasında referandumun ardından CHP'ye düşen görevin 'gayrimeşru olanı meşrulaştırmamak ve ortaya konan demokrasi iradesini Türkiye gerçeğine dönüştürmek için halkla birlikte siyasi mücadele vermek' olduğunu belirten Böke, " Demokrasinin yaşatılabilmesi için Meclis'te verilen mücadelenin, rejim değişikliğinin yeni koşullarına göre yeniden tarif edilmesinin yanı sıra, Meclis dışında meşru demokratik anayasal hakların kullanımını savunmak, desteklemek ve bu hakların kullanımına ortak olmak CHP'nin görevinin bir parçası olmalıdır. Bu görevin gerekleri partinin karar organlarında ısrarla dile getirilmiş olmasına rağmen, atılması gereken adımlar 16 Nisan gecesinden başlayarak gereken siyasi kararlılık ve netlikle atılmamıştır" dedi.