Haber Merkezi - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, HDP'ye açılan kapatma davasına ilişkin, "Demokrasinin savunulması gereken ortamda bir partiyi kapatamazsınız. Şiddet uyguluyorsa eyvallah. Elinde silahla dolaşıyorsa eyvallah. Parti kapatmaya yönelik hiçbir eylemi doğru bulmuyoruz" açıklamasını yaptı.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu grup toplantısında konuştu.
Konuşmasına, "Hangi partiden olursa olsun, partilerin seçmenleri gözünü bize dikmiş durumda” diye başlayan Kılıçdaroğlu, “Türkiye'yi bu bataklıktan çıkaracağız. Kimse kimseye düşman gözüyle bakmamalı. Bu bataktan Türkiye'yi çıkaracağız" dedi.
HDP'ye yönelik kapatma davasına da değinen Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı:
“Demokrasi olmazsa olmazımızdır. Siyasi partiler ise demokrasinin vazgeçilmez unsurudur. Demokrasinin var olduğu bir ortamda siz bir partiyi kapatamazsınız. Şiddet, baskı uyguluyorlarsa kapatın. Zaten savcı harekete geçer. Partinin yöneticileri eline silah alıyorsa eyvallah. Ama savcı siyasi otoritenin talimatıyla harekete geçiyorsa orada demokrasi yok demektir, demokrasiyi yok ediyorsunuz demektir. Düşünceyi ifadeden korkmayacaksınız. Bunu yaptığınız zaman demokrasiyi getirmiş olursunuz. Siz siyasi partileri düşman olarak görüp, küçük ortağın büyük ortağı esir aldığı bir ortamda bunu yapacaksın diye savcılar harekete geçiyorsa orada demokrasi yoktu.”
Sedat Peker'in iddiaları
Organize suç örgütü lideri olmakla suçlanan Sedat Peker’in dile getirdiği iddialar hakkında konuşan Kılıçdaroğlu "İktidar kendisini kurtarmak istiyor. Gırtlağına kadar lağım çukurunda olan bir siyasi iktidarın Türkiye'ye yararı olamaz. Ben lağım borusu patladı dedim, meğer çukurun içindeler. Koku bütün Türkiye'yi sardı, saray hissetmiyor. Çünkü lağım orada” dedi.
Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:
“Türkiye'yi temelden sarsan bir sürü açıklama var, saraydan tek cümle bile yok. AK Partili kardeşlerime sesleniyorum, MHP'li kardeşlerime sesleniyorum; bu lağım çukuru bu kadar kokuyu dünyaya yaymışken neden kimse konuşmuyor? Ben konuşunca 24 saat bile sürmeden harekete geçiyorlar. Yolsuzluklar diz boyu, bir Allah'ın kulu kalem bile oynatamıyor. 'Demokrasi var' diyorlar, sen onu benim külahıma anlat. Türkiye Cumhuriyeti devleti, bir hukuk devleti olmaktan çıkmıştır. Şimdi bunu dış güçler diyerek millete satıyorlar. 19 yılın sonunda Türkiye Cumhuriyeti devletini dış güçlerin oyuncağı haline sen getirmedin mi o zaman?
Mafyayla el ele olacaksın, tezgahı kuracaksın. 21. yüzyılın Türkiye'sinin geldiği nokta bu. İktidar sahipleriyle mafya ülkeyi yönetiyorlar. Cumhur İttifakı'nın üçüncü ortağı mafyadır. Özel yasalar çıkarmadılar mı, hapisten çıkarmadılar mı? Siz devleti mi yönetiyorsunuz, mafyadan talimat alıyorsunuz. İçişleri Bakanı Sarayı tehdit ediyor. 17/25'ten, para kasalarından bahşediyor. Tık yok. Kim bu? Nasıl bir anlayıştır, nasıl bir devlet yönetimidir, Türkiye bu noktaya nasıl geldi?"
10 bin dolar alan siyasetçi
Kılıçdaroğlu, Meclis Başkanı Mustafa Şentop'un İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya 10 bin dolar alan siyasetçiyi sorması hakkında "Meclis Başkanı'na geçen salı çok ağır konuşmuştum, doğru. Konuşması lazımdı. 600 milletvekilini kimse töhmet altında tutamaz. 'Mektup gönderdim dedi', İçişleri Bakanı gönderecek mi? Asla göndermez. Peki, atanmış bir bakan seçilmiş bir Meclis Başkanı'na cevap vermeyerek aşağılanmasını nasıl karşılayacak? Sayın Başkan'a teşekkür ederim. Açık ve net ortaya çıkması lazım. O kişide ahlak, yüz var mı?" diye sordu.
Konuşmasında Anayasa'nın 2. Maddesi'ni işaret eden CHP lideri Kılıçdaroğlu şu ifadeleri kullandı:
"Anayasamızın ikinci maddesi var. Her vatandaşa soruyorum; bu memlekette huzur kaldı mı? Anayasa ne diyor; toplumun huzuru... En baştaki adam bir konuşuyor, millete hakaretler, herkes birbirine düşman kesilmiş. Nerede huzur? Can ve mal güvenliği yok dedim, huzur yoksa siyasi iktidarın tutumundan kaynaklanır. Toplum diken üzerinde.
'Milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde...' Milli bayramlarımızı kutlayamaz hale geldik, devamlı yasak. Milli Kurtuluş Savaşı'na ihanet edenler baş tacı edildi. 'Keşke Yunan galip gelseydi' diyen bir meczubu devlet ziyaret etti. Hangi milli dayanışma? Milli ordumuzun tank-palet fabrikasını Katar Ordusu'na peşkeş çekmediler mi? 15 Temmuz şehit ve gazilerinin paralarına çökmediler mi? Şehit olan polislerimizin paralarına çökmediler mi? Hangi milli dayanışma? 10 bin dolar alan siyasetçi için bir savcı kalem oynatamıyorsa orada adalet mi olur?
“Mafya liderleri siyasiler aracılığıyla yargıyı kontrol ediyorlar”
Mafya liderleri siyasiler aracılığıyla yargıyı kontrol ediyorlar. Adam yurt dışında aranıyor, Türkiye'ye gelmiş, MASAK iki rapor veriyor. Önce suçlu diyor, sonra suçlu değil diyor. Ne oldu? Saray devreye girmese hiçbiri olmaz. Hangi adalet? Çiftçiye haciz uyguluyorsunuz, Ziraat Bankası'ndan kredi alan ve geri ödemeyen bir zat eller üzerinde tutulurken adalet var diyebilir misiniz? Esnafa, çiftçiye, sanatçılara ne veriyorsunuz? Milyonlar işsizken, asgari ücretliler geçinemezken, saray beslemeleri 5 yerden, 6 yerden dünyanın aylığını alıyorlar. Bu mudur adalet, ahlak?
Mafya bozuntuları için af kanunu çıkarırsın; harp okulu öğrencileri, Osman Kavala, Selahattin Demirtaş içeride... Bu mudur adalet?
Görüşünü açıkladığı için çok kişi hapse atılmadı mı? Hangi insan hakları? Kadına şiddeti savundular, İstanbul Sözleşmesi'ni bir imzayla kaldırdılar.
“Edoğan Cumartesi annelerine söz vermişti”
Faili meçhullerin araştırılması lazım, araştırmadılar. Cumartesi Anneleri, Erdoğan ile görüşmüşlerdi, Erdoğan söz vermişti. Ne oldu? Copladılar, dövdüler, yerlerde sürüklediler. Sonra insan haklarına saygılı... Hangi insan hakları?
128 milyar dolar bu milletin parasıydı. 128 milyar doları buharlaştırdılar, utanmadan sıkılmadan bu soru sorulur mu diyor... Boyunu mu, kilonu mu soracağız?
'Atatürk milliyetçiliğine bağlı' diyor. 'Ben her türlü milliyetçiliği ayaklarımın altına aldım' diyen bir insana milliyetçilik sorulmaz. Ben Bahçeli'yi adres gösterdim, tık yok. Atatürk'e hakareti meşrulaştırdılar. Türkiye Barolar Birliği Başkanı Danıştay'da konuşma yapıyor, Erdoğan uzattı diye tepki verdi salonu terk etti. Aynı Erdoğan bir ibadet mekanında Ayasofya'da Atatürk'e hakaret edilirken huşu içinde dinliyordu. Bu toplumun değerlerine saygı duymak lazım. Atatürk, Fatih Sultan Mehmed Han bizim ortak değerlerimizdir.
Türkiye laik, sosyal, hukuk devleti mi? Çöp konteynırlarından yiyecek arayanlar var, işsizlik almış başını gidiyor hangi sosyal devlet?
Biz kendi ülkemize sahip çıkmak zorundayız. Birileri gelip bu ülkede demokrasiyi kurmayacak, Atatürk'ün ilkelerini anlatmayacak, herkese iş, aş bulalım demeyecektir. Bunu yapacak olan bizleriz. Biz alınan her kuruşun hesabını millete vermek zorundayız. Ahlaklı, temiz siyaset istiyoruz, huzur içinde beraber yaşamak istiyoruz. Bu kadar büyük depremlerin yaşandığı ortamda bir kişi sessizliğini koruyorsa, en büyük suç ortağı odur anlamına geliyor."
Kılıçdaroğlu konuşmasının sonunda, "Temizliğin tek yolu seçim, hemen seçim" diye konuştu.
HDP’ye kapatma davası
Anayasa Mahkemesi'nin eksikliklerin tamamlanması istemiyle iade ettiği HDP'nin kapatılması istemli iddianame, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca yeniden hazırlanarak dün AYM'ye gönderildi.
Alınan bilgiye göre, kapatma davasında, iddianamenin incelenmesi sürecine geçildi ve bu kapsamda raportör görevlendirildi.
Raportörün ilk incelemeye ilişkin raporunu tamamlayarak AYM heyetine sunması gerekiyor. Bunun ardından heyet, davaya ilişkin ilk incelemesini yapacak ve iddianamenin kabul edilip edilmediğine karar verecek.
Bu süre, Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) hükümlerine göre, iddianamenin gönderilmesinden itibaren 15 günü geçemeyecek.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın