Haber Merkezi - Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, vatandaşlardan yastık altında bulunan birikimlerini özellikle de varsa dövizlerini harcamaları için çağrı yaptı.
Erdoğan, “Bankada, yastık altında, kasasında parası, dövizi bulunan herkesi yatırım, istihdam, üretim, ihracat temelleri üzerine inşa ettiğimiz yeni ekonomi politikamızın getirdiği fırsatları değerlendirmeye davet ediyorum" dedi.
Kabine toplantısının ardından açıklamalar yapan Erdoğan piyasa döviz kurunun yükselmesine neden olanların tespit edilerek cezalandırılacağını söyledi.
"Türkiye, tarihinin en kritik ekonomik mücadelelerinden birini verirken fırsatçılık peşinde koşanları ne millet ne tarih ne de devlet affeder" diyen Erdoğan, Türkiye'nin “kurtuluşunu” yatırımda, istihdamda ve üretimde gördüklerini söyledi.
"Kuraklıktan zarar gören 651 bin üreticimizin hesabına toplamda 2,6 milyar lira kuraklık desteği ödemesini aralık ayının ikinci yarısında yatırıyoruz" bilgisini veren Erdoğan özetle şöyle konuştu:
“Türkiye'nin kurtuluşunu kendi kaynaklarını harekete geçirecek yatırımlarda, üretimde, istihdamda, ihracatta görüyoruz. Biz 19 yılda sahip olduğumuz muazzam altyapıyı işte bunun için inşa ettik. Biz 19 yıldır bunca okulu, bunca üniversiteyi, bunca hastaneyi, bunca adliye saraylarını, bunca güvenlik sistemini işte bunun için kurduk. Biz 19 yıldır onca mücadeleyi işte bunun için verdik. Gelin hep beraber bu imkanları 2023 hedeflerimizi hayata geçirmek, 2053 vizyonumuzu şekillendirmek için kullanalım. Bir olarak, iri olarak, diri olarak, kardeş olarak, hep birlikte Türkiye olarak inşallah bunu da başaracağız.
“Enflasyonu düşüreceğiz diyoruz”
Son 8 yılda milletimiz aleyhine konum alan bu zihniyet ekonomide yaşanan değişimi de saptırmaya çalışıyor. Biz ülkemizi yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve büyüme. Hedef bu. Bu zihniyet yüksek faizle ekonomiyi soğutmak, küçültmek ve dolayısıyla istihdamı azaltmak istiyor. Biz Türkiye siyasi, sosyal, ekonomik, askeri her alanda bölgesel ve küresel güç haline gelsin diyoruz. Bu zihniyet ülkemizi tüm siyasi ve ekonomik iddialarından vazgeçirerek eskiye döndürmek istiyor. Biz insanlarımızın refahını yükselterek enflasyonu düşüreceğiz diyoruz, bu zihniyet Türkiye'yi ekonomik ve siyasi boyunduruk altına almak istiyor. Biz 2008 krizinin Türkiye'yi teğet geçeceğini söylediğimizde birileri bunu istihza ile karşılamıştı. Salgın döneminde de yine benzer bir tabloyla karşı karşıya kaldık. Küresel ekonominin yüzde 3,4 küçüldüğü geçen yıl, biz büyüme kaydettik.
“Önümüzde zorluklar var”
Önümüzde zorluklar yok mu, elbette var. Bunların en başında gelen dünyadaki enerji ve gıda fiyatlarındaki yükseliştir. Bir süre sonra, ben inanıyorum, bu da dengeye oturacaktır. Bu belirsizliğin ortadan kalkması bizim de önümüzü daha rahat görmemizi sağlayacaktır. ÜFE ve TÜFE arasındaki büyük fark gelişmiş ekonomileri sarsmayı sürdürecektir. Bu tablo bizim üretim ve ihracat konusundaki hedeflerimize ulaşmamız için ihtiyacımız olan zamanı kazandıracaktır. Üretim ve istihdamı adım adım daha ileri taşıyacağız. Bir müddet sonra bu süreç çalışanların ücretlerinden kamu gelirlerine kadar her alanda kazanç olarak kendini hissettirmeye başlayacaktır. Biz ne yaptığımızı biliyoruz, nasıl yapacağımızı biliyoruz, nereye gideceğimizi biliyoruz, ne elde edeceğimizi biliyoruz. Milletimizden bize güvenmesini ve sabırlı olmasını istiyorum. Türkiye'nin asırlardır teşebbüs ettiği ama geriye giden büyük kalkınma hamlesinin önü inşallah bu defa kesilemeyecektir. Gelişmiş ülkeler arasında hakkımız olan yeri aldığımız bu günleri başarı olarak hatırlayacağız…
Esnafımızın ilave yük altına girmeden işini gücünü sürdürmesini sağlamış olacağız. Bilindiği gibi ülkemizde bu yıl yaşanan kuraklık nedeniyle buğday, arpa, çavdar, yulaf, nohut ve mercimek üreticilerimiz verim kaybına uğradı. 650 bin üreticimize 2,6 milyar lira kuraklık desteği ödemesini aralık ayının ikinci haftasında çiftçilerimizin hesaplarına yatırıyoruz.
“Kimsenin gözünün yaşına bakılmayacaktır”
Büyük hedeflere doğru ilerlerken insanlarımızın günlük hayatlarında yaşadığı sıkıntıları da görmezden gelmiyoruz. Özellikle fahiş fiyat artışları konusundaki her şikayeti dinliyor, ciddiyetle takip ediyoruz. Tüm bakanlıklarımıza, kurumlarımıza talimat veriyorum, girdi maliyeti ve kurdaki yükselişle izah edilemeyecek şekilde artış yapan kimsenin gözünün yaşına bakılmayacaktır. Türkiye tarihinin en kritik ekonomik mücadelelerinden birini verirken fırsatçılık peşinde koşanları ne tarih, ne millet affeder. Bu konunun serbest piyasa ekonomisiyle uzaktan yakından ilgisi yoktur. Bu sistem piyasa kuralları içinde hareket etmeyenlere kati surette izin verilmemesini gerektirir. Dünyanın her yerinde de serbest piyasa ekonomisi bu şekilde işler, işletilir. Aşırı fiyat yükselten ve stokçuluk yapanlarla sonuna kadar mücadele etmekte kararlıyız. Hiç kimsenin kazancında gözümüz yoktur, mücadele ettiğimiz tek şey sömürüdür. Bu sömürü emek üzerinden yapılsa da, mal ve hizmet üzerinden yapılsa da, para üzerinden yapılsa da karşıyız. Vatandaşlarımız kazansın, üreticilerimiz, sanayicilerimiz kazansın. Ülkemiz ve milletimiz hep beraber kazansın ki hedeflediğimiz refah düzeyine ulaşabilelim. Bankada, yastık altında, kasasında parası, özellikle dövizi bulunan bireylere ve kurumlara çağrı yapmak istiyorum: Herkesi yeni ekonomi politikamızın getirdiği fırsatları değerlendirmeye davet ediyorum. Fiyat ve kur artışlarının yol açtığı dalgalanma bir süre sonra mutlaka duracaktır ama bu dönemde yapılacak yatırımların sağlayacağı helal ve istikrarlı getiri nesiller boyu devam edecektir.”
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın