Sancar, imamın cenazesini yıkanmayı reddettiği Mehmet Sevinç’i sordu: Bu hangi inançta var?
Haber Merkezi – HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, cezaevinde yeterli tedaviyi görmediği için hayatını kaybeden ve defnedilmek üzere götürüldüğü Kocaeli’de cenazesi imam tarafından yıkanmayan Mehmet Sevinç için, “Düşünün bir cami imamı cenazeyi yıkamayı reddediyor. Hangi inançta var, hangi inanç kabul eder bunu?” diye sordu.
HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar, HDP Genel Merkezi’nde siyasal gelişmeleri değerlendirmek üzere il eş başkanlarıyla bir araya geldi.
Toplantının açılışında konuşan Mithat Sancar, “Önemli bir dönemeçten geçiyoruz. Bu yılı final yılı olarak ilan etmiştik. Öyle olacağı da her açıdan her işarette anlaşılıyor. Bu konuda bizlere de çok önemli görev ve sorumluluklar düşüyor. HDP direnmenin adıdır, bunu herkes biliyor. Bunu en iyi ortaya koyanlar da yerellerde mücadeleyi ortaya koyan sizlersiniz. Direnmek bizim varlık şeklimizdir, mücadele özümüzdür, siyaset tarzımızın temelidir” dedi.
Ankara’da demokrasi ittifakı için görüşmeler yaptıklarını ancak asıl ittifakın yerellerde oluşturulası gerektiğini, bu kapsamda il örgütlerine önemli görevler düştüğünü anlatan Sancar, “Biz burada merkezde demokrasi ittifakları için görüşmeler yapıyoruz, toplantılar düzenliyoruz, istişare yapıyoruz ama esas olan, yerellerdeki güç birliğini ve mücadele ortaklığını yaygınlaştırmaktır. O nedenle sizlere düşen görev, il eş başkanlarımıza düşen sorumluluk son derece büyüktür. Bu inşa yolunda hayati önem taşımaktadır. Bizim amacımız gerçek ve güçlü demokrasiyi inşa etmektir ve bunun üzerinde büyük barışı kurmaktır. Bunun da en önemli ayağı yerel demokrasidir” diye konuştu.
Cezaevinde yeterli tedaviyi görmediği için hayatını kaybeden ve defnedilmek üzere götürüldüğü Kocaeli’de cenazesi imam tarafından yıkanmayan Mehmet Sevinç’e değinen Sancar, “Düşünün bir cami imamı cenazeyi yıkamayı reddediyor. Hangi inançta var, hangi inanç kabul eder bunu?” diye sordu.
“Polis defin işlemini engellemek için her türlü yola başvuruyor”
“Cezaevlerindeki bu uygulamaların fiili idam cezası olduğunu defalarca söyledik” diyen Sancar şöyle devam etti:
“Bir örneğini dün yaşadık. Dün Manisa Akhisar’da cezaevinde bulunan tutuklu Mehmet Sevinç, hasta olmasına rağmen serbest bırakılmadı ve hayatını cezaevinde yitirdi. Bu başlı başına bir zulüm zaten. Başka arkadaşlarımıza, başka yurttaşlara da cezaevlerinde aynı muamele reva görülmektedir. Bunun sembollerinden biri de Aysel Tuğluk arkadaşımızdır. Cezaevinde kalmasının mümkün olmadığı hemen herkes tarafından bilinmesine rağmen bugün cezaevinde tutulmaya devam ediliyor. Cezaevlerindeki bu uygulamaların fiili idam cezası olduğunu defalarca söyledik. Anayasa ve yasalardan idam cezası çıkarılmış olsa bile hasta tutukluların tedavilerinin engellenmesi ve tahliye edilmemeleri, içeride hayatlarını devam ettiremeyecekleri bilinmesine rağmen tahliye edilmemeleri ölüme bilerek göndermek anlamına gelir. Bunun da anlamı da fiili idam cezasıdır. Mehmet Sevinç’in ailesi ve dostları cenazeyi alıyorlar, defin işlemleri için Kocaeli'nin bir ilçesine gidiyorlar ama cami imamı cenazeyi yıkamayı reddediyor. Bu yetmiyormuş gibi defin aracı da verilmiyor. Bunun ötesinde polis defin işlemini engellemek için her türlü yola başvuruyor. Düşünün bir cami imamı cenazeyi yıkamayı reddediyor. Hangi inançta var, hangi inanç kabul eder bunu? Bir cenazenin inancına göre, kendisinin ve yakınlarının inancına göre defin edilmesi konusunda bile ayrımcılık yapan bir zihniyetin bu topluma neleri dayattığını çok açık görebiliriz.”