Haber Merkezi - Cumartesi Anneleri, eylemlerinin 789'inci haftasında, “Hiçbir anneye evlat acısı yaşatılmaması temennisinde bulunuyoruz” dedi.
Koronavirüs salgını nedeniyle Cumartesi Anneleri, kayıplarını evlerinden sormaya devam etti. Cumartesi Anneleri, 789'inci hafta basın açıklamalarını sosyal medya hesaplarından canlı olarak gerçekleştirdi.
Cumartesi Anneleri, bu haftaki açıklamalarında, 1992'de kaybedilen üniversite öğrencileri Hüsamettin Yaman ve Soner Gül'ün akıbetlerini sordu.
Yarınki Anneler Günü dolayısıyla bir mesaj da paylaşan Cumartesi Anneleri, “Hiçbir anneye evlat acısı yaşatılmaması temennisinde bulunuyoruz” dedi.
Açıklamanın açılış konuşmasını yapan Hasan Ocak’ın kardeşi Maside Ocak, “Gözaltında kaybedilen sevdiklerimizin akibetinin açıklanması, sorumluların yargılanarak cezalandırılması talebiyle 789’uncu kez kamuoyu karşısındayız. Bu hafta, gözaltında kaybedilişlerinin 28’inci yılında Hüsamettin Yaman ve Soner Gül'ü unutmadık diyeceğiz” dedi.
“Anneler ağlamasın”
Açıklamada ilk olarak 1993 yılında gözaltında kaybedilen gazeteci Ferhat Tepe'nin annesi Zübeyde Tepe konuştu.
"Çocuklarımızı neden kaybettiler, neden öldürdüler, onları katledenler kim?" diyen Tepe, bu soruları sormaktan ve mücadeleden vazgeçmeyeceklerini söyledi.
Yarının anneler günü olduğunu hatırlatan Tepe, şöyle devam etti:
"Biz adaletten bunu bekliyoruz. Çocuklarımızın katillerini bulup yargılasınlar. Katiller nerede? Neden yakalanmıyorlar. Çocuklarımızın suçu neydi? Suçlu olsalar dahi neden yargısız infaz ettiler. Bazı anneler hala çocuklarının kemiklerini bile bulamadı, mezarı var mı yok mu bilmiyor. Bize herşeyi yasaklamak istiyorlar. Yarın anneler günü. Hiçbir anne ağlamasın, hiçbir çocuk annesiz kalmasın. Anneler gününde çocuklarımızın bize bir çiçek getirmesini istiyorduk, onu da bize çok gördüler"
“28 yıldır sormaya devam ediyoruz”
Hüsamettin Yaman'ın ağabeyi Feyyaz Yaman, kardeşi ve Soner Gül'ün kaybedilme hikayesini hatırlatarak, Ayhan Çarkın'ın ifadelerine rağmen, açtıkları davalarda hala bir sonuç alınamadığını belirtti.
Yaman, şunları söyledi:
"Hüsamettin kaybedildiğinde 22 yaşındaydı. Başvurduğumuz hukuki merciler ve devlet yetkilileri 'haberleri olmadığını' tekrarlayıp durdular. Biz de tam 28 yıldır sormaya devam ediyoruz. Ayhan Çarkın'dan, Reşat Altay'dan, Mehmet Eymür'den, Mehmet Ağar'dan, dönemin tüm sorumluları bu adaletsizliğin ve hukuksuzluğun sorumlusudur. Sorumlular yargılanmadan huzura kavuşmayacağız."
Galatasaray Meydanı'nın yasaklanması ve bugün salgın nedeniyle evlere kapanmak zorunda olmalarının adalet mücadelesini engelleyemeyeceğini vurgulana Feyyaz Yaman, dayanışmayı büyüten herkese teşekkür etti.
“Görevinizi yerine getirin”
Haftanın açıklamasını Nur Sürer okudu. “Yarın anneler günü” diyen Nur Sürer, “Kutuplaştırıcı siyasetin anneliği de 'makbul' ve 'sözde' olarak ayrıştırdığı bir iklimde hiçbir anneye evlat acısı yaşatılmaması temennisinde bulunuyoruz” dedi.
İstanbul Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu öğrencisi Hüsamettin Yaman ile Soner Gül'ün gözaltına alınarak kaybedildiğini hatırlatan Sürer, adaletsizliğin 28 yıldır sürdüğünü, dosyanın cezasız bırakıldığını söyledi.
Zorla kaybetmenin süreklilik taşıyan bir suç olduğunu ve kaybedilenlerin akıbeti ve yeri kesin bir şekilde saptanana kadar devam edeceğini hatırlatan Sürer, “Devletler, zorla kaybedilen kişilerin akıbetini ve yerini saptamak, sorumluları belirlemek ve yargılamak zorundadır. 789’uncu haftamızda bir kez daha adli ve siyasi makamlara sesleniyoruz: Hukukun evrensel ilkelerini, temel insani değerleri çiğnemekten vazgeçin; Hüsamettin Yaman ve Soner Gül’ün akıbetlerini saptama, sorumlularını cezalandırma görevinizi yerine getirin” dedi.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın