FLAŞ İDDİA - ‘O gece Erdoğan ile Öcalan’ı saat 04:00’te…’

Erbil (Rûdaw) - Darbecilerin, 15 Temmuz gecesi PKK lideri Abdullah Öcalan’ı İmralı Cezaevi’nde, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı da Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde infaz etmeyi planladığı öne sürüldü.

 

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, 2 Ağustos’ta yaptığı açıklamada, 15 Temmuz’da İmralı Adası’na bir helikopterin inmeye çalıştığını ve çatışma yaşandığını belirtmişiti.

 

Selahattin Demirtaş, “Çatışmanın sonucunu bilmiyoruz. Yunanistan’a sığınan darbeciler İmralı’da operasyon yapan askerlerdir. Öcalan sağ mı, değil mi acilen açıklanması lazım” demişti.

 

Rûdaw, 15 Temmuz darbe gecesi İmralı’da neler yaşandığını, Türkiye ile PKK arasında geçmişte arabuluculuk yapan ve “Balıkçı” lakabıyla bilinen İlhami Işık, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Ayhan Bilgen ve Öcalan’ın avukatlarından Rezan Sarıca’ya sordu…

 


İlhami Işık: Sözkonusu iddia doğrudur. İmralı Cezaevi’ne yönelik bir saldırı girişimi olacaktı ama zamanları yetmedi. Sabaha karşı 04.00 gibi İmralı’ya saldırıcaklardı.

 

Bildiğim kadarıyla herhangi bir çatışma yaşanmadı çünkü darbe engellendi. Darbe başarılı olsaydı Abdullah Öcalan’ı İmralı Cezaevi’nde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı ise Külliye’de infaz edeceklerdi. Darbeciler bunu planlamıştı ancak ikisi de gerçekleşmedi.

 

Ayhan Bilgen: Bu konuda açıklama yapması gereken hükümettir. Ne olup bittiği konusunda ayrıntılara hakim olan yetkililerdir çünkü. Bu iddialar son derece ciddidir ve vahim sonuçlar doğurabilecek iddialardır. Eşbaşkanımız (Selahattin Demirtaş) bir uyarıda bulunmuş ve bunu bilme hakkımıza dikkat çekmiştir. Bunun ötesinde bir ayrıntıya hakim değiliz.

 


Rezan Sarıca: Bizim için en önemli husus muvekkilimiz Sn. Öcalan'ın sağlığı, maddi ve manevi bütünlüğüdür. 15 Temmuz ve sonrasında yaşananlar konusunda kaygılarımız ciddi boyutlara ulaştı. Çünkü darbe girişiminde bulunanlar müvekkilimize zarar vermek istemiş olabilirler.

 

Bu konuda somut durumlara işaret eden birçok gelişme de oldu. Bursa Jandarma Komutanı’nın tutuklanması, Ada da görevli yüzbaşı ve subayların tutuklanması, siyasetçilerin Yunanistan’a kaçanlarla ilgili açıklamaları İmralı’da birşeylerin yaşandığını gösteriyor. Ancak tam olarak ne oldu bilmiyoruz.

 

Bunu öğrenmek ve müvekkilimizi korumak için başvurularda bulunduk ama reddedildi.

 

CPT - İMRALI BİLMECESİ

 

Türkiye Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, 4 Eylül’de TGRT Haber'e yaptığı açıklamada, PKK lideri Abdullah Öcalan'ın güvenliği ile sağlığının yerinde olduğunu açıklamıştı.

 

Bekir Bozdağ, "Sürekli kontroller yapılıyor. Sağlığıyla ilgili herhangi bir sorun yok. CPT heyeti yakın bir zamanda geldi, oraya gitti ve kendisiyle görüştü" demişti.

 

Ancak Avrupa Konseyi İşkence ve Kötü Muameleyi Önleme Komitesi (CPT) heyeti en son 28-29 Nisan tarihlerinde İmralı Adası'nda Abdullah Öcalan ile görüştü.

 

İlhami Işık: Adalet Bakanı en son gelişmenin Nisan ayında olduğunu söyledi. Onun dışında İmralı’ya ziyaret olmadı bildiğim kadarıyla. Ama Öcalan’ın herhangi bir sağlık problem yok. Bekir Bozdağ zaten ilk gün Meclis’te (16 Temmuz) Öcalan’ın sağlık durumun iyi olduğunu ve kaygılanacak bir durumun olmadığını söyledi.

 


Ayhan Bilgen: Bizim de bildiğimiz CPT heyeti 15 Temmuz’dan çok önce İmralı’ya bir ziyaret gerçekleştirdi. Bu konuda bakanlık kamuoyuna açık ve sağlıklı bilgi vermiyor. CPT heyetinin çalışma yöntemi kapalıdır ama bu tartışmayı bitirmenin yolu doğrudan doğruya orada hükümlü posizyonunda bulunan sayın Öcalan’dan iletişime geçilmesi.

 

Adalet Bakanı’nın beyanları birbiriyle çelişkilidir ve inandırıcı değildir. Şu an Diyarbakır’da 50 Kürt siyasetçi Öcalan’dan sağlıklı bilgi alınabilmesi için açlık grevinde. 15 Eylül’de cezaevlerindeki tutsaklar da açlık grevine destek verecek. Bu konuda hükümetten şu ana kadar atılmış herhangi bir adım yok.

 

Rezan Sarıca: CPT en son 28 Nisan’da İmralı’da incelemelerde bulundu. Türkiye’ye son gelişi de açıklandığı üzere “darbe sonrası işkence olaylarını incelemek” olmuş. 3 büyük şehir ve onlarca cezaevi polis merkezi ziyâret edilmiş. İmralı’da ziyaret yapılmadan da Türkiye’den dönüldü.

 

CPT’ye iki özel başvuru yapmıştık. Yüzyüze de görüşmüştük. Çünkü en başta ziyaret edilmesi gereken yer İmralı. Bugün Türkiye’de haber alınamayan tek hapishanedir. Ne yaşandığı bilinmiyor. Bu durumda CPT’nin tavrı hukuk ile izah edilemez. İmrali’da süren tecride maalesef önemli katkı sunmuş oluyor. Bakanlığın açıklaması ile CPT’nin İmralı’ya gitmeyeceğini aslında tahmin etmiştik.

 

Zira CPT’nin önceki ziyarettinden bahsederek durumu geciştirmeye çalıştılar. Ancak tüm bu gelişmeler açıklama ile geciştirilemez. Yüzyüze bir görüşme mutlaka olmalı.