Haber Merkezi – HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, “Bir halk bir bütün olarak böyle tehlike altındayken hiçbir Kürt gücü bu gerçekliği yok sayarak kendi halkı içinde yeni acılar yaratacak gelişmelere sebep olma hakkına sahip değildir. Sorun ne olursa olsun Kürt güçlerine düşen tek şey çözümü diyalogda aramaktır” dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, partisinin haftalık Meclis grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın istifasına değinen Sancar, medyanın istifa açıklamasını görmemekzlikten geldiğini söyledi.
Sancar, “Bu sistem çökmektedir arkadaşlar. Bu sistemin neden çöktüğünü çok kısa bazı hatırlatmalarla şimdi anlatmaya çalışacağım. Bir defa ortada bir ekonomik kriz olduğunu hepimiz biliyoruz ve bunu kimse saklayabilecek konumda değil. Bu krizin sadece bir bakan, bir şahıs meselesi olmadığını da biliyoruz. Bakanın istifasının sadece bir kızgınlık, bir kırgınlık sorunu olmadığını biliyoruz. Ortada çok daha derin bir sorun var. Ortada sistemin iflası, rejimin çöküşü gerçeği var” diye konuştu.
Sistem dedikleri bir ucube düzen
“Sistem dediğimiz elbette ilk başta Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi adını verdikleri gerçekten ucube düzendir” diyen Sancar, sözlerine şunları ekledi:
“Bu düzeni kabul ettirmek için referandum kampanyasında dönemin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bazı konuşmalarından paragraflar, pasajlar aktaracağım, neler demişti? Bu anayasa değişikliği 20 Ocak 2017'de AKP-MHP ortaklığı ile 330 oy toplayan bir değişiklikti ve Meclis'ten böyle geçeçerek referanduma sunulmuştu. Bu referandum 16 Nisan 2017’de yapıldı, çok büyük şaibeler altında gerçekleştirildi. Baskı ortamında yürütüldü kampanyalar, tek taraflı bir boks maçı şeklinde cereyan etti bütün süreç ve ancak yüzde 51,41'lik bir oy oranıyla ile kabul edildi. 20 Ocak 2017’de anayasa değişikliği Meclis'ten geçtikten sonra Cumhurbaşkanı evet kampanyasına başladı.”
Sancar, “Öncelikle tabii şahsa bağlı bir sistem kurmayacaklarını, yeni sistemin şahsa bağlı olmayacağını söylemiş ama tek bir işaret olmadan kimse hareket etmiyor artık. Medya, kamu kurumları, Meclis işaret bekliyor. Kurumların hepsi neredeyse tek adama bağlanmış durumda. Söylediklerinin tam tersi yaşanıyor. O nedenle bu sistem çökmektedir diyoruz, çöküyor diyoruz” şeklinde konuştu.
“Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi çöktü”
Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine ilişkin açıklamalarına değinen HDP Eş Genel Başkanı Sancar, “Başka zaman olsa, sorunlar bu kadar ağır olmasa buna espri deyip gülüp geçebiliriz ama gülüp geçebileceğimiz bir durum yok. Yargının ne durumda olduğunu her gün yeniden canlı olarak yaşıyoruz. Bu ülkeye keyfi tutuklamaları, adaletsiz yargılamaları, cezasızlık politikaları damgasını vurmuş durumda. Bırakın yargının prestijinin artmasını ortada yargı diye bir organ kalmamıştır. Bu nedenle sizin söylediklerinizin hepsi yalan olduğu için, bunların hepsinin tersi yaşandığı için sistem çöküyor diyoruz. Bu sistemin çöktüğünü başka verilerle anlatmaya devam edelim ve bu çöküşe karşı HDP olarak ne öneriyoruz, onu da söyleyelim” ifadelerini kullandı.
“İşsiz sayısı bugün 9 milyon”
Türkiye’de işsiz sayısının giderek arttığına dikkat çeken Sancar, “İşsiz sayısı 1 Haziran 2015’te 3 milyon 57 bin kişi, Temmuz 2018’de 3 milyon 537 bin kişi, bugün 9 milyonun civarında hatta 9 milyonun üzerinde. Ne demişti Cumhurbaşkanı “Bu sistemde işsizliği bitireceğiz”. Tam tersi oldu. Yani sistem sizin kendi beyanlarınızı hakikatle rakamlarla verilerle karşılaştırdığımızda apaçık çöküyor. Bu çöküşü saklamanızı hiçbir yöntem sağlayamayacak” dedi.
Sancar, ekonomi hakkındaki değerlendirmelerini şöyle sürdürdü:
“1 Haziran 2015'te enflasyon yüzde 8.8. Temmuz 2018’de yüzde 20.3. Bugün gerçek oranı bilmiyoruz. Pazara gittiğinizde halka sorarsanız enflasyon yüzde 30’un üzerinde. Her birimiz günlük hayatımızda yaşadığımız tecrübeyi ele alırsak yüzde 30'dan fazla. Demek ki enflasyon da düşmüyor tam tersine artıyor. Ama ne demişlerdi, enflasyon düşecek” değerlendirmesinde bulundu.
Döviz kuruna bakalım, 1 Haziran 2015’te 2,68 tl mi dolar, Temmuz 2018'de 4,71 TL; bugün 8 TL'nin üzerinde. Ve oynamaya devam ediyor. Bir bakıyorsunuz yüzde 5-6 düşüş yaşanıyor dolarda, ertesi gün yüzde 3 çıkış birden yaşanıyor. Bu arada kimlerin hangi milyar dolarları nasıl götürdüğünü de elbette soracağız, bunun da peşini bırakmayacağız.
Sistem çökerken birileri ceplerini doldurmaya devam ediyor. Bu sistemin özü esasen budur. Bir avuç sermayeye ve en çok da yandaşlara durmadan kaynak aktarmaktır. Bir gecelik operasyonla giden kaynakların hepsi halkımızın sofrasından çalınan ekmektir, aştır, gelecektir. Çalınan gençlerin geleceğidir. Bunların peşini asla bırakmayacağız, hesabını mutlaka soracağız.”
Bakan yetmez, Cumhurbaşkanı da istifa etmelidir”
“Bu sistem çöküyor. Bu sistem çöktüğüne göre sorumluluğu tek bir kişiye yükleyerek kurtulmaları mümkün değil” diyen Mithat Sancar, “Asıl sorumlu bu sistemin en tepesindedir. Asıl sorumluluk sistemin kendisindedir. Bu nedenle diyoruz sadece Hazine ve Maliye Bakanın istifa etmesi yetmez, Cumhurbaşkanı kabinesiyle birlikte istifa etmelidir. Sorumluluğu üstlenme cesaretini ve basiretini göstermesini bekliyoruz” diye konuştu.
“HDP erken seçime hazırdır”
HDP’nin yeni bir seçime erken seçime herkesten çok hazır olduğunu kaydeden Sancar, “Bunu her fırsatta tekrarlayacağız. Bu ülkede şimdi ihtiyaç erken seçimdir. Bu iktidarın gitmesidir. Peki bu iktidarın gitmesiyle her şey kendiliğinden olacak mı, onu da biraz sonra anlatacağım. Yeni demokratik eylem programımızın ana hedeflerinden biri budur. Demokratik mücadele programımız sadece erken seçim üzerine de kurulmamıştır” dedi.
“İktidarın çöküşünün en büyük nedeni Kürt düşmanlığıdır”
Sancar konuşmasına şunları ekledi:
“Bu iktidarın çöküşünün belki de en büyük nedeni Kürt düşmanlığıdır. Kürt sorununda çözümsüzlük politikası bugüne kadar bütün iktidarları çözen, çökerten en temel sebep olmuştur. Bu iktidar da çözümsüzlüğün ötesine geçerek inkar ve imha politikalarını sürekli güncellendiğinden çökmektedir. Kürt düşmanlığını hangi örneklerle anlatalım gerçekten zorluk yaşıyoruz. O kadar çok örnek var ki içeride ve dışarıda... Bölgede Kürdün hak talebine sadece şiddetle karşılık veren, Kürdün herhangi bir yerde hak kazanımını kendi bekasına tehdit olarak gören bir iktidar ve yönetim anlayışıyla karşı karşıyayız.
“Şerali Dereli’nin hesabını sormak boynumuzun borcudur”
Geçtiğimiz günlerde bu örneklere çok acı bir olay daha eklendi. Şerali Dereli cinayeti. Hakkari Yüksekova ilçesine bağlı, Esendere Beldesi Eyvan köyünde 29 Ekim’de korkunç bir cinayet işleniyor. Evinin 50 metre ilerisinde bulunan ahırda at ve tayına bakmaya giden Şerali Dereli, 61 yaşında atlarıyla birlikte katlediliyor. Kim katletti onu? Ailesinin çektiği görüntüler var. Oğlu Sultan Ali Dereli babasının olay günü köyün 50 metre ilerisindeki ahıra atları götürmeye gittiğini, orada askerler tarafından önce acımasızca darp edildiğini daha sonra da atlarıyla birlikte katledildiğini söylüyor. Ayrıca Dereli’nin yeğeni olay esnasında bir video çekiyor. Şu an yerde yatan amcan oluyor diyor. Köyün 20-30 metre yukarısında amcama silah sıka sıka vurdular diyor.”
“Kürdün hayatı bu kadar ucuz değil!”
Silopi'de 6 ve 7 yaşındaki Furkan ve Muhammet Yıldırım kardeşlerin evlerine zırhlı araç girdiği için öldüklerini anımsatan Sancar, “Ölmüşlerdi demek hafif kalır, katledilmişlerdi. Panzer ve polise 19 bin lira para cezası verildi. Geçtiğimiz gün istinaf bu cezayı onayladı. Yani bu güzelim çocukların can bedeli 19 bin lira. Onları katletmenin müeyyidesi 19 bin lira. Yok arkadaşlar, Kürdün hayatı böyle ucuz değildir! Bunu da hep birlikte göstereceğiz. Asla ve asla hayatlarımızın bu şekilde harcanmasına, hayatlarımızın bu paralar karşılığında söndürülmesine izin vermeyeceğiz. Bu bizim sadece siyasi değil, insani görevimizdir” dedi.
Sancar, “Kürde bu zulüm ne yenidir ne de burayla sınırlıdır. Kürtlerin yaşadığı bütün topraklarda devletlerin zulmü her zaman kendini göstermiştir. Sadece birkaç başlık bu zulmün boyutlarını göstermeye yeter. Irak'ta Enfal'i, Suriye'de Qamişlo'yu, İran'da neredeyse her gün infaz edilen idamları hatırlayalım. Bir halk her gün yaşadığı her yerde o topraklardaki devletlerin zulmüne uğrarken ne yapmalıdır? Hakkını, haysiyetini savunmak için birlik olmanın yollarını bulmalıdır” ifadelerini kullandı.
“Güneyden endişe verici, kaygı verici haberler geliyor”
PKK’nin Peşmerge’ye saldırısı nedeniyle yaşanan gerginliğe dikkat çeken Sancar, şunları kaydetti:
“Güneyden endişe verici, kaygı verici haberler geliyor. Orada Kürt güçleri arasında yüksek gerilim yaşandığı belirtiliyor. Buna ilişkin maalesef bazı olumsuz gelişmeler de yaşanıyor. Bir halk bir bütün olarak böyle tehlike altındayken hiçbir Kürt gücü bu gerçekliği yok sayarak kendi halkı içinde yeni acılar yaratacak gelişmelere sebep olma hakkına sahip değildir. Sorun ne olursa olsun Kürt güçlerine düşen tek şey çözümü diyalogda aramaktır. Sorunun ne olduğu değil, çözümün ne olduğu önemlidir. Çünkü belki de dünyada bu kadar tehdit altında olan başka bir halk yok. Bu halkın siyasi temsilcilerinin de bu gerçeği görmezden gelme lüksleri yok, hakları yok. Biz elbette buradan sağduyu, diyalog ve müzakere çağrımızı yineliyoruz, Bütün taraflaradır çağrımız ama sadece taraflara değil bütün Kürt halkına, yazarlarına, çizerlerine, sanatçılarına, alimlerin, rûsipîlerine çağrı yapıyoruz: Kürtler arası her türlü çözüm yolunun diyalog ve müzakere olduğunu sizler de haykırın, daha yüksek sesle bütün siyasi güçlere söyleyin. Hepimize düşen görev budur. HDP bu konuda üzerine düşen görevi yapmaya her zaman olduğu gibi şimdi de hazırdır.”
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın