Barış Akademisyenleri 6 yaşında: Sivil ölüme mahkum edildik

 Haber Merkezi – Barış Akademisyenleri, ‘Bu Suça Ortak Olmayacağız’ bildirisinin 6. yılında Eğitim-Sen 6 No’lu Şubede bir açıklama yaptı. Açıklamaya çok sayıda akademisyen katıldı.

İstanbul Beyoğlu’nda bulunan Eğitim Sen 6 No’lu Şube’de gerçekleşen toplantının açılışını Şube Başkanı Beyzade Sayın yaptı.

Sayın, ihraçların ardından 2017’de Ağır Ceza Mahkemelerinde başlayan yargılama süreçlerinin 2019’da gelen Anayasa Mahkemesi kararı sonrası beraatlarla sonuçlandığını söyleyerek sözü akademisyenlere bıraktı.

Hazırlanan ortak açıklamayı İstanbul Üniversitesi Psikoloji Bölümü Araştırma Görevlisi Aslı Aydemir ile Mersin Üniversitesi'nden atıldıktan sonra KHK ile ihraç edilen Yrd. Doç. Dr. Ali Ekber Doğan paylaştı.

“OHAL Komisyonu’nun ret kararlarını reddediyoruz”

Barış Akademisyenleri’nin basın açıklamasında şu ifadeler yer aldı:

“Bugün Barış Bildirimizin 6. yıl dönümü. 7 Haziran 2015 seçimlerinin hemen ardından ülke yangın yerine dönmüştü; özellikle Kürt illerinde ağır hak ihlalleri yaşanıyordu. ‘Bu Suça Ortak Olmayacağız’ başlıklı bildiriyi imzalamakla, iktidarın yeniden savaş politikalarına yönelmesine itiraz ettik ve barış masasına geri dönülmesi çağrısında bulunduk. İktidarın bu çağrıyı şiddetle reddetmesiyle birlikte; hedef gösterildik, gözaltılar, linç girişimleri, tehditler, tutuklamalar ve işten çıkarmalarla karşı karşıya kaldık.

15 Temmuz 2016 sonrasında ilan edilen OHAL dönemi KHK’larıyla 406’mız kamu görevinden men edildi. Özel yaşam, aile yaşamı, seyahat, çalışma, sosyal güvenlik ve benzeri yurttaşlık haklarımız ihlal edildi. İşsizlik ve sosyal güvencesizlik başta olmak üzere halen devam eden bu ihlallerle tüm KHK’lılar gibi bizler de tek adam rejimi kurmak isteyen siyasal iktidar tarafından ‘sivil ölüme’ mahkum edildik.

İktidarın savaş politikasını eleştirdik diye örgüt propagandası yapmakla suçlandık, ağır ceza mahkemelerinde yargılandık; hukuksuzca cezalandırılan, hatta hapis yatan arkadaşlarımız oldu. 11 Ocak 2016’dan beri maruz kaldığımız baskı, yıldırma ve cezalandırmalar Anayasa Mahkemesi‘nin ifade özgürlüğü ve akademik özgürlüklere sahip çıkan kararı ile bir nebze olsun hafifledi; hakkımızdaki ağır ceza davaları beraatla sonuçlandı.

KHKlarla ihraç edilen 130 bini aşkın yurttaş gibi bizler de göreve dönüş için OHAL icadı OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu’na başvurmaya mecbur edildik. Bunun bir hukuk yolu olmadığını biliyorduk. Tam tersine, yıllarca hukuka erişimimize engel olan Komisyon 28 Ekim 2021 tarihinden itibaren başvurularımızın neredeyse tamamıyla ilgili ret kararı verdiğini bizlere tebliğ etti. Komisyon verdiği retlerle, Anayasa Mahkemesi’nin kararını görmezden geldi ve Anayasayı tanımadığını ilan etti. Bu ciddi bir hukuk skandalıdır. Bu basın açıklamasının ardından avukatlarımızla birlikte, Komisyonla ilgili savcılığa suç duyurusunda bulunacağımızı da kamuoyuna duyurmak isteriz.

OHAL Komisyonunun ret kararı iktidarın barış akademisyenlerine karşı hak ihlallerinin devamı konusundaki ısrarını gösteriyor. Baştan sona haksız ve hukuksuz olan bu kararlar, siyasi iktidarın bize yaşatmak istediği ‘sivil ölüme’ karşı demokratik dayanışmanın, üniversite özerkliğinin yok edilmesine karşı mücadelenin ve akademik özgürlükleri savunmanın yaşamsal önemini bir kez daha hatırlatıyor.

Sonuç olarak, OHAL Komisyonu’nun anayasal suç işleyerek verdiği ret kararlarını reddediyoruz. Gasp edilen haklarımızı geri almak, toplumdan doğadan barıştan yana bilgi üretmeye devam etmek, özerk-demokratik üniversiteyi kurmak için mücadeleyi sürdürdüğümüzü kamuoyuna bir kez daha ilan ediyoruz.”