Türkiye’ye karşı Mümbiç’te oynanan oyunun aynısı Afrin’de sahneleniyor. PKK’nın Mümbiç’i boşaltacağı sözünü yerine getirmeyen ABD, şimdi de Afrin’e müdahaleyi engelliyor, zamana oynuyor. Operasyon için ÖSO’dan 17 bin kişilik güç hazırlayan Türkiye’nin müdahalesi gecikirse PKK bölgeden sınırlarımızı vurmaya başlayacak.
Halep’in en büyük ilçelerinden Afrin, 2012 yılından bu yana PYD işgalinde bulunuyor. 5 ila 8 bin arasında PKK-PYD militanın bulunduğu Afrin’nin Türkiye ile 120 km uzunluğunda sınıra sahip. El Bab sonrası Türkiye’ye yönelik tacizlerin arttığı Afrin’den Fırat Kalkanı Bölgesi’ndeki sivil ve askeri noktalara yönelik tacizlerin artması TSK’yı hareketlendirdi. Tüm birimlere hazır olun talimatının verildiği Tel Rıfat, Seddi Sehba, El Madig’ten Afrin’e uzanan 50 kilometrelik işgal hattında verilen teyakkuz durumu devam ediyor.
Harekat konusunda tüm hazırlıkların tamamlandığı Afrin konusunda Türkiye oyalanıyor. Türk Silahlı Kuvvetleri ve ÖSO ittifakı Afrin harekatı için 17 bin kişilik güç hazırladı. Son şekli verilen Afrin harekatı, ABD kanadını hareketlendirdi. ABD’nin sömürge valisi olarak atanan Brett Mcgurk acilen Ankara’ya gelerek Türkiye’den Afrin konusunda acele etmemesini isterken, Pentagon sözcüsü de böyle bir harekatın Rakka’da DEAŞ’a karşı verilen mücadeleye zarar vereceğini açıkladı. PYD kaynakları 3 binden fazla Afrinli militanın Rakka’ya götürüldüğünü ve ABD’nin terör örgütüne Rakka operasyonu süresince Afrin’e operasyon düzenlemeyeceği garantisi verdiğini aktarıyor.
Cumhuriyet: Umut yeşerdi
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun başlattığı Adalet Yürüyüşü’nün yüz binlerce kişinin katıldığı Adalet Mitingi’yle son bulması, dünya basınında geniş yer buldu. Dünya medyası alandakilerin hak, hukuk ve adalet istediklerini ve Erdoğan’a meydan okuduklarını yazdı. Gazeteler, ‘Farklı bir ülke umudu yeşerdi’ yorumunda bulundu.
Dünya basını, yaygın adaletsizlik ve baskı olarak algılanan durumu protesto etmek için, siyasi yelpazenin her alanından yurttaşın sokağa çıktığını’ yazdı.
The Guardian gazetesi haberi, “Türkler yıllar sonra Erdoğan’a karşı en büyük muhalefet gösterisini düzenledi” başlığıyla verdi. Haberde, mitingin Gezi Parkı eylemlerinden bu yana “Erdoğan’ın yönetimine karşı en büyük muhalefet gösterisi” olduğunu yazdı. Gazetenin haberinde, ‘Tayyip Erdoğan hükümetinin yaygın adaletsizliği ve baskısı olarak algılanan durumu protesto etmek için, “siyasi yelpazenin her alanından vatandaşların” mitinge katıldığına dikkat çekildi. Independent gazetesinin haberinde ise bir zamanlar “zayıf” olarak görülen muhalefet liderinin pek çok Türk’ün sesi olarak yeniden doğduğu belirtildi. Yürüyüşe katılanlar arasında sıradan vatandaşların yanı sıra kendileri de yargılanan yazar Aslı Erdoğan, eski HDP milletvekili Ahmet Türk ile hapiste bulunan gazetemiz muhabirlerinden Ahmet Şık’ın eşi Yonca Şık’ın da bulunduğu kaydedildi.
Times gazetesi, CHP’nin mitingine yaklaşık 2 milyon kişinin katıldığını belirtirken “Mitinge kaç kişinin katıldığı kesin olarak bilinmese de, kitlesel gösteri 25 günlük protesto yürüyüşünü tamamlayan 68 yaşındaki CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu için bir zaferi resmediyor” ifadelerini kullandı. Gazete, Kılıçdaroğlu yürüyüşe başladığında “siyasi rakiplerinin kendisiyle alay ettiğini ve destekçilerinin de kendisini şüpheyle kenardan izlediğini, ancak Kılıçdaroğlu miting alanına çıktığında imajının dönüşüm geçirdiğini ve Türklerin farklı bir ülke ümitlerinin yenilendiğini” kaydetti. Haberde, “Cumhurbaşkanı ve onun iktidar partisi için, Kılıçdaroğlu’nun yürüyüşünün katlanarak büyümesi utanç kaynağına dönüştü, özellikle de Erdoğan’ın destekçilerini yeniden sokağa çağırdığı darbe girişiminin birinci yıldönümünden bir hafta öncesine denk geldiği için” yorumu yapıldı.
Akşam: Millet direnişte, 'Gandi' keyifte!
Darbenin önünde ilk kendisinin duracağını söyleyen CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun 15 Temmuz’u kahve keyfi yaparak televizyondan takip ettiği ortaya çıktı.
Adalet aradığını söyleyerek Ankara’dan İstanbul’a yürüyen ve Maltepe’de düzenlediği mitingde FETÖ’cülerin isteklerini adalet adı altında sıralayan Kılıçdaroğlu’nun 15 Temmuz gecesi saklandığı evde çekilmiş yeni görüntülere ulaşıldı. Daha önce yaptığı konuşmalarda darbenin önünde ilk kendisinin duracağını söyleyen ve sonrasında da ‘Kontrollü darbe’ diyerek hükümeti suçlamaya kalkan Kılıçdaroğlu, Atatürk Havalimanı'ndaki kaçış görüntülerinin ardından bu görüntüleriyle de tepki topladı.
15 Temmuz gecesi hainlere karşı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığı çağrının ardından meydanlara çıkan halk canları pahasına tankların ve FETÖ’cü askerlerin namlularının önünde durdu. Kılıçdaroğlu’nun ‘Kontrollü darbe’ dediği bu hain darbe girişiminde 250 kahraman, vatanı için canını feda etti ve şehit düştü. 15 Temmuz’un en sıcak saatlerinde Kılıçdaroğlu ise partisinden Bakırköy Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu’nun evindeydi. Kılıçdaroğlu halkın kahramanca hainlere nasıl direndiğinin yayınlandığı görüntüleri oturduğu koltuktan kahve içerek izledi.
Millet canı pahasına sokağa dökülürken Kılıçdaroğlu'nun saklandığı belediye başkanının evinde televizyon izlemesi sosyal medyada olay oldu. Görüntülerin ardından CHP lideri eleştiri yağmuruna tutuldu.
Star: Büyükada'da İngiliz parmağı
İnsan hakları savunuculuğu görüntüsü altında Gezi benzeri kalkışma planlanan Büyük- ada’daki ihanet buluşmasının arkasından ABD’nin ‘CIA’ ve İngiltere’nin ‘MI6’ örgütleri çıktı.
İstanbul Büyükada’da sözde ‹İnsan hakları savunucularının korunmasına yönelik eğitim programı› adı altında yapılan toplantının, ABD (CIA) ve İngiliz (MI6) istihbarat teşkilatlarının kontrolü ve güdümünde yapıldığı ortaya çıktı. Fetullahçı Terör Örgütü’nün darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz 2016’da Büyükada Splendid Otel’de CIA ajanlarının da katılımıyla yapılan ihanet toplantısına ilişkin detayları ortaya çıkaran AK Parti Erzurum Milletvekili Orhan Deligöz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da dikkati çektiği son Büyükada buluşmasını da mercek altına aldı.
Katılımcıların gözaltına alınmasıyla ortaya çıkan toplantıda 11 bulunduğunu belirten Deligöz, “Darbe teşebbüsünden itibaren bu otelde 4 toplantı yapıldığını tespit ettik. Son toplantı otelin arka kısmında bulunan kaçak ve gizli bölümde 9’u Türk, 2’si yabancı uyruklu 11 kişinin katılımıyla yapılmıştır. Bu toplantıların ABD’nin CIA ve İngiltere’nin MI6 ajanları kontrolü ve güdümünde yapıldığını bilmekteyiz” dedi. Toplantıya katılanlara ilişkin detayları paylaşan Orhan Deligöz, “Kendilerinin sözde insan hakları aktivisti olduklarını söyleseler de, bu kişiler Gezi olayları zamanında Türkiye Cumhuriyeti’nin toprak bütünlüğünü bölmeye çalışan kişilerdir. Listede öyle birisi var ki FETÖ’nün akademik tetikçisidir. Bu tetikçi FETÖ/PDY terör örgütü kırmızı listeye alındığında ilk karşı çıkan ve Today’s Zaman’da köşe yazıları yazan Çukurova Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza Hukuku Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Günal Kurşun’dur. Bu kişi daha sonra Çukurova Üniversitesi’nden ihraç edilmiştir” diye konuştu.
Türkiye: Enerji üssü olacağız
Akkuyu ve Sinop ihtiyacımızın yüzde 10’unu karşılayacak. Japonya Başbakanı Abe ile G-20’de görüştük. Üçüncü nükleer santral projesine şimdiden başladık.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 22. Dünya Petrol Kongresi’nde yaptığı konuşmada, Türkiye’yi enerji üssü haline getirmekte kararlı olduklarını söyledi.
Son dönemde yapımı devam eden ve inşası planlanan yeni petrol ve doğalgaz boru hatlarının Türkiye’nin enerji koridoru ve terminali rolünü pekiştireceğine işaret eden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Medeniyetlerin buluşma noktası olan Türkiye, artık enerji uzmanları tarafından ‘enerjinin İpek Yolu’ olarak isimlendiriliyor. Akkuyu ve Sinop nükleer güç santrallerinin devreye girmesiyle enerji ihtiyacımızın en az yüzde 10’luk kısmını buradan karşılayacağız. Türkiye’yi enerji üssü haline getirmekte kararlıyız. Rusya ile birlikte yürüttüğümüz Akkuyu Projesi’ni, milli sermayemizi de katarak çok daha güçlendirdik. Sinop Projesi’nde de inşaata en kısa sürede başlamak istiyoruz. Son G20 toplantısında Japonya Başbakanı Sayın Abe ile de bunu etraflıca görüştük. Hatta üçüncü bir nükleer güç santrali projesiyle ilgili çalışmalarımızı şimdiden başlatmış bulunuyoruz. Türkiye’deki büyümenin sürdürülebilir olması için, enerjide dışa bağımlılığın azaltılması ve yerli kaynakların en üst düzeyde kullanılması gerekiyor. Nitekim sadece son bir yılda ülkemizde enerji sektöründe 6 milyar dolar yatırım yapıldı. Bu yatırımlar sayesinde güneş enerjisinden hidroelektrik enerjisine, rüzgar enerjisinden jeotermal enerjiye biyo kütleden termik santrallere kadar 6 bin 500 megavat kurulu gücü hizmete aldık. Elektrik enerjisindeki doğal gazın payını yüzde 10 azaltarak ithal doğalgazın dış ticaretimiz üzerindeki baskısını da hafiflettik. Yerli kaynaklardan elektrik üretimi, rekor bir artışla yüzde 49,3’e ulaştı. Yerli kömürün elektrik üretimindeki payını da yüzde 23’e çıkardık”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz hafta Doğu Akdeniz’de büyük bir fırsatın kaçırıldığını da belirterek şunları kaydetti: “Bizim ve Kıbrıs Türk tarafının tüm yapıcı yaklaşımına rağmen Rum tarafının olumsuz tavrı sebebiyle adadaki anlaşmazlıkların bir kez daha çözümsüz kalmasından üzüntü duyuyoruz. Tarafların tutumları böylesine açıkça ortadayken kimi enerji şirketlerinin Rum kesiminin atmakta olduğu sorumsuzca adımların bir parçası olmaları kesinlikle anlayışla karşılanamaz.”