Uluslararası Barış Konferansı sonuç bildirgesi: Yeni bir toplumsal sözleşme yapılmalı

Dün 01:11
Rûdaw
Etiketler İstanbul İstanbulk Uluslararası Barış ve Demokratik Toplum Konferansı Sonuç bildirgesi
A+ A-

Haber Merkezi - İstanbul’da 6–7 Aralık 2025 tarihlerinde gerçekleştirilen "Uluslararası Barış ve Demokratik Toplum Konferansı", yayımlanan sonuç bildirgesiyle sona erdi. Dünyanın dört bir yanından siyasetçiler, akademisyenler, gazeteciler ve insan hakları savunucularının katıldığı konferansta, Türkiye’de 40 yılı aşkın süredir devam eden çatışmalı sürecin sonlandırılması ve kalıcı barışın inşası masaya yatırıldı.

Bildirgede, 27 Şubat 2025 tarihinde Abdullah Öcalan’ın çağrısının ardından PKK’nin silahlı mücadeleyi bırakma kararı, bölge istikrarı için kritik bir dönemeç olarak nitelendirildi.

19 ülkenin temsilcilerinin katıldığı konferansta, PKK'nin silahlı mücadeleyi sonlandırma kararı "tarihi bir fırsat" olarak değerlendirilirken, Abdullah Öcalan’ın barış sürecindeki rolüne dikkat çekilerek "Umut Hakkı" kapsamında serbest bırakılması talep edildi.

"Öcalan, barışın önemli bir aktörüdür"

Sonuç bildirgesinde, küresel ölçekte otoriter eğilimlerin arttığı bir dönemde “Abdullah Öcalan’ın hem pratik hem de düşünsel olarak barışa öncülük edebilecek bir liderlik sergilediği” vurgulandı. Metinde şu ifadelere yer verildi:

"PKK’nin silahlı mücadeleyi sonlandırma ve kendini feshetme kararı, barış yönünde atılmış cesur ve tarihi bir adımdır. Bu adım, bölgedeki uzun süreli çatışma ve istikrarsızlığın sona erdirilmesi için büyük bir fırsat sunmaktadır."

6 maddelik çözüm önerisi

Konferans katılımcıları, iki gün süren tartışmaların ardından kalıcı barış için 6 maddelik bir yol haritası belirledi. Bildirgede öne çıkan maddeler şunlar oldu:

AİHM kararları doğrultusunda Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılmasını sağlayacak yasal düzenlemelerin yapılması bir zorunluluktur. İmralı’daki tecrit koşulları tamamen kaldırılmalı, ada bir barış ve özgürlük kapısına dönüştürülmelidir.

Çatışmaların çözümü için tek yol diyalog ve müzakeredir. BM Güvenlik Konseyi’nin 1325 sayılı kararı uyarınca kadınlar barış masasında aktif rol almalıdır.

Türkiye’nin tüm halkları, inançları ve kimlikleri kapsayan, eşit yurttaşlık temelinde demokratik bir anayasaya ihtiyacı vardır.

Merkeziyetçi yapıların yerine, yerel demokrasiyi güçlendiren ve farklı toplulukların bir arada yaşamasını sağlayan modeller geliştirilmelidir.

Şiddet zeminini ortadan kaldırmak için kapsayıcı bir hukuksal dönüşüm acilen ele alınmalıdır.

Avrupa Birliği, barış sürecinde daha aktif bir rol üstlenmeli, tarafların kabulü halinde arabulucu veya garantör olmalıdır.

"Siyasi tutukluların özgürlüğü lütuf değildir"

Bildirgenin sonuç bölümünde, Abdullah Öcalan, Kobani Davası’nda yargılanan siyasetçiler ve diğer tüm siyasi tutukluların serbest bırakılması çağrısı yapıldı. Açıklamada, "Siyasi tutukluların özgürlüklerine kavuşması bir lütuf ya da tercih konusu değil, tarihsel ve hukuksal bir zorunluluktur" denildi.

Katılımcılar, Türkiye’yi insan hakları ve insancıl hukuk yükümlülüklerini yerine getirmeye davet ederek sürecin takipçisi olacaklarını vurguladı.

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli