Ünlü profesöre Miroğlu'ndan yanıt: Türkler komutana, Kürtler Co'ya tekmil veriyordu

Haber Merkezi - Türkiye'de başlayan yeni çözüm süreci toplumun geniş kesimlerinden destek bulurken, bazı çevrelerden karşıt sesler de yükseliyor. Araştırma şirketlerinin anketlerine göre barış sürecine destek yüzde 70'leri aşarken, sürecin karşıtları Kürtlerin Türkiye'de herhangi bir dezavantaj yaşamadığını iddia ediyor.

Kardiyolog profesörden sosyal medyada soru

Bu iddiaları dile getirenlerden biri de tanınmış kardiyolog Prof. Dr. Bengi Başer oldu. CHP'li olduğu bilinen ve daha önce İstanbul'dan milletvekilliği için aday adayı olan Başer, X platformundaki hesabından Türk bayrağı fotoğrafıyla paylaştığı mesajında şu soruyu yöneltti:

"🇹🇷 Kürt vatandaşlara soruyorum, Kürt olduğunuz için ne gibi dezavantajlarınız ve size tanınmayan ne haklar var? Nelerden mahrumsunuz mesela?"

Miroğlu, Diyarbakır Cezaevi anısıyla cevap verdi

Prof. Başer'in bu paylaşımına çok sayıda Kürt yanıt verirken, eski AK Parti Mardin Milletvekili ve yazar Orhan Miroğlu'nun verdiği cevap büyük dikkat çekti.

Miroğlu, Diyarbakır Cezaevi'nden bir anı paylaşarak şu sözlerle yanıt verdi:

"Kürtler iki gündür dezavantajları yazıp duruyor, Bengi Hocam'a bir dezavantajı da ben yazayım istedim.

Hocam, malumunuz Türkler asker olunca kendileri gibi insan olan komutanlara tekmil verir ve bu kural ne bizim orduda ne başka ordularda değişir.

Kürtler ise birer asker kabul edildikleri Diyarbakır Cezaevi'nde, Yüzbaşı Esat'ın köpeği Co'ya askeri tekmil veriyordu, şöyle mesela:

'Hakkı Hakbilir, Mardin, 36. Koğuş, 2. Kat, 3. Hücre 21 kişiyle emir ve görüşlerinize hazırdır komutanım!'

Co tekmili alır ve sonraki hücreye doğru ağır ağır adımlarla yürür giderdi. Dört kat, her katta 10 hücre, Co'nun da işi kolay değildi anlayacağınız!"

"Böyle bir yaratıcılık yok"

Miroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ayrıntıya girdim biraz, ama sahneyi hayal etmek çok zor. Bir köpekle yaşanan ve Kürtlere mahsus bu dezavantajı hayal etmenize yardımcı olur belki diye yazdım bu ayrıntıları!

Hayatta ve sinemada, gerçekte ve kurguda filan yok böyle bir 'yaratıcılık!' ve böyle bir dezavantaj! Dolayısıyla hayal edilmesi bile çok zor!"