DEM Parti’nin Meclis’e sunduğu 99 sayfalık raporun içeriği belli oldu
Haber Merkezi - DEM Parti, Meclis Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’na sunduğu 99 sayfalık raporda, Kürt meselesinin çözümüne dair siyasi ve hukuki bir çerçeve çizdi.
Altı bölümden oluşan raporda, sorunun tarihsel arka planından yasal düzenlemelere kadar geniş bir yelpazede öneriler yer aldı.
"Sorun bölgesel bir boyut kazandı"
MA'nın haberine göre raporun tarihsel ve siyasal arka plan bölümünde, Türkiye’nin merkeziyetçi ve tekçi devlet yapısının farklı kimlikleri dışladığı ve bu durumun Kürt sorununu derinleştirdiği vurgulandı.
Sorunun bugün gelinen noktada sadece Türkiye’nin değil, tüm Ortadoğu’nun gündemini etkileyen bölgesel bir boyuta ulaştığı belirtildi.
"Süreç sürdürülemez noktada"
Komisyonun dinlediği tanık, uzman ve STK görüşlerine atıfta bulunulan raporda, çatışma sürecinin yarattığı tahribatın artık sürdürülemez hale geldiği ifade edildi.
Meselenin sadece bir “güvenlik sorunu” olmadığı, aynı zamanda siyasal, kültürel ve ekonomik bir demokratikleşme sorunu olduğu kaydedildi.
‘Yeni paradigma’ ve dünya örnekleri
DEM Parti, barışın yalnızca silahların susması anlamına gelmediğini; adaletin, çoğulculuğun ve demokratik katılımın esas olduğunu belirtti.
Raporda Güney Afrika, İrlanda ve Kolombiya örnekleri hatırlatılarak Türkiye’nin kendi özgün barış modelini geliştirebileceği vurgulandı. Çözüm için dilin ve kurumların “uzlaşı ve tanıma” temelinde yeniden inşa edilmesi gerektiği ifade edildi.
Abdullah Öcalan’ın rolü
Raporun en dikkat çeken bölümlerinden biri Abdullah Öcalan’ın konumuna dair oldu. Öcalan, barış sürecinin “baş aktörlerinden biri” olarak tanımlanırken, sürecin ilerlemesi için şu önerilerde bulunuldu:
Öcalan’ın daha özgür koşullarda sürece katkı sunması sağlanmalı.
Resmi kurumlar, akademisyenler, STK’lar ve gazetecilerin kendisiyle doğrudan görüşebilmesi için yasal zemin oluşturulmalı.
Yasal reform talepleri
DEM Parti, çözüm için kapsamlı bir hukuk paketine ve “Demokratik Entegrasyon Yasası”na ihtiyaç olduğunu belirtti. Raporda sıralanan acil düzenlemeler şunlar:
TMK, TCK, CMK ve İnfaz Kanunu’nda özgürlükçü reformlar yapılmalı.
Kayyım uygulamasına son verilmeli.
Hasta tutuklular serbest bırakılmalı.
AYM ve AİHM kararları uygulanmalı, KHK mağduriyetleri giderilmeli.
Anadilde eğitim ve hizmet hakkı yasal güvenceye alınmalı.
Ayrımcılıkla Mücadele Komisyonu kurulmalı.
Barışın ekonomiye ve bölgeye etkisi
Barışın sağlanması durumunda güvenlik harcamalarının azalacağı, tarım, turizm ve üretimin canlanacağı belirtilen raporda, bu durumun gençlerin geleceğe dair umudunu artıracağı ifade edildi.
Ayrıca Kürt sorununu demokratik yollarla çözen bir Türkiye’nin Ortadoğu’da demokratik bir model olacağı ve diplomatik ilişkilerde güç kazanacağı vurgulandı.
"Demokratik Cumhuriyeti birlikte inşa edelim"
Toplumsal bir sözleşme çağrısının yapıldığı rapor, tüm aktörlere yönelik şu ifadelerle noktalandı:
“Çağrımız; kalıcı barış için adım atmaya, tekçiliğin değil çoğulculuğun, otoriterliğin değil demokrasinin çatısı olan Demokratik Cumhuriyet’i hep birlikte inşa etmeye yöneliktir. Türkiye’nin ikinci yüzyılını barışın ve halkların kardeşliğinin temelleri üzerinde kuralım.”