Kamuoyu araştırmacısı Dr. İbrahim Uslu: AK Parti ve MHP'nin oylarında bir düşüş yok

İstanbul (Rûdaw) - Kamuoyu araştırmacısı Dr. İbrahim Uslu Türkiye’de gündemde olan çözüm sürecinin AK Parti ve MHP oylarına yansıyan olumsuz bir etki olmadığını ifade ederek, “Aynı şekilde bu sürecin pozitif bir etkisi olarak oy artışı da henüz gözlemlenmedi. Seçmen şu an için gelişmeleri takip ediyor ve nasıl şekilleneceğini bekliyor” dedi.

Kamuoyu araştırmacısı ve siyasal iletişim uzmanı Dr. İbrahim Uslu, Türkiye’de gündemde olan çözüm sürecinin kamuoyu üzerindeki etkisini Rûdaw’a değerlendirdi.

Uslu, yapılan araştırmaların halkın büyük çoğunluğunun süreci desteklediğini ortaya koyduğunu belirterek, “Toplum terörün gerçekten bitmesini istiyor ve bu talep yeni değil. AK Parti'nin 2009’da süreci gündemine aldığı ilk günden beri toplum, terörün sona ermesi için yürütülen politikalara destek veriyor” dedi.

Dr. Uslu, sürecin başladığından bu yana hem kendilerinin hem de diğer araştırma kuruluşlarının yaptığı anketlerde toplumun büyük bölümünün çözüm sürecini desteklediğini belirtti.

Dr. İbrahim Uslu, “Bu çok anlaşılır bir durum. Terörle mücadele eden her ülkede kamuoyu benzer bir eğilim gösterir. İnsanlar barış ve huzur ister. Türkiye’de de Kürt ve Türk seçmenler ortak bir noktada buluşuyor: Terör bitsin, silahlar sussun” ifadelerini kullandı.

Uslu, araştırmaların iktidarın bu süreci başlatırken kamuoyundan olumsuz bir tepki almayacağını bildiğini gösterdiğini ifade ederek, “AK Parti ve MHP'nin oy oranlarında süreç boyunca herhangi bir düşüş yaşanmadı. Aynı şekilde bu sürecin pozitif bir etkisi olarak oy artışı da henüz gözlemlenmedi. Seçmen şu an için gelişmeleri takip ediyor ve nasıl şekilleneceğini bekliyor” dedi.

 "Silah bırakmaya karşı olan hiç kimse yok"

Son 15 yıldır yapılan araştırmalarda toplumun çözüm sürecine desteğinin devam ettiğini belirten Dr. Uslu, “Silah bırakmaya karşı çıkan hiç kimseye rastlamadık. İnsanlar, Kürt sorununun daha demokratik ve siyasi yollarla çözülmesini istiyor. Bu yüzden başlatılan süreçlere destek veriyorlar. İktidar da bunun farkında, Dem Parti de bunun farkında. Her iki tarafın da süreci rahatlıkla yürütmesinin sebebi, kamuoyunun bu konudaki geniş uzlaşısıdır” ifadelerini kullandı.

Devlet ve Kandil arasında iletişim var mı?

Uslu, çözüm sürecinde yürütülen müzakerelere dair net bir bilgi olmadığını, sürecin büyük ölçüde kapalı kapılar ardında yürütüldüğünü belirterek, “İktidar ile Dem Parti arasında bir iletişim olduğu açık. Ancak Kandil ile iktidar, Kandil ile Dem Parti veya Kandil ile devlet kurumları arasında doğrudan bir iletişim var mı? Buna dair resmi bir açıklama yapılmadı” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Kandil’in silah bırakması için gerekli çalışmaları başlatmaları yönünde talimat verdiğini ve sürecin son aşamaya geldiğini ifade ettiğini hatırlatan Uslu, “Bu açıklamadan hareketle, devlet kurumları ile Kandil arasında bir iletişim olduğu sonucunu çıkarıyoruz. Ancak görüşmelerin detaylarına dair kesin bir bilgiye sahip değiliz” şeklinde konuştu.

Kamuoyu araştırmacısı ve siyasal iletişim uzmanı Dr. İbrahim Uslu’nun şöyle konuştu:

“Bu süreç gündeme geldiğinden bu yana hem bizim yönettiğimiz hem de çok sayıda başka güvenilir araştırma kuruluşunun yaptığı çalışma yayınlandı. Toplum genel olarak bu sürece destek veriyor çünkü toplum terörün gerçekten bitmesini istiyor. Üstelik bu talep bugünle ilgili bir talep de değil. Aslında AK Parti'nin çözüm sürecini ilk gündemine aldığı 2009 yılından bu tarafa toplum, Türkiye'de yaşayan insanlar terörün bitmesi için yürütülen politikalara destek veriyorlar ve terörün bitmesini arzu ediyorlar.

Bu zaten çok anlaşılabilir bir şey. Eminim ki terör sorunu yaşayan bütün ülkelerde de kamuoyu toplum benzer kanaatlere sahiptir. O yüzden iktidar bu yeni bir süreç başlatmak konusunda cesur davrandı ve kamuoyundan olumsuz bir tepki gelmeyeceğini biliyordu. Zaten bu süreç içerisinde yapılan araştırmalarda sadece biz, kamuoyunun bu süreci olan desteğini ya da tepkisini ölçümlemedik aynı zamanda iktidar koalisyonuna yani AK Parti'ye ve MHP'ye yönelik kamuoyu desteğini de ölçümledik ve bu süreç boyunca ne AK Parti'nin oylarında ne de MHP'nin oylarında herhangi bir geriye gidiş falan yaşanmadı. Dolayısıyla toplum bu süreci gözlemliyor. Aynı şekilde geriye gidiş yaşanmadığı gibi bir oy artışı da gerçekleşmedi. Yani henüz bu sürecin pozitif sonuçları da oy olarak bu partilere geri dönmüş değil. Seçme şu an için gözlüyor ve nasıl şekilleneceğini bekliyor.

Çok var yani hatta silah bırakmasın diyen hiç kimseye biz rastlamadık. Bunu sadece bugün de değil üstüne üstlük dediğim gibi son 15 yıldır böyle insanlar terörün bitmesini, silahların susmasını ve Kürt sorununda daha demokratik ve siyasi yöntemlerle çözülmesini arzu ediyorlar ve bu anlamda başlatılan süreçlere de destek veriyorlar. Bu anlamda iktidarın eli rahat ve kamuoyundan olumsuz bir tepki almayacağını biliyor. Dem Parti de bunu biliyor ayrıca. Yani sadece iktidar kanadı bilmiyor. Dem Parti de toplumun terörün bitmesi gerektiği yönünde bir uzlaşı içerisinde olduğunun farkında. Kürt seçmenler de, Türk seçmenler de. Terör artık bitsin, silahlar sussun istiyorlar. O yüzden hem de parti tarafı çok rahat bu politikayı sürdürürken hem de iktidar tarafı çok rahat.

Şimdi işin doğrusu bu konuda bir şeffaflık olmadığı için Bunlar kamuoyuna net olarak açıklanmadığı için tam bilgi sahibi değiliz. Sadece bazı kulis bilgileri ya da tahminler ya da analizleri biliyoruz. İktidarla DEM Parti arasında bir iletişim olduğu açık ama Kandil'le iktidar arasında, Kandil'le DEM Parti arasında, Kandil'le devlet kurumları arasında bir iletişim var mı? Buna dair net bir açıklama şu ana kadar yapılmadı.

Bildiğimiz tek bir açıklama var. Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan bir gün bir toplantıda Kandil'in terör örgütünün silahları bırakması için arkadaşlarıma talimat verdim ve gerekli çalışmaları başlatın dedim ve bu konuda da mesafe kaydettiler. Artık sürecin sonuna geldik yaklaştılar şeklinde bir açıklama yaptı ve biz bu ifade eden hareketle devlet kurumlarıyla Kandil arasında da bir iletişim olduğuna dair fikre sahip olduk. Ama net bir bilginiz var mı derseniz bu konu anlaşılabilir nedenlerle daha kapalı yürütüldüğü için net olarak görüşmeler ne seviyede, hangi sıklıkta yapılıyor falan gibi detaylar konusunda malumat sahibi değiliz.”