HDP'nin 'kayıp silahlar'la ilgili önergesi AK Parti ve MHP'nin oylarıyla reddedildi

Haber Merkezi – Organize suç örgütü olmakla suçlanan ve hakkında yakalama kararı bulunan Sedat Peker'in gündeme getirdiği 'kayıp silahlar' iddiasına ilişkin HDP tarafından TBMM'ye verilen önerge AK Parti ve MHP’nin oylarıyla reddedildi.

HDP'li Meral Danış Beştaş ve Saruhan Oluç, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından kayıp veya envanter dışı olduğu ve sivil vatandaşlara dağıtıldığı iddia edilen silahların akıbetinin araştırılması amacıyla Meclis Araştırması açılmasını istedi.

HDP, önergenin AK Parti ve MHP'nin oylarıyla reddediliğini belirterek, "15 Temmuz sonrası dağıtılan kayıp silahların bulunması, bu konuda gerekli incelemenin yapılması için Meclis araştırması açılması amacıyla verdiğimiz önerge, AKP- MHP oylarıyla reddedildi. İktidar kayıp silahların üstünü örtmeyi tercih etti" açıklaması yaptı.

Araştırma önerisinde şu ifadeler yer aldı:

“15 Temmuz darbe girişimi sonrasında kayıp veya envanter dışı olduğu ve sivil vatandaşlara dağıtıldığı iddia edilen silahların akıbetinin araştırılması amacıyla Anayasa’nın 98’inci, İç Tüzüğün 104’üncü ve 105’inci maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılması için gereğini arz ederiz.”

Gerekçe?

Ankara’da 2017 yılı ortalarında görülen bir cinayet davasında sanık, cinayette kullandığı uzun namlulu silahı, darbe girişiminin meydana geldiği 15 Temmuz 2016 günü Ankara Emniyet Müdürlüğü’nden aldığını söylemişti. Konunun kamuoyuna yansıması üzerine Ankara Valiliği de açıklama yapmış, 15 Temmuz gecesi darbecilere 'hızla ve etkin bir şekilde karşı koyulabilmesi için “Ankara Emniyet Müdürü Mahmut Karaaslan'ın talimatıyla silah depolarının kapılarının kırılarak personele uzun namlulu silah ve mühimmat dağıtıldığı” belirtilmişti. Ancak 15 Temmuz darbe girişimi sırasında kaç kişiye ne kadar silah ve mühimmat dağıtıldığı konusu açıklığa kavuşmamıştır.

15 Temmuz darbe girişimi sırasında oluşan zararların darbe sanığı 661 kişiden tahsili amacıyla Ankara’da açılan davada da kayıp silahlar konusu gündeme gelmiş, Ankara 15. Asliye Hukuk Mahkemesi, Emniyet’in zararlarının tespiti için bilirkişi heyeti görevlendirmişti. Rapor hazırlayan bilirkişiler, üçü G-3 piyade tüfeği, sekizi kalaşnikof olmak üzere 16 silahın darbe gecesi kaybolduğunu bildirmişti.

İçişleri Bakanlığının resmi raporlarında ve internet sitesinde ise 2014 yılında 14 bin 682 silahın kaybolduğu, 2016 yılında ise 107 bin 628 silahın kaybolduğu ifade edilmiştir. Yani 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında kayıp silah sayısı tam 7,5 kat artmıştır.

Son olarak sosyal medyada kayıp silahlarla ilgili yeni iddialar ortaya atılmıştır. Bu iddialara göre, 15 Temmuz’un hemen akabinde ülke genelinde demokrasi nöbetleri tutulurken, Ağustos’un ilk haftasında, Esenyurt Cumhuriyet Meydanı’nın arkasında arabaya koyulan bir kasa kalaşnikof marka uzun namlulu silahın İstanbul Balat’a gittiği ve Ak Parti İstanbul Gençlik Kolları Başkanı olan Taha Ayhan’ın yardımcısı olan Osman Tomakin’e teslim edildiği, silahların Balat’ta Demir Kilise olarak bilinen Sveti Stefan Kilisesi’nin hizasındaki boş bir ara sokakta, başka bir arabaya yüklendiği iddia edilmiştir. Ayrıca söz konusu silahların özel harp envanterine kayıtlı olmadığı, 15 Temmuz gecesi TRT binası baskınında kullanılan silahların da envantere kayıtlı olmadığı ve bu silahların İçişleri Bakanı’nın bilgisinde dağıtımının yapıldığı iddia edilmiştir.

Diğer yandan yakın zamanda sosyal medyada “Jitemkurt” adlı bir hesap, infaz timinin listesinde yer alan isimleri içeren bir paylaşımı Instagram’da yayınlamış, bu paylaşımda Avrupa’da yaşayan Türkiye kökenli muhalif gazeteciler, sanatçılar, akademisyenler ve aydınlar yer aldığı kamuoyuna yansımıştır. Basında bu iddiayı güçlendirecek şekilde İngiltere, Almanya ve Hollanda'da bulunan kişilere karşı eylem yapılmasıyla ilgili bir mektubun İngiltere’de yakalandığını iddiaları genişçe yer buldu. Daha önce de bazı cinayetlerde yukarıda sözü edilen silahların kullanıldığı ve muhaliflere yönelik tehditlerde kayıp silahların merkezde yer aldığı iddiası gündemdeki yerini korumaktadır. Bu iddialar hem muhalif aydınlara hem de onların takipçileri olan kitlelere korkutmayı hedeflemektedir.

Özellikle 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında hem iktidara yakın sivil halkın silahlandırıldığı, hem de organize bir şekilde SADAT ve Osmanlı Ocakları gibi doğrudan özel harp amacıyla kurulan şirket ve dernekler vasıtasıyla, olası bir iktidar karşıtı halk hareketinin bastırılması maksadıyla, geniş kitlelerin silahlandırıldığı zaman zaman kamuoyunda iddia edilmiştir. Bu tür iddiaların Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından araştırılması, ülkenin ve toplumun geleceği açısından hayati bir öneme haizdir.”

Türkiye İçişiler Bakanlığından açıklama

"Kayıp silahlar" iddiasına ilişkin, bir açıklama da Türkiye İçişiler Bakanlığından geldi.

İçişleri Bakan Yardımcısı ve Bakanlık Sözcüsü İsmail Çataklı, konuya ilişkin Twitter hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, 15 Temmuz 2016'da gerçekleşen darbe girişiminin yıl dönümünün yaklaştığı günlerde, neredeyse her yıl olduğu gibi, bazı mahfillerce maksatlı şekilde ortaya atılan mesnetsiz bir iddianın, bu yıl da "20 tugayı donatacak silah kayıp" başlığıyla yeniden servis edildiğini belirtti.

Çataklı, "Söz konusu dönemde İçişleri Bakanlığı bünyesinde bağlı kurumlardan Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı envanterinde bulunan silahlardan, mezkur haberlerde iddia edilen miktarlarda bir sayısal eksiklik, kesinlikle söz konusu değildir" ifadesini kullandı.

Konuya ilişkin envanter sayımlarıyla da teyit edilen resmi verilerde, Jandarma Genel Komutanlığı envanterinde kayıtlı 7 MP5 makineli tabancanın, 15 Temmuz gecesi halka karşı kullanılmak üzere darbeciler tarafından depolardan gasp edildiğinin ve atışmalarda kaybolduğunun anlaşıldığını bildiren Çataklı, şöyle devam etti:

“Bugüne kadar kayıp silahların bulunması mümkün olmamıştır. Yine aynı hain darbe girişimi sırasında Ankara Emniyet Müdürlüğüne yapılan saldırı neticesinde Ankara Emniyet Müdürlüğü envanterine kayıtlı 3 adet G3 Piyade Tüfeği, 11 kalaşnikof tüfek, bir MP5 makineli tabanca, bir kuru sıkı tabanca olmak üzere 16 silah kaybı tespit edilmiş, ayrıca İstanbul’daki olaylar sırasında, İstanbul Emniyet Müdürlüğü envanterine kayıtlı 1 MP5 makineli tabanca kaybolmuştur. Bugüne kadar kayıp silahların bulunması mümkün olmamıştır. 15 Temmuz hain darbe girişimi kaynaklı olarak, İçişleri Bakanlığı bünyesinde başkaca herhangi bir silah kaybı mevcut değildir. Bakanlığımızın 2017 yılı İdari Faaliyet Raporu'nda belirtilen rakam, sivil vatandaşlarımızın kaybettikleri silahları da içeren 1944’ten 2017’nin sonuna kadar ki 73 yıllık toplam sayıdır. Bu rakamın 15 Temmuz ile hiçbir ilgisi yoktur.”

Çataklı, detayları açıklananlar dışında, İçişleri Bakanlığı envanterinden başka bir silah kaybının söz konusu olmadığını vurgulayarak, "Kaldı ki ilgili birimlerimizin personel sayısı dikkate alındığında, söz konusu iddialarda geçen miktarların tutarsızlığı kendiliğinden ortaya çıkacaktır. Kaybolduğu iddia silah sayısı, o günlerdeki tüm Jandarma ve Emniyet personel sayısının yaklaşık üçte birine tekabül etmektedir. Devlet ciddiyeti içerisinde böyle bir eksikliğin olamayacağı, elbette ki izaha muhtaç değildir" açıklamasında bulundu.

Sedat Peker ne demişti?

Sedat Peker, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun koordinasyonunda 15 Temmuz gecesi sonrasında devlet envanterine kayıtlı olmayan silahların dağıtıldığını iddia etmişti. Peker, Soylu'ya hitaben, “15 Temmuz’da kahramanlık rolleri oynarken TRT binası baskınına gittiğinde hepsinin elinde kalaşnikof marka silahlar olan birçok sivil şahıs vardı. Bu silahlar da devlet envanterine kayıtlı değil. Biraz önce anlattığım, dağılımı senin tarafından koordine edilen hiçbir silah da devlet envanterine kayıtlı değil” ifadesini kullanmıştı.

Peker, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ‘demokrasi nöbetlerinin’ tutulduğu Ağustos ayında AK Parti İstanbul Gençlik Kolları Başkan Yardımcısı Osman Tomakin'e bir kasa kalaşnikof silahların teslim edildiğini, silahları getiren araçta Esenyurt AK Parti Gençlik kolları Başkanı Abdülsebur Soğanlı ve İçişleri Bakanlığı personeli Ahmet Onay'ın olduğunu öne sürmüştü.