Diyarbakır’da ‘Öcalan’ yürüyüşü

Haber Merkezi - PKK lideri Abdullah Öcalan’ın yakalanarak Türkiye’ye getirilişinin 26’ncı yıl dönümü, Diyarbakır’da DEM Parti tarafından düzenlenen yürüyüşle protesto edildi.

Yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı Dağkapı Meydanı’nda bir araya gelen DEM Parti Diyarbakır Milletvekilleri Halide Türkoğlu ve Ceylan Akça Cupolo, belediye eş başkanları ile çok sayıda partilinin yer aldığı grup, Ulu Cami önüne yürüdü.

Yürüyüşün ardından konuşan DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Halide Türkoğlu, konuşmasında Van Büyükşehir Belediyesi’ne kayyım atanmasına tepki göstererek, kayyum atamalarıyla barışın olamayacağını söyledi.

Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin kaldırılması gerektiği ifade eden Türkoğlu, şunları söyledi:

“Kürtlerin temel hakları, Kürtlerin yönetme hakkı, irade hakkı gasp edilemez. Bu saatten sonra da inkar siyaseti ile de yol yürünemez. O yönüyle bizler Öcalan'ın üzerindeki tecridin tamamıyla kalkmasında ısrarcıyız. Eğer çözümde ciddiyet varsa bu tecrit bir an önce kalkmalıdır. Kayyum siyasetine son verilmelidir. Öcalan defalarca görüşmelerde ifade etti. Kürt sorunun demokratik çözümünü hukuki ve siyasi olarak sağlayabilirim diyor. Yani bunun demokratik siyasetle çözülmesini ifade ediyor. Meclise görevler veriyor. Parlamentoya görevler veriyor. Kamuoyuna görevler veriyor. Toplumsal bir barışın inşa edilmesi gerektiği söyleniyor. Şimdi bu barış nasıl olacak? Baskıyla barış mı olur? Kayyum atamalarıyla barış mı olur? Ama bizler Kürt sorunun demokratik çözümünün Türkiye'de halklar başta olmak üzere hepimizin geleceğini etkileyen bir mesele olduğunu biliyoruz.

“Bu sorun ulus devlet aklıyla çözülemez”

Orta Doğu coğrafyasının temel meselesidir. Sadece Türkiye'yi de etkilemiyor. Orta Doğu coğrafyasının en temel meselesidir. Bu sorunun çözümü için Öcalan modelini de önermesini de yıllardır ifade ediyor. Bu sorun ulus devlet aklıyla çözülemez. Tekçilikle çözülemez. Milliyetçilikle çözülemez. İnkârcılıkla çözülemez. Düşmanlık hukukuyla çözülemez. Savaşla çözülemez. Bu şekilde devam etmeyin diyor. Bu sorun aynı zamanda bütün halkları ilgilendiren bir sorundur. Bu sorun nasıl yönetildiğimizle ilgili bir sorundur. Eğer kayyumla yönetiliyorsak, tekçilikle yönetiliyorsak, inkarcılıkla yönetiliyorsak bu şekilde bu sorunlar çözülemez. Biz halklar, kadınlar, gençler bütün kimlikler, kendi kendimizi yönetmek istiyoruz.”