Haber Merkezi – DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğlulları, “Buradan iktidara ve Meclis Başkanlığına sesleniyoruz. Güven artırıcı bir adım atabilirsiniz. İnsani ve hukuki bir konuda cesur davranabilirsiniz” dedi.
Eş Genel Başkan Hatimoğulları, partisinin haftalık Meclis grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Yani çözüm sürecine değinen Hatimoğlulları, “27 Şubat’ta Sayın Öcalan’ın yaptığı asrın çağrısından bu yana geçen sürede, ne yazık ki Türkiye’de demokrasi adına bırakın olumlu bir adım atılmasını, daha iç karartıcı bir tablo ile karşı karşıyayız. İktidar bu süreçte iyi bir sınav vermedi” diye konuştu.
Öcalan’ın örgüte yaptığı silah bırakma ve kendini feshetme çağrışımın 85 milyonu ilgilendirdiğini belirten Hatimoğulları, “Tarihi çağrı bir metinden ibaret değildi. Bunu her fırsatta söyledik. Bu tarihi çağrı, Türkiye'de yaşayan 85 milyon yurttaşımızın adil, demokratik bir toplumda yaşaması için yapılmış bir çağrıdır ve bu, demokratik toplumun dönüşüm davetidir. Ama iktidar bu çağrının ruhunu yok saydıkça, gereğini yapmadıkça ülkede demokratikleşmenin yolu açılamaz” diye konuştu.
“Şimdi tek tek ev ziyaretlerine başladık”
Tülay Hatimoğulları özetle şunları söyledi:
“1 Ekim’de başlayan ve 27 Şubat’ta Sayın Öcalan’ın tarihi çağrısıyla taçlanan Barış ve Demokratik Toplum Süreci üzerinden tam altı ay geçti. Bu altı ay boyunca bir gün bile yerimizde durmadık. Birçok ülkenin temsilcisiyle, elçilikleriyle, kurumlarıyla bir araya geldik. Heyetlerimizle bu süreci anlattık, çözümü tartıştık. Türkiye’nin dört bir yanını il il, ilçe ilçe dolaştık. Yüz bine yakın yurttaşımızla barışı en açık, en şeffaf haliyle birlikte konuştuk.
Şimdi on binlerce gönüllü barış neferleriyle, tek tek ev ziyaretlerine başladık. Ulaşamadığımız yerlere milyonlarca mektup yolluyoruz, online buluşmalar yapıyoruz. Ve inanın, bugüne kadar yaptığımız onca çalışmanın bize gösterdiği tek bir gerçek var: Kürt halkı ve Türkiye toplumu barış istiyor. Hem de hemen, şimdi! Gittiğimiz her yerde, konuştuğumuz herkes bu süreci destekliyor. Barışın sesine kulak veriyor.
“Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’la görüşme olumlu geçti”
En son, Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’la DEM Parti İmralı heyetimiz bir görüşme gerçekleştirdi. Daha önce de kamuoyuyla paylaştığımız gibi, bu görüşme olumlu geçti. Heyetimiz toplumun kafasındaki soru işaretlerini, gözlemlerimizi, önerilerimizi aktardı. Şimdi beklenti, bu görüşmenin barış sürecine hız kazandırması ve çözümün kapısını aralamasıdır.
“Çağrıya denk düşen bir adım, bir irade henüz göremiyoruz”
Çünkü elimizde büyük bir fırsat var. Tarih yapma ve tarihe geçme fırsatı… Ama açık konuşalım ki, aradan iki ay geçmiş olmasına rağmen, çağrıya denk düşen bir adım, bir irade henüz göremiyoruz. Toplum net konuşuyor, son derece makul ve rasyonel beklentileri var. Her gün bize aynı soruyu soruyorlar: ‘İktidar neden bir adım atmıyor? Bu süreç neden hep tek taraflı ilerliyor? Bir oyalama mı var?’ Ben de buradan yürütme erkine soruyorum, tecrit sürerken, bir tek somut adım bile atılmazken; tam tersine her gün yeni antidemokratik uygulamalar devreye girerken, kayyım tehdidi devam ederken, sizce biz bu yurttaşlara ne cevap vermeliyiz? Bunlar çok büyük bir soru işareti olarak toplumun zihninde duruyor.
“PKK’nin silahsızlandırılma süreci için yasa çıkarılmalı”
Güven maalesef sadece güzel sözlerle değil; pratik ve güven verici somut zemin oluşturularak tesis edilir. Bu zemin nasıl sağlanır? Sayın Öcalan’ın çalışma ve iletişim özgürlüğünün sağlanmasıyla. Meclisin, PKK’nin silahsızlandırma süreci için bir yasa çıkarabilmesiyle. Demokratik Dönüşüm ve Barış Kanunu teklifinin hazırlanmasıyla. Bu kanunun Meclis’ten hep beraber çıkarılmasıyla. İlk adım olarak bunları yaparsak tüm Türkiye rahat bir nefes alır. İçeride yüzlerce ağır hasta tutuklu daha var. Özge Özbek, Hatice Yıldız, Soydan Akay, Selver Yıldırım, Hatice Onaran gibi sayısız isim hâlâ dört duvar arasında hem hastalıkla hem de mahkûmiyetle mücadele ediyor. Buradan iktidara ve Meclis Başkanlığına sesleniyoruz. Güven artırıcı bir adım atabilirsiniz. İnsani ve hukuki bir konuda cesur davranabilirsiniz. Toplum, hasta mahpuslar ve keyfi şekilde yakılan infazlarla ilgili somut adımlar bekliyor. İktidarın yargı ve güvenlik güçlerini kullanarak CHP’yi siyasetin dışına itmeye çalışması kabul edilemez. CHP’ye neden bu baskı uygulanıyor? Neden abluka altına alınmak isteniyor?
“Van’da kayyım, çocuklara açılan kreşi neden kapatır?”
Oysa bugün muhalefet, barış ve çözüm sürecine dair daha yapıcı ve destekleyici bir pozisyonda. Bu çok kıymetlidir. Buradan başta ana muhalefet partisi olmak üzere tüm muhalefete sesleniyorum: Barış Türkiye’nin ortak meselesidir. Ne olursa olsun çözüm ve barış sürecine sıkı sıkıya sahip çıkmalıyız. Çözüm sürecini konuşuyoruz diye kayyım uygulamalarını unutmadık. Van’da kayyım, çocuklara açılan kreşi neden kapatır? Kadınlara verilen ulaşım kartlarını neden iptal eder? Halk için yapılan projeler neden durdurulur? İstanbul’da belediyesine kayyum atananların itirazı ile Van’da, Hakkari’de halkın gasp edilen iradesine karşı yükselen itiraz aynıdır. İstanbul’da iradesi gasp edilenle Mardin’de iradesi hiçe sayılan yurttaş, aynı şeyi söylüyor: ‘Elinizi irademizden çekin’.”
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın