Haber Merkezi – Eski İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve İBB çalışanlarına yönelik yürütülen soruşturma kapsamında hazırlanan iddianamede, 13 şüphelinin "özel vasfa haiz üye" konumunda bulunduğu belirtilerek, söz konusu şüphelilerle ilgili tespitler anlatıldı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmada 105'i tutuklu, 5'i "müşteki şüpheli" olmak üzere toplam 407 şüpheli hakkında hazırlanan iddianamede, "özel vasfa haiz" üye olan 13 şüpheliyle ilgili tespitlere “Özel Vasfa Haiz Üye Kadrosu" başlığı altında yer verildi.
"Özel vasfa haiz" üyeler arasında görevinden uzaklaştırılan Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan, İSTTELKOM AŞ Genel Müdürü Melih Geçek, Ağaç AŞ Genel Müdürü Ali Sukas, İmamoğlu İnşaat ile SSB Gayrimenkul isimli şirketlerin genel müdürü Tuncay Yılmaz, İBB Hukuk Müşaviri İbrahim Bülbüllü, Ekrem İmamoğlu'nun Koruma Müdürü Mustafa Akın, İmamoğlu'nun avukatı Mehmet Pehlivan, İmamoğlu'nun siyasi danışmanlığını yapan Necati Özkan, İBB Harita Mühendisi Yakup Öner, Emrah Bağdatlı, iş insanları Ali Nuhoğlu, Hüseyin Köksal ile Seza Büyükçulha'nın yer aldığı belirtildi.
Üst sınırdan ceza istendi
İddianamede, "Her ne kadar 765 Sayılı Kanun'un 168/1 maddesinde düzenlenmesine rağmen 5237 Sayılı TCK'nın düzenlenmesinde 'özel vasfa haiz üye' kavramına yer verilmemiş ise de, bahsedilen bu kavramın, kişilerin haklarında yapılacak olan yargılama sonucundaki karar aşamasında ceza miktarı tayininde üst sınırdan takdir edilmek suretiyle dikkate alınması gerektiği, aksi bir uygulamanın yani 'özel vasfa haiz olan üye' ile 'özel vasfa haiz olmayan üye' arasında aynı uygulama (aynı sınırdan ceza belirlenmesi) tatbikinin ceza adaletine aykırı olacağı unutulmamalıdır" şeklindeki ifadeye yer verildi.
“Üst hadden cezalandırılmaları gerektiği…”
"Özel vasfa haiz üye" konumunda bulunan 13 şüphelinin haklarında yapılacak yargılama sonucundaki ceza tayininde diğer örgüt mensuplarından farklı bir değerlendirmeye tabi tutularak, alt sınırdan uzaklaşılarak üst hadden cezalandırılmaları gerektiği ifade edilen iddianamede, söz konusu şüphelilerin yönetici pozisyonunda bulunmamakla birlikte "örgüt üyesi" sıfatının üzerinde konumlandığı kaydedildi.
“Diğer örgüt üyelerine talimatlar verdikleri…”
İddianamede, "Şüphelilerin bir kısmının belediye içerisinde herhangi bir görevleri olmamasına rağmen belediye görevlilerine veya diğer örgüt üyelerine talimatlar verdikleri, bir kısmının ise belediye içerisinde görevli personel olmasına rağmen kendisine verilen görev tanımının tamamen dışındaki başka birimde yer alan görevlilere talimatlar verdikleri, örgüt elebaşı şüpheli Ekrem İmamoğlu'yla bir şekilde diyalog içerisinde oldukları ve diğer örgüt üyelerinden daha aktif konumda bulundukları"na ilişkin tespitlere yer verildi.
Tuncay Yılmaz hakkındaki tespitler
Ekrem İmamoğlu'na ait İmamoğlu İnşaat ile SSB Gayrimenkul isimli şirketlerin genel müdürü olan Tuncay Yılmaz'ın herhangi bir kamu görevlisi sıfatının bulunmamasına karşın İmamoğlu ile arasındaki bağlantı ve ilişki neticesinde iş insanlarından, belediyedeki iskan, imar ya da ruhsat işlerinde kolaylık sağlanması hususlarında yardımcı olma karşılığında kimi zaman İmamoğlu’na ait olan şirketler üzerine kimi zaman da yönlendirdiği 3'üncü kişilere rüşvet parası olarak ev, daire ya da villa şeklindeki taşınmazların devrine ilişkin süreçleri yürüttüğü kaydedildi.
Yılmaz'ın, Fatih Keleş, Murat Ongun, Adem Soytekin ve Ertan Yıldız'la yakın ilişki içerisinde olduğu ifade edilen iddianamede, basın ve yayın organlarında "Para Kuleleri" olarak bilinen CHP'nin İstanbul İl Başkanlığı binasını satın alma sürecini de siyasi partiyle herhangi bir mensubiyeti, resmi görevi ve organik bir bağı bulunmamasına karşın İmamoğlu’nun emir ve talimatlarıyla bizzat yürüttüğü ve ayrıca akrabaları adına kurdurmuş olduğu firmalarla İBB iştiraki olan Ağaç AŞ'den aldığı işler karşılığında yapılan ödemeleri suç örgütüne ait firmalara, yani "sisteme" aktardığı belirtildi.
“Emrah Bağdatlı'nın Ongun'a en yakın kişi olduğu" iddiası
İddianamede, "özel vasfa haiz üye" konumunda bulunan şüpheli Emrah Bağdatlı'nın ise Murat Ongun'a en yakın kişi olduğu ve İBB'nin iştiraklerinden Medya AŞ ile Kültür AŞ'nin yönetiminde destek verdiği, İmamoğlu'na kendi nikahını kıydıracak kadar yakınlığının olduğu, belediyeyle herhangi bir resmi bağı bulunmamasına rağmen sahibi veya gayri resmi ortağı olduğu firmalara usulsüz şekilde ihaleler verildiği kaydedildi.
“Sisteme ciddi miktarda para akışı sağladığı…”
Bağdatlı'nın Ongun ile hareket ederek ihale verilecek şahısları ve firmaları belirlediği kaydedilen iddianamede, hiyerarşisinde bulunduğu Ongun adına rüşvet görüşmeleri yaptığı ve hem kendine hem de örgüte maddi menfaat sağladığı bildirildi.
İddianamede, İBB Harita Mühendisi şüpheli Yakup Öner'in Boğaziçi İmar Müdürlüğü'nde salt mühendis olarak görev yapmasına karşın İmamoğlu’nun kendisine sağladığı güç ve nüfuzu kullanarak Boğaziçi İmar Müdürü olan Elçin Karaoğlu'na emir ve talimatlar verdiği, imar dosyalarını incelediği belirtildi.
Öner'in İstanbul'un Boğaz bölgesinde yer alan tarihi ve lüks evlerin/yalıların tamirat, tadilat ve ruhsatlandırma işlemlerini bizzat kendisinin takip ettiği anlatılan iddianamede, İmamoğlu adına bu bölgede yer alan taşınmazların/işletmelerin sahipleri iş insanlarıyla imar veya iskan işlemlerine dair süreçleri yürüttüğü ve "sisteme" ciddi miktarda para akışı sağladığı kaydedildi.
“Nuhoğlu usulsüz ihaleler alarak kazanç elde etti”
İddianamede, şüpheli Ali Nuhoğlu'nun örgüt yöneticisi Fatih Keleş ile yakın ilişki içerisinde olduğu, sahibi olduğu inşaat firmaları üzerinden İBB iştiraki olan KİPTAŞ AŞ ve İSFALT AŞ üzerinden usulsüz ihaleler aldığı, bu ihaleler neticesinde İBB üzerinden maddi kazanç elde ettiğine ilişkin tespitlere yer verildi.
Nuhoğlu'nun söz konusu paraları Güllüce Tarım unvanlı firmaya aktardığı, bu paralarla taşınmaz satın aldığı ve şirketi bünyesinde bulunan taşınmazları, çok düşük fiyata, muvazaalı şekilde İmamoğlu'nun sahibi olduğu İmamoğlu İnşaat'a devrettiğiyle ilgili MASAK raporu düzenlendiği belirtildi.
İddianamede, şüpheli Hüseyin Köksal'ın Ongun'la birlikte hareket ettiği, Ongun'a İBB iştiraklerinden Medya AŞ ve Kültür AŞ unvanlı firmaların yönetiminde destek verdiği, sahibi veya gayri resmi ortak olduğu firmalara usulsüz şekilde ihaleler verildiği ve hem kendisine hem de örgütün kurmuş olduğu "sisteme" maddi menfaat sağladığı bildirildi.
Necati Özkan hakkındaki iddialar
Ekrem İmamoğlu'nun siyasi danışmanlığını yapan Necati Özkan'ın, Hüseyin Gün ile birlikte hareket ettiği belirtilen iddianamede, Özkan'ın "siyasal ve askeri casusluk suçundan" adli işlem gördüğü anlaşılan Gün ile uçtan uca şifreli gizli mesajlaşma uygulamalarıyla yurt dışında bulunan kişilere bilgi aktardığı kaydedildi.
İddianamede, Özkan'ın Gün ile İmamoğlu'nun seçim propagandalarında yapacağı konuşmalar üzerine yazışmaların bulunduğu, İmamoğlu'nun uzun yıllardır siyasi danışmanlığı yaptığı kaydedildi.
Özkan'ın buradan gelen ilişki neticesinde rüşvet eylemlerinden elde ettiği maddi menfaatin temininde bedelsiz bir şekilde taşınmaz edindiği ifade edilen iddianamede, rüşvetin teminine aracılık edip, "sisteme" maddi menfaat sağladığı ifade edildi.
“’3G’ ile ihaleler alarak menfaat temin ettiği…”
İddianamede, İSTTELKOM AŞ Genel Müdürü şüpheli Melih Geçek'in de Hüseyin Gün ile hareket ettiği, İBB'ye ait verilerin yurt dışına sızdırılması konusunda dahlinin olduğu, kendisiyle irtibatlı olan birçok bilişim firması üzerinden "3G" yönetimi ile ihaleler alarak menfaat temin ettiği, hem kendisine hem de örgütün kurmuş olduğu "sisteme" maddi menfaat sağladığı anlatıldı.
Resul Emrah Şahan "özel vasfa haiz üye" konumunda
Tutuklanmasının ardından görevinden uzaklaştırılan Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan'ın da "özel vasfa haiz üye" konumunda bulunduğu, Şişli Belediyesi yapılanmasında İmamoğlu adına rüşvet görüşmeleri yaptığı ve rüşvetin temin edilmesinde rol oynadığı ifade edilen iddianamede, söz konusu belediye üzerinden temin edilecek rüşvetlerde etkin biçimde rol oynadığına ilişkin tespitler yer aldı.
İddianamede, Şahan'ın İmamoğlu ve diğer yöneticilerle irtibat kayıtlarının olduğu, hem kendisine hem de sisteme maddi menfaat sağladığı ifade edildi.
İddianamede, iş insanı Seza Büyükçulha'nın "Güven Asfalt" unvanlı firmanın belediyeden alacağını tahsil etmesi konusunda destek istediği, bu durumun da İmamoğlu'nun bilgisi dahilinde olduğunu söylediği yönünde beyanlarının olduğu belirtildi.
Büyükçulha'nın İstanbul'da faaliyet gösteren inşaat firmalarının belediyeyle ilişkilerini kontrol eden kişi olduğu ifade edilen iddianamede, söz konusu firmalarla belediye arasındaki irtibatı sağlayarak hem kendisine hem de "sisteme" maddi menfaat sağladığı kaydedildi.
“Koruma müdürü Akın'ın kamera kayıt cihazının tahribinde talimatlar verdiği" iddiası
İddianamede, Mustafa Akın'ın İmamoğlu'nun katıldığı toplantılardaki kameraların bantlanmasındaki hususları organize ettiği bildirildi.
Akın'ın başkanlık konutundaki kamera kayıt cihazının tahrip edilmesi olayında talimatlar verdiği belirtilen iddianamede, koruma müdürü olması sebebiyle doğrudan İmamoğlu'yla ve diğer yöneticilerle irtibat kaydının bulunduğu ifade edildi.
İddianamede, Ağaç AŞ Genel Müdürü şüpheli Ali Sukas'ın örgüt yöneticisi Ertan Yıldız ile birlikte hareket ettiği, Yıldız'dan talimatlar aldığı ve talimatlar neticesinde Ağaç AŞ tarafından gerçekleştirilen ihaleleri alacak kişileri usulsüz bir şekilde belirlediği bildirildi.
Sukas'ın, ihaleyi alan kişilere yapılacak olan hak ediş ödemeleri karşılığında rüşvet temin ettiği belirtilen iddianamede, bu şekilde kendine ve örgüte maddi menfaat sağladığı kaydedildi.
“Avukat Pehlivan'ın yurt dışına kaçışlarını organize ettiği" iddiası
İddianamede, İmamoğlu'nun avukatı Mehmet Pehlivan'ın da örgütün hukuk grubu içerisinde yer aldığı, örgütün deşifre olmasının engellenmesi amacıyla "tutuklananlara maddi destek verileceği" yönünde talimatlar verdiğiyle ilgili tespitler yer aldı.
Pehlivan'ın güvenmediği kişilerin yurt dışına kaçışlarını organize ettiği ve kaçmaları için talimatlar verdiği kaydedilen iddianamede, şüphelilerin tutuklu bulundukları ceza infaz kurumlarına avukatlar göndererek, İmamoğlu'nun talimatlarını ilettirdiği ve tutuklu bulunan şüphelilere “örgütün çözülmemesi için” baskıların yapılması gibi önemli süreçleri yürüttüğüne ilişkin tespitler anlatıldı.
İddianamede, İBB Hukuk Müşaviri şüpheli İbrahim Bülbüllü'nün, Fatih Keleş'e bağlı hareket ettiği, Beylikdüzü döneminden beri aktif olduğu, İmamoğlu'nun İBB Başkanı olmasından sonra kendisini hukuk danışmanı olarak tanıttığı belirtildi.
Bülbüllü'nün İETT ve hafriyat alanında ihale alan müteahhitlerle iletişime geçerek baskı yaptığı ve şirketlerdeki parasal kontrol ile yönetimi sağladığı iddianamede kaydedildi.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın