Haber Merkezi - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, altı muhalefet partisi liderinin Ankara gerçekleştirdiği zirvenin ardından yeni açıklamalar yaptı. Kılıçdaroğlu, HDP’nin neden masada yer almadığı hakkında,"HDP zaten ayrı bir ittifak kuruyor. Bütün siyasi partilere saygımız var. Biz zaten onları yok sayamayız" dedi.
“Her partinin farklı fikirleri, her liderin farklı görüşleri muhakkak vardır ama demokrasi adına ortak noktada buluşabiliyoruz” diyen Kılıçdaroğlu KRT canlı yayınında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
Masada HDP'nin olmadığı hatırlatılarak, "Masa genişleyecek mi?" sorusunun yöneltilmesi üzerine Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Masanın genişleyip, genişlemeyeceğine ben karar vermem, bir parti lideri de tek karar vermez. O masanın etrafında oturan kişiler, yeni aktörlerin masanın etrafına oturup oturmamasına karar verirler. Ama benim gördüğüm kadarıyla, kendi adıma konuşayım, şu anda öyle bir talep yok. HDP şu anda zaten ayrı bir ittifak kuruyor, üçüncü bir ittifak oluşturuyor. HDP'nin demokrasi konusunda özel bir vurgusu var, 'Demokrasiyle ilgili kararlar alacaksanız, bizi göz ardı edemezsiniz' diyorlar. Ben de şunu söyledim zaten, biz HDP'yi de masada olmayan diğer siyasi partileri de yok sayamayız. Siyasi partiler demokrasinin vazgeçilmez unsurları ise her siyasi partiye saygı göstereceksiniz. Biz de her siyasi partiye saygı gösteriyoruz. Türkiye'nin temel sorunları görüşüldü, atılması gereken adımlar konuşuldu. Biz gerçek anlamda ülkenin demokrasiye kavuşması, gerçek anlamda insan haklarının tesis edilmesi için elimizden gelen çabayı düşünce olarak o masada ifade ettik, Allah'ın izni ile iktidar olduğumuzda bunların tamamı eyleme dönüşecek."
“Neden 28 Şubat?”
Altı liderin 28 Şubat'ta bir araya geleceğinin hatırlatılması ve "Neden 28 Şubat?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "Geçmiş 28 Şubat'ta ne oldu? Demokrasi rafa kaldırılmıştı. Bu 28 Şubat'ta ne olacak? Raftan demokrasiyi indireceğiz. Kim ne düşünürse düşünsün, bu 28 Şubat, gerçek anlamda demokrasinin Türkiye'ye gelmesi için atılan temel adımlardan birisi olacaktır." dedi.
“28 Şubat'ta ben de mağdur oldum”
28 Şubat'ta kendisinin de mağdur olduğunu kaydeden Kemal Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"O dönem bir Batı Çalışma Grubu vardı, Başbakanlıkta. Ben genel müdürdüm, benim de aleyhimde o dönemde oraya raporlar geldi. Ben sonradan, milletvekili olunca o raporların orada olduğunu öğrendim. O dönem Gülen cemaatinin bir gazetesi vardı, o gazetede 8 sütuna manşet, ben de sordum ki nedir bu diye? Bir sürü haksız iddia vardı, ben de dava açtım. Dava açınca haberi yapan gazeteci 'Başbakanlığın bu konuda raporu var' dedi. Ben de mahkemeye başvurdum, raporu istettik, rapor geldi. Gazeteciyi dava dışı bıraktık ama Başbakanlık aleyhine dava açtım. O dava uzun yıllar devam etti. Erdoğan Başbakandı, 28 Şubat Batı Çalışma Grubu'nun hazırladığı rapora destek verdi, avukatları aracılığıyla destek verdi. Başbakanlık avukatları gittiler, benim haksız olduğumu, bu raporun doğru olduğunu söylediler. Ben de mağdurum. O dava geçen aylarda benim lehime sonuçlandı. Cumhurbaşkanı oldu, bu sefer onların avukatları bu davalara sahip çıktılar. Mağdurların yanında değil, zulmün yanında yer aldılar, ben de bunun mağduruyum. 28 Şubat mağdurları var mı, var. Niye helalleşme diyoruz, bunun için diyoruz. Hepimizin oturup helalleşmesi lazım. İntikam duygusu ile devlet yönetilmez."
Ailesinin kökeni hakkında iddialar
Bir soru üzerine dosyada bir sürü yalan ifadeler bulunduğunu, ailesinin kökeni hakkında ifadelerin yer aldığını belirten Kılıçdaroğlu, bunun bir nevi fişleme anlamına geldiğini söyledi.
Mahkemede kendisi hakkında yazılan raporu görünce ürperdiğini belirten Kılıçdaroğlu, "O raporu dava konusu yaptım bu sefer de. Erdoğan 28 Şubatçıları destekledi, avukatlarını gönderdi ama bu kardeşiniz tam tersine mücadele etti" ifadesini kullandı.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın