Sözcü: Reina canisi burada eğitildi
IŞİD, Afganistan’da Uygur, Özbek, Kazak, Kırgız, Azeri ve Türkmen Dağıstanlılar için “özel birlik” kurdu. Terör örgütü, Reina katliamcısı Masharipov’u da bu kampta eğitip, Türkiye’ye kanlı eyleme gönderdi...
Yeni yılın ilk saatlerinde İstanbul'daki Reina gece kulübünde 39 kişiyi kurşuna dizen dinci terörist Abdulkadir Masharipov'un, Afganistan'daki kamplarda eğitildiği ortaya çıktı. 2010 yılından itibaren artarak yapılanan terör ağının Irak ve Suriye'den sonra yeni hedefinin Türkistan olduğu, Anadolu'nun da hedefleri arasında bulunduğu belirlendi. Suriye ve Irak'ta bulunan yabancı uyruklu teröristler arasında Orta Asya kökenlilerden özel birlikler oluşturuldu. Bunların tamamına yakınının Uygur, Özbek, Kazak, Kırgız, Azerbaycan, Türkmen, Dağıstan kökenli oldukları tespit edildi. IŞİD'e Türkiye'den de önemli ölçüde katılım oldu. Örgütün, eylemlerini Türkiye'ye de taşıma planı olduğu anlaşıldı. Türkiye'den giden teröristlerin de, Orta Asyalı gençlerle birlikte eğitime alındığı, bu yüzden aralarında samimiyet doğduğu kaydedildi.
Posta: Kadınlar yakalattı
Reina’da yılbaşı gecesi 39 kişiyi katledip kaçan DEAŞ’lı terörist Masharipov’un Esenyurt’ta yakalanmasında eşi F.A.’nın önemli rol oynadığı ortaya çıktı. Masharipov, firardayken Senegalli terörist Dina ile imam nikahı kıymış. Buna kızan F.A. polise bildiklerin anlatmış.
Anne F.A. oğlundan ayrılmak istemedi. Ama terörist eşini dinlemedi. F.A. 2 yaşındaki kızıyla Pendik’teki başka bir hücre evine götürüldü. Pendik’teki evde F.A. teröristlerden şunu duydu: Masharipov, DEAŞ’lı kadın terörist senegalli Dina’ya imam nikahı kıymıştı. Esenyurt’taki hücre evinde yaşıyorlardı.
Habertürk: Reina canisine iğrenç ödül!
Reina katliamını gerçekleştiren Masharipov, ifadesinde oğlunu teslim ettiği 2 kuryenin adresini verdi. Teröristin yanında yakalanan 3 kadının da Masharipov'un ödülü olduğu tespit edildi.
Reina’yı kana bulayan Abdulkadir Masharipov’un başka bir hücreye teslim ettiği 4 yaşındaki oğlunun 2 kurye tarafından başka bir adrese götürüldüğü anlaşıldı.
Polis, 2 kuryenin izini sürüyor. Zanlının polisteki sorgusunda sık sık oğlunu sorduğu öğrenildi. Masharipov, oğlunu teslim ettiği hücre evinin adresini polise verdi.
Cumhuriyet: Cinayette MİT ayağı eksik
Soruşturmanın geldiği noktayı değerlendiren Dink davası avukatı Bahri Belen, ‘Cinayetin işlenmesinde MİT’in dahli de olabilir. Genelkurmay İstihbarat’tan kişiler de olabilir’ dedi.
Dink davası avukatlarından Bahri Belen ile cinayetin ardından başlayan soruşturma ve yargılama sürecini konuştuk. Avukat Belen, Trabzon Jandarma görevlilerine ilişkin soruşturma ile ilgili, “İşin içinde MİT’in dahli de olabilir. Hatta Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanlığı’ndan kişiler de olabilir” dedi. Avukat Bahri Belen, soruşturma ve yargılama sürecinin şimdiye dek olan kısmını özetleyerek, cinayetin işlendiği 2007 yılından 2015’e kadar sanık sandalyesine oturtulamayan kamu görevlileri ile ilgili “Kamu görevlilerinin yargılanması yolunu açan Bakırköy 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nin bu kişiler hakkındaki takipsizlik kararını kaldıran kararı, HSYK’nin bu kişilere ilişkin soruşturma izni ve AİHM’nin Dink kararıdır” diyor.
Akşam: İtirafçılar aldatıyor
Yargı mensuplarıyla bir araya gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan, FETÖ’nün yargıdaki oyunlarına dikkat çekti: İtirafçı diye ortaya çıkıyorlar, doğruyu söylemiyorlar, oyuna devam ediyorlar.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde Yargıda Birlik Derneği üyeleriyle bir araya geldi. FETÖ’nün yargı üstünde oynadığı oyunlara dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan şu önemli açıklamaları yaptı: Ülkeme ve şahsıma kurulan bazı tuzakları görmekte zaman zaman geç kaldığımızı görüyorum. 367 garabetinden kapatma davasına kadar öyle şeylerle karşımıza çıktılar ki hukuk adına biz utandık.
Star: Karanlık yolculuk
Profesyonel tetikçi Masharipov’un Özbekistan’dan başlayıp Afganistan ve İran üzerinden İstanbul’a uzanan seyir defteri “Reina katliamı yaşam biçimimize saldırı” diyenleri utandıracak bilgiler içeriyor.
Reina katliamını yapan Abdulkadir Masharipov’un Özbekistan’ın Kokand kentinde başlayıp Afganistan ve İran üzerinden Türkiye’ye uzanan terör yolculuğu, artık ‘üst aklın’ bir aracı olduğu tartışma götürmez terör örgütü DEAŞ ve Reina katliamının istihbarat servisleriyle olan ilişkiler ağını da ortaya çıkardı. Eski Genelkurmay İstihbarat Dairesi İç Güvenlik subayı ve emekli Tuğgeneral Fahri Erenel’e göre, «Katilin gizemli yolculuğuna bakmak bile Reina katliamının uluslararası boyutunu anlamak için yeterli.”
Yeni Şafak: Milliyetçilik talimatı John Bass’tan mı
Baykal’a kaset kumpası kurulmadan iki yıl önce ismi, ABD derin devletinin raporlarına CHP’nin yeni genel başkanı olarak giren Kılıçdaroğlu, ‘milliyetçi’ bir çizgiye yöneldi. Bu politik strateji, anayasa değişikliği teklifine ilişkin MHP tabanını yönlendirme çabası olarak değerlendirildi. 15 Temmuz darbe girişimi sonrası ABD’nin Ankara Büyükelçisi Bass ile görüşmesinin ardından Yenikapı ruhuna ihanet eden Kılıçdaroğlu’nun ‘milliyetçi’ politikasının da ABD kaynaklı olduğuna işaret ediliyor. CHP liderinin bu tutumu, kendisini destekleyen Obama yönetiminin görevi bırakmasından önceki son hamlesi.
CHP'de genel başkanlık koltuğu için Baykal'a kaset kumpası kurulmadan 2 yıl önce adı CHP'nin yeni genel başkanı olarak Amerikan derin devletinin raporlarına giren Kemal Kılıçdaroğlu'nun son dönemde anayasa değişiklik teklifine ilişkin “milliyetçi” duruşu hayli dikkat çekiyor.
Sabah: Yeni sistemle patinaj bitecek
“İki başlılık devletin işlerliğinde patinaja yol açıyor. Bu ortadan kalkmalı. MHP’nin bunu görmesiyle anayasa değişikliğinin yolu açıldı. MHP lideri ve ekibine teşekkür ediyorum”
Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan dün Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Yargıda Birlik Derneği üyelerine verdiği öğle yemeğinde konuştu. Erdoğan şunları söyledi:
2007 cumhurbaşkanlığı seçimi krizinin aşılması için getirdiğimiz düzenleme, yani cumhurbaşkanını doğrudan halkın seçmesi, bu yönde köklü değişimin ilk adımı oldu. Gücünü halktan alan bir cumhurbaşkanının, vesayetin değil milli iradenin temsilcisi olması kadar tabi bir şey yok. Ben de görevimi bu anlayışla yürütüyorum. Cumhurbaşkanının gücünü halktan alan daha üst bir siyasi otorite oluşturulurken, anayasanın başbakanlık hükümeti sistemini esas alan yapısı değiştirilmemiştir. Böyle olunca da her ikisi de gücünü milli iradeden alan iki başlı bir yapı ortaya çıkmıştır.Meclis'te ilk tur görüşmeleri tamamlanan anayasa değişikliği yasama, yürütme ve yargı erkleri arasındaki ilişkileri yeniden düzenliyor. Yasama, yürütme, yargı erkleri arasındaki ilişkilerin demokratik anlayışla yeniden belirlenmesi Türkiye için kayıp değil, tam tersine büyük kazanç. Hayalimiz, 2011'den beri ülkemizde bu hususları esaslı şekilde yeni anayasa ile yerli yerine oturtmaktır. Maalesef mevcut sistem içinde netice alamadık.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın