Milli Savunma Bakanı Güler: Süreç yalnızca Türkiye'nin değil, bölgenin de barış, huzur ve istikrarına katkı sağlayacak

Haber Merkezi – Türkiye Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, çözüm sürecinin yalnızca Türkiye açısından değil, bölgesel barış ve istikrar bakımından da kritik bir dönemeç olduğunu belirterek, sürecin ilgili kurumlarla koordinasyon içinde, temkinli ve akılcı bir yaklaşımla yürütüldüğünü söyledi.

Bakan Güler, Milli Savunma Bakanlığı’nda düzenlenen Yıllık Değerlendirme Toplantısı’nda medya kuruluşlarının Ankara temsilcileriyle bir araya geldi.

“Hassas bir coğrafyada kararlı savunma politikası”

Toplantıda konuşan Güler, Türkiye’nin üç kıtanın kesişim noktasında yer alan stratejik konumuna dikkat çekerek, çatışmaların ve istikrarsızlıkların çevrelediği bir coğrafyada bulunduğunu ifade etti.

Bölgesel ve küresel belirsizliklerin arttığı bu dönemde Türkiye’nin barış ve istikrarın tesisi için çok boyutlu ve etkin bir savunma politikası yürüttüğünü belirten Güler, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) her an harekâta hazır, etkin ve caydırıcı bir güç olmasının zorunlu hale geldiğini söyledi.

“2025, yeni bir sürecin başladığı tarihsel bir yıl”

Terörle mücadelede başarıların elde edildiğini ardından 2025’in yeni bir sürecin başladığı tarihsel bir yıl olduğuna işaret eden Güler, Cumhurbaşkanı’nın liderliğinde başlatılan “Terörsüz Türkiye” sürecinin çok boyutlu ve stratejik bir nitelik taşıdığını vurguladı.

“Bu süreç, yalnızca ülkemizin değil, bölgemizin de barış, huzur ve istikrarına katkı sağlayacaktır” diyen Güler, Türk Silahlı Kuvvetleri olarak terörü bitirmenin haklı gururunu yaşadıklarını dile getirdi.

Bakan Güler, örgütün fesih kararı sonrası teslim olan PKK’li sayısında artış yaşandığını ifade etti.

Yılbaşından bu yana 105, fesih kararının ardından ise 69 PKK mensubunun teslim olduğunu aktaran Güler, sınır içinde ve ötesinde arazi arama-tarama, mağara, sığınak ve patlayıcı imha faaliyetlerinin sürdüğünü kaydetti.

Nihai hedefin, ülkeye yönelik tüm tehditlerin ortadan kaldırılması olduğunu vurgulayan Güler, PKK/YPG/SDG başta olmak üzere hiçbir örgütün bölgede kalıcı hale gelmesine izin verilmeyeceğini söyledi.

Irak ile güvenlik işbirliği

Türkiye-Irak ilişkilerinde son dönemde olumlu bir ivme yakalandığını belirten Güler, hem Irak merkezi hükümeti hem de Kürdistan Bölgesi ile anlayış birliği sağlandığını ifade etti.

“Terörsüz bölge hedefi doğrultusunda işbirliğimizi sürdüreceğiz” diyen Güler, terör sorununun bu topraklardan tamamen çıkarılmasının hedeflendiğini dile getirdi.

Güler şunları söyledi: "Önümüzdeki süreçte iki ülke arasındaki işbirliği ve koordinasyonu sürdürerek, terörsüz bölge hedefi kapsamında terör sorununu bu topraklardan bir daha sorun teşkil etmeyecek şekilde ortadan kaldıracağız."

“SDG’nin entegrasyonu net bir yol haritasına dayanmalı”

Suriye’de güvenlik ve istikrarın Türkiye’nin milli güvenliği açısından hayati önemde olduğunu belirten Güler, Demokratik Suriye Güçleri’nin (DSG) ile Suriye yönetimi arasında 10 Mart’ta imzalanan mutabakatın sahada somut karşılık bulmadığını söyledi.

Güler, entegrasyon sürecinin belirsiz ifadelerle değil, net tarihli ve bağlayıcı bir yol haritası çerçevesinde yürütülmesi gerektiğini belirterek, DSG’nin Suriye ordusuna entegre edilmesi ve paralel güvenlik yapılarının ortadan kaldırılması gerektiğini savundu.

Bakan Güler şunları kaydetti:

"Suriye'de 'tek devlet ve tek ordu' ilkesi çerçevesinde hazırlanan ve SDG ile Suriye yönetimi arasında 10 Mart'ta imzalanan mutabakat, halihazırda sahada karşılığını bulmamış ve somut adımlarla desteklenmemiştir. Açıkça vurgulamak isteriz ki entegrasyon süreci, belirsiz ve ucu açık ifadelerle değil, net tarihli, bağlayıcı ve uygulanabilir bir yol haritasıyla yürütülmek zorundadır. Bu bağlamda SDG'nin terör unsurlarından ayrıştırılarak Suriye ordusuna entegrasyonu, ayrılıkçı ve adem-i merkeziyetçi söylemi terk etmesi, merkezi otoriteye bağlanması, ayrıca sahada paralel güvenlik yapılarının kesinlikle ortadan kaldırılması gerekmektedir. Bu çerçevede Türkiye olarak süreci en başından itibaren çok yakından ve titizlikle takip ediyoruz."

Hudut güvenliği ve düzensiz göç

Hudut güvenliğinin dünya standartlarında sağlandığını ifade eden Güler, 1 Ocak’tan bu yana 65 bin 350 kişinin yasa dışı geçişinin engellendiğini, 9 bin 694 düzensiz göçmen, 182 terörist ve 1 ton 880 kilogram uyuşturucunun yakalandığını bildirdi.

Türkiye’nin sınır güvenlik sisteminin NATO ve bölge ülkeleri için örnek bir model haline geldiğini söyledi.

Güler, DSG’nin Suriye ordusuna entegrasyonuna ilişkin sorular üzerine, Suriyeli yetkililerle yapılan görüşmelerde entegrasyon iradesinin görüldüğünü belirterek, her türlü gelişmeye karşı planların hazır olduğunu söyledi.

ABD ile de görüşmelerin sürdüğünü kaydeden Güler, entegrasyonun birlik halinde değil, bireysel olarak yapılması gerektiğini vurguladı. Aksi durumda bunun entegrasyon sayılamayacağını ifade etti.

Suriye’de askeri faaliyetler

Tel Rıfat’ta 302, Münbiç’te ise 430 kilometre olmak üzere toplam 732 kilometre tünelin imha edildiğini belirten Güler, bu sayede bölgelerin yeniden yaşanabilir hale getirildiğini söyledi. Rakka ve Deyrezor’daki tünel faaliyetlerinin de yakından izlendiğini aktardı.

C-130 kazası

11 Kasım’da Azerbaycan-Gürcistan sınırında düşen C-130 tipi askeri kargo uçağına ilişkin konuşan Güler, kara kutunun TUSAŞ’ta incelendiğini ve sonuçların şeffaf biçimde kamuoyuyla paylaşılacağını söyledi.

Karadeniz’de düşürülen İHA

15 Aralık’ta Karadeniz’de vurularak düşürülen İHA’nın kontrolden çıkan bir hava aracı olduğunu belirten Güler, hava trafiği için gerekli tüm önlemlerin alındığını ve enkaz incelemesinin sürdüğünü aktardı.

Eurofighter, F-16 ve F-35 süreci

Güler, İngiltere ile yapılan anlaşma kapsamında 20 Eurofighter Typhoon savaş uçağının tedarik edileceğini, Katar ve Umman ile de görüşmelerin sürdüğünü söyledi.

ABD ile F-16 ve F-35 sürecine ilişkin temasların devam ettiğini belirten Güler, CAATSA yaptırımlarının kaldırılması için çalışmaların sürdüğünü ve sürecin olumlu yönde ilerlediğini ifade etti.