TÜRKİYE BASIN ÖZETİ – 21 Haziran Salı
Yeni Şafak: HAVADA TASFİYE
Bir dönem Türkiye gündemini meşgul eden TSK pilotlarının istifalarında FETÖ izi çıktı. Paralel yapının hava hastanelerindeki doktorları, sağlıklı savaş pilotlarına “kalp” rahatsızlığı teşhisi koydu. Yıllık muayenelerden geçemeyen 500’ü aşkın pilot bu gerekçeyle sistem dışına itildi. Yerlerine de FETÖ’ye bağlı pilotlar getirildi.
Orduya kumpas davalarının birer birer beraatle sonuçlanmasının ardından Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ), Türk Silahlı Kuvvetleri'nde (TSK) örgütlenmek için kendinden olmayan subayları hangi yöntemlerle sistem dışına ittiği ortaya çıktı. Balyoz kumpasıyla cezaevinde yaklaşık bin 300 gün kaldıktan sonra Anayasa Mahkemesi (AYM) kararıyla beraat eden emekli Kurmay Albay Mustafa Önsel, TSK'daki FETÖ örgütlenmesini “Ağacın Kurdu, TSK'de Şakirtlerin İşgali mi? Fethullah'ın Askerleri" başlıklı kitabında anlattı. Kitapta, “FETÖ'nün ilk ciddi kıyımını gerçekleştirdiği" iddia edilen Hava Kuvvetleri'ndeki yapılanmasına ilişkin iddialar dikkat çekti.
Milliyet: İŞTE SURİYELİ ÇOCUK İŞÇİLER
UNICEF’in dikkat çektiği mülteci çocuk işçilere Milliyet ulaştı. Tekstil atölyelerinde günde 11 saat çalışıp aylık 500 lira kazanan Suriyeli çocuklar, “Hep çalışıyoruz” diyor
Suriye’de yıllardır süren iç savaş milyonlarca Suriyeliyi yerinden yurdundan etti. Bu savaşın en büyük yükünü ise küçük yaştaki mülteci çocuklar çekiyor. Yüzlerce okul çağındaki mülteci çocuk yaşabilmek için tekstil atölyelerinde düşük ücretlere çalıştırılıyor.
O çocuklardan 4’üyle Bağcılar Güneşli’deki bir tekstil atölyesinde konuşuyoruz. Atölyede ‘ortacı’ olarak tabir edilen işleri görüyorlar. Ürünleri temizleyen Çocuğun adı Ahmet Elveredi. 12 yaşında. Halep’te başlayan ve savaşla İstanbul’un kenar semtine uzayan kısa öyküsünü anlatıyor;
“Türkiye’ye 3 yıl önce geldik. Babam gelmedi. Buraya annem, ben ve 3 kardeşim geldik. Evimiz savaşta yıkıldı. Suriye’de 2 kardeşim öldü. Suriye’de okuyordum. 4. sınıfa kadar okudum sonra okulumuz yıkıldı. Okusaydım doktor olmak isterdim. Savaş bitince memleketimize gitmek istiyorum.”
Hürriyet: İŞTE GAZZE ANLAŞMASI
Mavi Marmara baskınıyla kopan, uzun süredir de yılan hikâyesine dönen Türkiye-İsrail‘normalleşme’ süreci temmuz ayında yapılacak anlaşma ile normale dönecek. Gazze’de inşa edilen hastaneyle ilgili prosedürler de tamamlanacak. Türkiye’nin ilaç, personel takviyesi konusunda ise İsrail sorun çıkarmayacak.
BAŞBAKAN Binali Yıldırım’ın açıkladığı dış politikada değişiklik hızlı başladı. Türkiye ve İsrail arasında yılan hikâyesine dönen ‘normalleşme’ süreci 26 Haziran günü ilk somut meyvesini verecek. Taraflar, anlaştıklarını açıklayacak. İki ülke dışişleri bakanlıklarının müsteşarları tarafından temmuz ayında imzalanması planlanan anlaşmayla da süreç başlayacak. Daha önce özür dileyen ve Mavi Marmara mağdurlarına tazminat ödemeyi kabul eden İsrail, Gazze’ye uygulanan ambargoyuTürkiye için esnetecek. Anlaşmaya göre Gazze’de hastaneden sonra, enerji santralı ve su arıtma tesisi de yapılacak.
30 Mayıs 2010 günü, İsrail donanması tarafından Mavi Marmara gemisine yapılan operasyonda 9 kişi yaşamını yitirmişti. Türkiye ile İsrail arasında bu olay nedeniyle yaşanan gerilimin aşılması için de son iki yılda yoğun bir diplomatik trafik sürüyordu. Taraflar nihayet son aşamaya geldi ve ‘anlaşma deklarasyonu’ toplantısı için gün belirledi.
Cumhuriyet: FAŞİZM SINIR TANIMIYOR
Özgür Gündem gazetesine destek veren Şebnem Korur Fincancı, Ahmet Nesin ve Erol Önderoğlu terör örgütü propagandası iddiasıyla tutuklandı.
Özgür Gündem Gazetesi ile dayanışmak için başlatılan “Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği” kampanyasına katılarak gazetenin bir günlük yayın yönetmenliği görevini üstlenen isimler hakkında “Terör örgütü propagandası yapmak” suçundan başlatılan soruşturmada mahkemeye sevk edilen Türkiye İnsan Hakları Vakfı Başkanı (TİHV) ve adli tıp uzmanı Prof. Dr. Rasime Şebnem Korur Fincancı, gazeteci-yazar Ahmet Aziz Nesin ve Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye Temsilcisi-gazeteci Erol Önderoğlu tutuklandı. Fincancı Bakırköy Cezaevi’ne, Önderoğlu ve Nesin de Metris Cezaevi’ne gönderildi.
Kampanyaya katılan 44 kişiden 37’si hakkında başlatılan soruşturma kapsamında Fincancı, Nesin, Önderoğlu, Cengiz Boysoy, Kemal Can, yazar İhsan Eliaçık ve akademisyen Beyza Üstün dün Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde savcılığa ifade verdi. Beyza Üstün, halkın haber alma hakkı kapsamında tüm haber içeriklerine katıldığını belirterek gazetecilik dayanışmasına her zaman katılacağını ifade etti. Eliaçık ve Boysoy, düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında nöbete katıldıklarını kaydetti.
Habertürk: EN FAZLA 7 OLACAK
Kandilli: Adalar fayında en çok 7 büyüklüğünde deprem üretecek enerji birikti
Kandilli Rasathanesi Marmara'da 3 yıl süren araştırmanın sonuçlarını açıkladı. Avrupa Birliği destekli proje 8 milyar Euro'ya mal oldu.
İsmi MARSITE olan projede Adalar bölgesi ile ilgili dikkat çekici veriler elde edildi. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü'nden Prof. Nurcan Meral Özel'in açıkladığı projede, Adalar fayında en çok 7 büyüklüğünde deprem üretecek enerji biriktiği ve Kuzey Anadolu fayı Kuzey kolunun Marmara içinde farklı özellikler içeren parçalardan oluştuğu ve her bir parçanın ayrı enerji birikimi içinde olması nedeniyle de kırılmanın tek bir noktada gerçekleşmeyeceği dolayısıyla büyük bir fay üzerindeki bir kırılmadan değil, küçük faylar üzerinde bir kırılma yaşanacağı belirtildi.
Adalar'daki enerji birikimin son derece yüksek olduğunu belirten Prof. Dr. Özel; "Körfez depreminden önce, 99 depreminden önce kaydedilen gerilimden daha fazla bir yüksekliğe ulaştığını" söyledi.
Sabah: İŞTE KANDİL’İN ÖLÜM ÇARKI
Kandil’de elebaşılarıyla poz verip, fotoğraf çektiren onlarca PKK’lı terörist artık yaşamıyor. Etrafındakileri ölüme gönderen örgüt liderleri ise ölüm çarkını döndürmeye devam ediyor
Kandil'in Batı cephesinde yer alan Kurtak, Bole, Levce, Zergele, Surede, Belekati ile Doğu cephesinde yer alan Berda Kaşu, Dolekoge, Asus, Kalatukan, Pirbela, Zap, Gare ve Metina kamplarında bulunan ve örgütün lider kadrosu ile poz veren teröristler örgüt tarafından tek tek ölüme gönderildi. Örgütün ölüm çarkı yıllardır işlerken, Karayılan, Duran Kalkan ve Fehman Hüseyin ise kendileri için oluşturdukları güvenlikli üst düzey barınaklarda sefa sürüyor. Başta Karayılan olmak üzere örgütün üst düzey isimleri, kandırarak veya kaçırarak dağa götürüp, ölüme yolladıkları gençlerin ailelerine ise methiye dolu mektuplar gönderiyor. Kanlı örgüt, mektupların bir çoğunda "Halkına derin bir sevgiyi yüreğinde büyüten arkadaşımız, gerilla saflarında yer aldığı süre içinde büyük bir bilinçle ve sevgiyle görevlerini başarıyla yapmış bir arkadaşımızdı.