TÜRKİYE BASIN ÖZETİ – 22 Temmuz Cuma

Cumhuriyet: AFFETMEK YOK, AF YOK

 

Darbecilerin kanlı girişiminde İstanbul’da onlarca insanın öldüğü semtlerden birisi de Çengelköy oldu. Tarihi Çınaraltı’nın arkasındaki Erbap Cafe’de oturan bir grup, asker tarafından rehin tutuldu. Albay Mürsel Çıkrıkçı’ya ait olduğu belirtilen ses kayıtlarında, darbeci komutanın, aralarında kadın ile çocukların bulunduğu yaklaşık 60 kişiyle diyalogları tüyler ürpertiyor.

 

Darbecilerin 15 Temmuz’daki kanlı girişiminde İstanbul’da en ağır darbeyi alan semtlerden birisi Çengelköy oldu. Çengelköy’de darbeye karşı çıkan yurttaşlara “it sürüsü” benzetmesi yapan darbeci komutanın “gebere gebere gidecek it sürüsü” sözleri darbe dehşetini bir kez daha ortaya koydu.

 

Kuleli Askeri Lisesi’yle Boğaziçi Köprüsü arasında kalan Çengelköy’de (16 Temmuz, saat 01.00’den sonra) darbeci komutanın emriyle onlarca kişi öldü, yaralandı. Tarihi Çınaraltı’nın hemen arkasında yer alan Erbap Cafe’de ise bir grup, asker tarafından rehin tutuldu. Darbeci komutanın aralarında kadın ile çocukların bulunduğu yaklaşık 60 kişi ile diyalogları ise tüyler ürpertici. 

 

 

 

 

Sabah: İSTİKLAL MÜCADELESİ VERİYORUZ

 

TBMM’nin OHAL’i 346 oyla kabul etmesinin güzel bir gelişme olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan: Gazi Meclisimiz, yeni bir istiklal mücadelesinin adımını attı.

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dün Reuters haber ajansına önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları şöyle:


Olay gecesi eniştemden Beylerbeyi'nde bir şeyler olduğunu öğrendim. O sırada Genelkurmay Başkanı ve MİT Müsteşarımızı aradım, ulaşmadım. Halk meydanlara yürüyünce orada durmamın gereksizliğini anladım. Oradan ayrılmanın planlarını yaptık. Çocuklarımız ailem hep beraber. Ardından bulunduğumuz yerden ayrılmaya karar verdik.


Darbecilerin karargahı konumunda olan Akıncı Hava Üssü'nde uçaklar inip kalkıyordu. Pisti bombalandı, darbeciler kalkış yapamadı. Sadece helikopterlerle iniş yapabildi. 12 saatte kontrol ele geçirildi.

Eşim, bu ölümler esnasında yanımda mesai arkadaşlarımdan birinin oğlunun ölümünü kıskandığını söyledi.


Bu olayda ciddi bir istihbarat zaafı var. Müsteşar'a da söyledim. Bu bir sıkıntı değil mi, sıkıntı. Ben buna artık kalkışma demiyorum. Böyle bir silahlı darbe teşebbüsü değerlendirmesini de tabi ki yapacağız.

 

 

 

 

Yeni Şafak: SUS PAYI ÖCALAN

 

FETÖ darbesinin gizli ortaklarından birinin PKK olduğu ortaya çıktı. Örgüt, teröristlere 16 Temmuz’da “Askere saldırmayın” talimatını verdi. Darbe olmayınca da talimatı iptal etti. Darbe gecesi yakalanan 12 albay, Öcalan’ı kaçırıp PKK ile pazarlıkta kullanacaktı. Ancak planları bozuldu. FETÖ’ye bağlı polis ve askerlerin PKK ile kaos saldırıları yapmasından endişe ediliyor.

 

FETÖ darbe girişimi, soruşturmalarla aydınlatılmaya çalışılırken, perde arkasında kurulan karanlık işbirlikleri de gün yüzüne çıkmaya başladı. Askeri istihbarat, FETÖ darbe girişimi sırasında bölücü terör örgütü PKK'nın eylem talimatlarını rapor etti. Gizli mahreçli belgede, örgütün darbe girişimi sırasında “askerlere saldırılmaması” emri verdiği ortaya çıktı. KONGRA-GEL (PKK)/KCK sözde Kuzey Alan Karargahı muhaberecisi tarafından 19 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleştirilen muhaberede, 16 Temmuz'da “Askerlere karşı sıradan eylemlerin şimdilik durdurulması” yönünde talimat verildiği anımsatıldı.

 

 

 

 

Milliyet: ENİŞTEMDEN ÖĞRENDİM

 

Reuters haber ajansına konuşan Cumhurbaşkanı, 15 Temmuz gecesi MİT Müsteşarı'nı aradığını fakat ulaşamadığını söyledi. Erdoğan, ayrıca OHAL'in gerekirse 3 ay uzatılabileceğini ve YAŞ toplantısının da bir hafta öne çekilebileceğini açıkladı.

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 15 Temmuz darbe girişimini Reuters haber ajansına değerlendirdi.

 

Erdoğan'ın sözlerinden satır başları şöyle:

 

"Marmaris'te ailemle beraberdik. Saat 4-4.5 civarında eniştemden bir telefon aldım. Eniştem, 'İstanbul’da bazı sıkıntılar var. Beylerbeyi Sarayı’nın orada askerler tarafından yollar kesiliyor, köprüye geçit verilmiyor' dedi. 

 

Haberi alınca doğrusu inanmadım da. Hemen MİT Müsteşarı'nı aradım ulaşamadım, Genelkurmay Başkanı'nı aradım ulaşamadım. Çünkü telefonlara cevap veremiyorlardı. Başbakanımız'la iletişim kurma gayretine girdik. Sıkıntılı da olsa iletişim kurabildik.

 

Bu süreçte bu arada saat 8’e kadar bu süreç devam etti. 8’de bulunduğumuz yerde değerlendirme yaptık. İlk işimiz oradaki televizyon medya gruplarını olduğumuz yere davet ettik. 

 

TV'lerde yaptığım açıklamada halkın gücünü vurguladım. Milli iradenin iş başına getirmiş olduğu ne hükümete ne Cumhurbaşkanı'na yapılmış böyle bir darbenin başarıya ulaşamayacağını ifade ettim. Sonra halkımı meydanlara davet ettim.

 

Halkımın ülke genelindeki tepkisini izledim. İnsanlara meydanlara iniyor ve bunu görünce Marmaris’te durmanın gereksizliğini anladım. Süratle oradan ayrılmanın planlarını yaptık ve helikopterle Dalaman’a geçmenin uygun olduğunu düşündük. Hep beraber önce Dalaman’a ardından ortaya bir belirsizlik koyup nereye gideceğimizi açıklamadık. 

 

 

 

 

Hürriyet: PAŞA, ALBAYDAN EMİR ALIYORDU

 

5 Temmuz’daki darbe girişimi sonrası tutuklananlardan biri de 2’nci Ordu Komutanı Orgeneral Adem Huduti’ydi. Savcılık ifadesinde, darbecilerin o gece başlarına geçmesini istediğini ancak kabul etmediğini söyleyen Orgeneral Huduti, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın kendisini aradığını belirterek o gece neler yaşandığını şöyle anlattı:

 

Evimde istirahat ederken oğlum Ersü, Malatya’da hareketlilik olup olmadığını sordu. Bu esnada kapı çaldı. Açtığımda karşımda 2. Ordu’da görevli Tuğgeneral Mustafa Serdar Sevgili ve Tuğgeneral Zekai Karataş ile Kurmay Albay Bahadır Erdemli ve emir subayım Binbaşı Serhat Kaya’yı gördüm. Bahadır Albay bana iki dosya uzattı. Birisi kuvvetlerin sorumluluğunu alacak kişileri gösteren belgeydi. Diğeri ise sıkıyönetim komutanlarının yönetimini gösteren büyük hacimli bir evraktı. İki belgenin üzerine de bunun kanunsuz olduğunu şerh ederek, emirlerin uygulanmayacağını belirtir notumu düştüm. Ardından “Tafix” denilen askeri sistemler üzerinden Van Jandarma Asayiş,Diyarbakır 7. Kolordu ve Adana 6. Tümen Komutanını aradım. Böyle bir emir geldiğini ancak uygulanmayacağını, hiçbir aracın birliklerden çıkarılmayacağını, helikopter ve uçağın kaldırılmayacağını, birliklerin kışlada kalması gerektiğini bildirerek alt komutanlıklara tebliğ edilmesini istedim.

 

 

 

 

Birgün: FİİLİ DURUMA İSİM KONULDU: OHAL

 

Meclis’i by pass eden OHAL’e muhalefetten tepki: Olağanüstü hâl demek Meclis’in tamamen by pass edilmesi, devre dışı bırakılması demek. Parlamentoyu daha da güçlendirmek yerine yok saymak, zayıflatmaya çalışmak tam anlamıyla nankörlüktür

 

Meclis’i devredışı bırakan OHAL kararı muhalefet partilerinin sert tepkisini çekti. CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, AKP’nin darbeye direnen parlamentoyu güçlendirmek yerine, kendisini her türlü denetimden muaf tutarak fütursuzlaştığını söyledi. HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken de AKP ve Erdoğan’ın bu darbe girişiminden doğru ders çıkarmadığını belirterek, “Olağanüstü hâl (OHAL) ilanıyla yanlışta ısrarcı olduklarını ortaya koyuyorlar” dedi.

 

“Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan belliydi, OHAL ilanı silahlı darbeye direnen Meclis’e topyekün vefasızlıktır, nankörlüktür, sivil darbedir. Darbeye direnen Meclis’i devreden çıkararak Kanun Hükmünde Kararname(KHK) yetkisi almak milletin temsilcilerine hakarettir” diyen Özel, kararı “ Parlamentoyu daha da güçlendirmek yerine yok saymak, zayıflatmaya çalışmak tam anlamıyla nankörlüktür” sözleriyle eleştirdi.


OHAL’e dair kaygı ve itirazlarını MGK toplantısı devam ederken, Bakanlar Kurulu toplantısı öncesinde parlamentoda bulunan tek bakan olan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu’ya ilettiklerini kaydeden Özel, olağanüstü hal uygulamasına şiddetle karşı olduklarını Bakan Soylu’dan bu mesajlarının diğer kabine üyelerine de aktarmasını istediklerini söyledi.