TÜRKİYE BASIN ÖZETİ – 22 Kasım Çarşamba
Cumhuriyet: YARGININ SEFALETİ
Trafik kazası sonucu yaşamını yitiren Denizli Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Alper'in ölümüne ilişkin atılan tweet nedeniyle yargılanan cumhuriyet.com.tr Genel Yayın Yönetmeni Oğuz Güven'e 3 yıl 1 ay hapis cezası verildi. 55 saniye içinde silinen tweet nedeniyle Oğuz Güven 1 ay tutuklu kalmıştı.
Cumhuriyet.com.tr Genel Yayın Yönetmeni Oğuz Güven, Denizli Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Alper'in trafik kazasında ölümüne ilişkin Cumhuriyet Gazetesi'nin twitter hesabında yapılan paylaşım gerekçesiyle hakkında açılan dava kapsamında 3. kez hakim karşına çıktı.
Sabah gazetesinin hedef göstermesiyle 55 saniye içinde düzeltilen bir anons tweeti nedeniyle 32 gün tutuklu kalan Güven, hakkında önceki celse Cumhuriyet savcısı mütalaasını açıklamış ve Güven'in "Terör örgütünün propagandasını yapmak" ve "Terör örgütlerinin açıklamalarını yayınlamak" suçundan 2 yıl 9 aydan 12 yıl 9 aya kadar hapis cezasıyla cezalandırılmasını istemişti.
Sabah: 17-25 ARALIK TUZAĞI ŞİMDİ ABD’DE KURULDU
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 17-25 Aralık'ta hukuk kisvesi altında Türkiye'ye tarihin en büyük tuzaklarından birinin kurulduğunu belirterek, "Bizim dik duruşumuz ve milletimizin feraseti sayesinde bu tuzak başarısız olunca aynı tezgâhı götürdüler ABD'de kurdular. Bizim dostluğumuz ne kadar hasbi ise husumetimiz de o kadar şedittir" dedi. Partisinin grup toplantısında konuşan Erdoğan şunları söyledi:
Gerektiğinde 15 Temmuz'da olduğu gibi ölümün üzerine giderek, gerektiğinde 15 yıldır yaptığımız gibi gece gündüz çalışarak, tehditleri, tuzakları, kumpasları bozarak bu yolda yürümeye mecburuz. Bizim için her seçim sadece bir güven tazeleme değil onunla birlikte yeni bir yol açma, yeni bir vites yükseltmedir. Dünyada ve özellikle de bölgemizde öyle bir değişim süreci yaşanıyor ki eğer hedeflerimizin çıtasını ve çalışma tempomuzu sürekli yükseltmezsek hem kendimizi hem de ülkemizi geriletiriz.
BİRGÜN: SEÇİM KURULU’NU DA AKP’YE BAĞLIYORLAR
AKP, YSK’nin teşkilat yapısını belirleyen kanun teklifine seçim güvenliğini sarsan maddeler ekledi. CHP’nin YSK temsilcisi Yakupoğlu, “Bu düzenleme ile tüm sandıkların başkanı yandaş sendika üyesi olabilir ve buna itiraz hakkı da bulunmuyor” dedi
AKP, Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) teşkilat yapısı ve görevleriyle ilgili hazırladığı kanun teklifini TBMM’ye sundu. Düzenleme öncesinde Adalet Bakanlığı bünyesinde bulunan YSK’nin, teklif yasalaşırsa kendisine özel bütçesi ve kadrosu olacak.
AKP’nin TBMM Başkanlığı’na sunduğu 14 maddelik teklifin iki maddesi, 16 Nisan referandumunun ardından tartışmaları artıran seçim güvenliğine bir kez daha gölge düşürecek. Düzenlemenin kabul edilmesi durumunda bundan böyle seçimlerde sandık kurulu başkanları kura ile belirlenemeyecek. Kurul başkanlarına memur olma zorunluluğu getirildi ve bu isimler ilçe seçim kurulu tarafından belirlenecek. Seçilen isimleri itiraz hakkı ise olmayacak.
Yeni Şafak: ZARRAB’DA BAE PARMAĞI
Hazırlanan ek iddianame BAE’nin Al Nafees Exchange isimli şirket üzerinden yapılan işlemlere ilişkin bilgi ve belgeleri ABD’ye servis ettiğini ortaya koydu. Savcı Joon H. Kim tarafında iddianamede yer verilen işlemlerin önemli bir kısmının 2015 ve 2016 yıllarına ait olması da dikkat çekiyor. İsrail’in Ortadoğu’daki partneri olan ülke, Katar’a yönelik ablukada da başı çekmişti.
BD’nin Rıza Zarrab kumpasında Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) parmağının olduğu ortaya çıktı. Hazırlanan ek iddianame, BAE’nin Al Nafees Exchange isimli şirket üzerinden yapılan işlemlere ilişkin bilgi ve belgeleri ABD’ye servis ettiğini ortaya koydu.
Savcı Joon H. Kim tarafından İranlı iş adamı Rıza Zarrab hakkında hazırlanan ek iddianame yeni bir skandalı ortaya çıkardı. 56 sayfalık iddianamede, FETÖ’nün 17-25 Aralık ile beceremediği Zarrab kumpasını kendi yargısıyla kurgulayan ABD’nin işbirlikçilerini ele verdi. İddianamede, Zarrab’ın para transferleri yaptığı şirketleriyle ilgili bilgiler de yer alırken, bunların arasında en dikkat çekeni ‘Al Nafees Exchange’ isimli şirket. BAE menşeili şirket üzerinden yapılan işlemlerin ayrıntılı olarak iddianamede yer alması dikkat çekti.
Milliyet: DAEŞ’İN SINIRDA ÇOCUK PAZARLIĞI
Bir dönem DAEŞ’in Türkiye sınırı emirliğini yapan terörist İlhami Balı’nın, Suriye ve Irak’ta alıkoyduğu çocukların nerede olduğu bilinmiyor. Balı’nın Suriye’ye kaçırdığı çocuklardan ikisinin, polis çocukları olduğu anlaşılınca işlerin karıştığı ortaya çıktı
Suriye ve Irak’taki hakimiyet alanlarını yitiren terör örgütü DAEŞ’in militanlarının nereye kaçtığı, hangi ülkelere gittiği konuşulurken, bir dönem Türkiye sınırı emirliğini yapan İlhami Balı da gündeme geldi. Balı’nın Suriye ve Irak’ta alıkoyduğu çocukların nerede oldukları da tartışma konusu oldu. Balı, iki çocuğu ile birlikte kaçan bir polis eşi ile yanındaki erkek örgüt mensubunu Suriye’ye geçirince baltayı taşa vurduğu ortaya çıktı. Telefon kayıtlarına göre Gaziantep’teki örgüt mensupları çocukları kaçırılan polis eşin başvurusu üzerine harekete geçen emniyetin çok baskı yaptığını, çocukların geri gönderilmesi gerektiğini söyleyince Balı endişeye kapıldı. Polislerin bu kişileri taşıyanları çocuk kaçakçılığından suçlayacağı yönünde bildirimler yapılınca İlhami Balı da durumu bir örgüt mensubuna sordu. DAEŞ mensubunun ise İlhami Balı’ya, Türkiye’nin demokrasi devleti olduğunu, polisin kendi başına böyle bir suçlama yöneltemeyeceğini söylemesi dikkat çekti.