Haber Merkezi - İstanbul deprem riski ilçelere göre farklılık gösteriyor. 1. derece, 2. derece ve 3. derece deprem riski olan ilçeler bulunuyor. Avrupa Yakası’nda deprem riski olan ilçeler dikkat çekiyor. İstanbul Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde bulunurken deprem riski açısından 2. ve 3. grupta yer alıyor. Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın Kumburgaz Kolu, Büyükçekmece’nin 15 kilometre açığında bulunuyor.
Silivri açıklarında meydana gelen ve İstanbul’un birçok noktasında hissedilen 6.2 büyüklüğündeki depremin ardından, kentin deprem riskine dair haritalar yeniden masaya yatırıldı. Prof. Dr. Şükrü Ersoy, İstanbul’daki ilçeler arasında zemin yapısı ve fay hatlarına yakınlık açısından riskin yüksek olduğu ve dayanıklılık bakımından avantajlı bölgeleri değerlendirdi.
Anadolu ve Avrupa yakalarındaki riskli ilçeler
Fay hatlarına olan yakınlığı nedeniyle deprem riski en yüksek ilçeler şu şekilde sıralandı:
Avrupa Yakası: Avcılar, Küçükçekmece, Bakırköy, Beylikdüzü, Güngören, Zeytinburnu, Bahçelievler, Fatih.
Anadolu Yakası: Kadıköy, Üsküdar, Ataşehir, Ümraniye, Maltepe, Kartal, Pendik, Sultanbeyli, Sancaktepe, Tuzla, Adalar.
Zemin yapısı açısından riskli görülen ilçeler
Özellikle zemin yapısı kötü olan ve depremlerde ağır hasar alma riski yüksek görülen ilçeler ise şöyle:
Büyükçekmece, Küçükçekmece, Avcılar,Zeytinburnu, Esenler, Bağcılar, Fatih, Beylikdüzü, Bakırköy,
Güngören ve Esenyurt.
Prof. Dr. Şükrü Ersoy, parsel bazında zemin farklılıklarının bulunduğunu vurgulayarak, genel bir ilçe değerlendirmesi üzerinden "sağlam zeminde oturuyorum" demenin yanıltıcı olabileceğini belirtti.
Görece daha dayanıklı ilçeler
Fay hatlarından daha uzak ve zemin yapısı bakımından daha sağlam kabul edilen ilçeler ise şu şekilde sıralandı: Anadolu Yakası: Çekmeköy, Beykoz, Şile, Üsküdar, Ümraniye, Kadıköy, Ataşehir
Ancak bu ilçelerde de sahil kesimlerinin riskli olabileceği, iç ve yüksek kesimlerin daha avantajlı olduğu ifade edildi. Özellikle Sultanbeyli ve Sancaktepe’nin yüksek kesimleri daha güvenli kabul edilirken, Maltepe, Pendik ve Kartal gibi sahil bölgelerinde riskin arttığı belirtildi.
Prof. Dr. Ersoy, ilçe genellemelerinin yanıltıcı olabileceğini, her bölgenin parsel bazında zemin etüdü yapılması gerektiğini belirterek, vatandaşların binalarının taşıyıcı sistemlerini kontrol ettirmelerinin önemine dikkat çekti. İstanbul’un birçok bölgesinde 1999 Marmara Depremi sonrasında yapı stokunun güncellenmediği ve bu durumun ciddi bir risk oluşturduğu uyarısında bulundu.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın