Erbil (Rûdaw) - Siyaset Bilimci Prof. Dr. Hamit Bozarslan, Kürt sorununun çözümüne ilişkin, “Devlet, Kürtlerin kolektif bir grup olarak varlığını kabul etmiyor” dedi.
PKK'nin silah bırakmasının bir adım olabileceğini ancak tek başına çözüme yetmeyeceğini belirten Prof. Dr. Hamit Bozarslan, Türkiye’nin Kürt sorununun ve Kürtlerin kolektif bir grup olarak varlığını kabul etmediğini söyledi.
Paris’ten Rûdaw’ın “Bakur” bültenine katılarak Hêvîdar Zana’nın sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Hamit Bozarslan, çözüm süreci ve PKK'nin silah bırakmasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Paris Sosyal Bilimler İleri Araştırmalar Okulu’nda (EHESS) dersler veren ve Kürtlere ilişkin çok sayıda çalışması bulunan Bozarslan, Türkiye'nin Kürt sorununa bakışını 3 şekilde tanımladığını belirterek şunları söyledi:
“Silah bırakma bir adım olabilir ama tek başına yetmez. Çünkü Türkiye'de çok büyük bir problem var; o da Kürt sorununun ve Kürtlerin kolektif bir grup olarak varlığının kabul edilmemesidir.
Yani devletin ya da rejimin bakış açısı 3 şeyi öne çıkarıyor:
Birincisi, Kürt meselesi bir terör meselesi olarak kabul ediliyor. Hepimiz biliyoruz ki Kürdistan'ın dört parçasında da Kürt sorunu yüz yıldır var, bu bir terör meselesi değil ama rejim her şeyden önce bunu bir terör meselesi olarak göstermek istiyor.
İkincisi, rejim, eğer bir Kürt meselesi varsa, bunun Kürtleri manipüle eden bir emperyalizm ya da Siyonizm meselesi olduğunu söylüyor. Bu doğru bir şey değil.
Üçüncüsü ise bir süredir ortaya çıkan ümmet meselesidir ki; ‘Kürtler, Türkler ve Arapların hepsi Müslümandır ve bu temelde bir araya gelmelidirler’ şeklindedir.
“Kürt meselesi bir varlık meselesidir”
Kürt sorununun dini bir sorun olmadığını, bir varlık sorunu olduğunu belirten Bozarslan, şunları kaydetti:
“Kürt meselesi bununla da çözülemez, çünkü Kürt meselesi bir İslam meselesi, bir din meselesi değildir. Kürt meselesi bir varlık meselesidir, onların varlığının kabul edilmesi gerekir.”
Bozarslan, DEM Parti'nin tutumuna ilişkin ise şu ifadeleri kullandı:
“DEM Parti'nin söylemleri hem Türkiye için hem de Kürdistan için çok iyi. Çünkü onlar, Kürt meselesinin her şeyden önce bir demokrasi meselesi olduğunu, Kürt sorununun çözümü ile Türkiye'nin demokratikleşmesinin birbirine bağlı olduğunu söylüyorlar.”
“Bugünkü Türkiye hazır değil”
Bozarslan, “Türkiye, Kürtlerin haklarını anayasal düzeyde tanımaya hazır mı?” sorusuna ise şu yanıtı verdi:
“Bunu henüz bilmiyoruz. Bugünkü Türkiye hazır değil, bugünkü rejim hazır değil. Yarının rejimi hazır olur mu olmaz mı, bilmiyoruz.
Görünen tek şey şu ki, toplum içinde Kürt meselesinin kabul edildiğine inanıyorum. Siyasi partiler arasında da bir adım atılabilir, özellikle CHP bu sürece destek verirse.
2013-2014 yıllarında Erdoğan, Kürt sorununun varlığını kabul etmişti ama sadece bir yıl sonra Kürdistan'da yeni bir şehirleri yıkım döneminin başladığını gördük.
Erdoğan bugün söylediğinden, yarın vazgeçip başka bir siyaseti benimseyebilir, bunu bilemeyiz.”
“Çözüm, birlik ve özgürlüğün kabul edilmesiyle olur”
Hamit Bozarslan, gerçek bir çözümün tanımına ilişkin ise şunları dile getirdi:
“Eğer Kürtlerin birliği ve özgürlüğü kabul edilmezse, o zaman Kürt sorununun çözüleceğinden bahsedilemez.
Çünkü Kürtlere, ‘Siz de Türksünüz, bizim gibi Müslümansınız ve bir sorununuz yok’ denirse, bu, Kürt sorununun çözülmeyeceği anlamına gelir. Bu, Kürt sorununu çözmez, bunu herkes biliyor.”
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın