Turet sendromlu Kürt sanatçı, müziği terapi olarak uyguluyor
İstanbul (Rûdaw) - Turet sendromlu Kürt sanatçı Seyithan Sevinç, müziği hem kendisi hem de dinleyicileri için terapiye dönüştürüyor.
Uzun bir zamandır Kürt müziği ile ilgilenen Seyithan Sevinç, müziği hastalığına karşı bir motivasyon olarak görüyor. Müziğini icra ederken yaşamakta olduğu sendrom tamamen ortadan kalkan ve işini kesintisiz yapabilen Sevinç, müziği hem kendisi hem de dinleyicileri için terapiye dönüştürüyor.
Kısa bir süre önce ‘Bîr’ (Hatıra) isimli albümünü çıkaran Turet sendromlu sanatçı, bir süre önce almış olduğu kişisel bir karar ile sadece Kürtçe müzik ile ilgilenmeye başlamış ve şimdilerde bu mecrada çalışmalarını yürütüyor.
Rûdaw’a yaşamı ve sanatına ilişkin konuşan Seyithan Sevinç, “27 yaşındayım. Aslen Siirtliyim. Yaklaşık olarak 10 yıldır müzik ile uğraşıyorum. Özel bir durumum mevcut. Turet sendromum var. Sizlerin de gördüğü gibi fiziksel ve işitsel bazı tiklere sahibim. Bu da böylesi bir sendrom ve nörolojik bir durum. Bu, doğumdan itibaren ortaya çıkıyor ve yaşam boyu sürüyor. Doğrusu bu sendrom nedeni ile müzik ile uğraşmak istedim. Çünkü bu sendrom bana sosyal hayatta oldukça fazla sorun çıkarıyor” dedi.
İnsanların kendisinin deli olduğunu düşündüklerini belirten Sevinç, “Ya da sarhoş olduğumu ve psikolojik bir rahatsızlığımın olduğunu düşünüyorlar. Bu yüzden dayak yediğim de olmuştur. Bu sendrom nedeni ile oldukça kötü etiketlere de maruz kaldım. Otobüs, araç ya da uçakta ben bambaşka birine dönüşüyorum” ifadelerini kullandı.
Yaşadığı sendromdan kaynaklı müziğe yoğunlaştığını kaydeden Kürt sanatçı, küçüklüğümden beri müziğe ilgisinin olduğunu söyledi.
Sevinç, müzikle uğraşmaya başladıktan sonra insanların ön yargısının değiştiğini kaydetti.
Mesleğini profesyonel olarak icra eden Sevinç, albüm çalışmalarını da bağımsız olarak yürütüyor. Kürt kültürünü temel alarak kısa süre önce çıkardığı “Bîr” adlı albümünde 8 eser yer almakta. İçerisinde söz ve bestesi kendisine ait yapımlar da mevcut.
"Müziğe Türkçe başladım"
Kürt sanatçı müzik hayatına ilişkin, şu ifadeleri kullandı:
“İlkin Kürtçe başlamadım müziğe. Türkçe ile başladım. Özellikle Türkçe ile başladım diyebilirim. Ben Eskişehir’de okurken Kürt nüfusu yok denecek kadar azdı şehirde. Kürtçe müzik yapabileceğim platformlar da yok denecek kadar azdı. Yaşamınızı kazanacağınız bir imkan vermiyordu size. Dolayısı ile ben bir süreliğine Türkçe müzik yapacağım dedim. Yani bir iş sahibi olana kadar geçimimi bu şekilde sağlarım diye düşündüm. Bu nedenlerden dolayı önce Türkçe müzik ile başladım fakat bu dilediğim bir şey değildi. Ben daha çok anadilimde müzik yapmak istiyordum. Yani kendi anadilim olan Kürtçe. Zaten ne annem ne de babam Türkçe bilirler. Binlerce yıldır annemin, babamın, dedelerimin konuştuğu dil Kürtçedir ve Kürtçe benim de ilk konuştuğum dildir. Ben Türkçeyi 8 yaşımda öğrenmişim. Kendimi o dile ait hissetmiyorum. Ben Kürtçe müzik yapıyorum, yani kendi müziğimi. O zaman anlıyorum ki ben sanatsal bir iş yapmışım. Ayrıca bu bana güç de veriyor. Kürtçe benim anadilim. Milletimin ve ülkemin dili. Bu nedenle varolduğum sürece Kürtçe müzik ile ilgilenip onu icra edeceğim.”
Çok yönlü bir sanatçı olan Seyithan Sevinç, müziğin yanında şiir ve fotoğraf ile de ilgilenmekte. Çektiği fotoğraflar oldukça beğeni toplamış ve National Geographic’te yayımlanmış.
Kendi öz kültüründen beslenen yapımları ve eşsiz yorumu ile Seyithan Sevinç dinleyenlerini adeta mest ediyor. Kürt müziğinde eski ve yeniyi birarada sentezleyen sanatçı, geçmiş ile gelecek arasında adeta bir köprü görevi görüyor.