Türkiye'nin bulduğu doğal gaz neyi değiştirecek?

Haber Merkezi - Bugüne kadar kendi gemileriyle 9 derin deniz sondajı yapan Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) son sondajında önemli bir rezerv buldu. Söz konusu rezervin çıkarılması ve işletilmesi durumunda Türkiye’yi hangi yönde etkiler?  Uluslararası platformlarda Türkiye’nin etkinliğini artıracak mı?

Fatih sondaj gemisi 20 Temmuz 2020'den bu yana Zonguldak'ın yaklaşık 170 kilometre açıklarında Tuna-1 araştırma kuyusunda çalışmalarını yürütüyordu.

Yapılan çalışmalar sonucunda 2100 metre derinlikte 320 milyar metreküplük bir doğalgaz rezervi keşfedildi.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyıp Erdoğan, 21 Ağustos Cuma günü, Fatih sondaj gemisinin Karadeniz'de 320 milyar metreküplük gaz bulduğunu açıkladı. Aynı bölgede yeni keşifler beklediklerini vurgulayan Erdoğan, Akdeniz'de de çalışmalara hız verileceğini bildirdi.

Albayrak; Artık yeni eksen Türkiye

Keşfi bir “eksen değişikliği” olarak nitelendiren Türkiye Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, da, “Ülkenin enerji ve ekonomi başta olmak üzere birçok alandaki tam bağımsızlık yolculuğunda büyük bir adım atıldı. İşin ekonomik boyutu itibarıyla burada gemideki arkadaşlarla teknik süreci değerlendirdikten sonra, çok net şunu ifade edebilirim ki hakikaten buradaki mevcut keşif ve potansiyelle birlikte inşallah ülkemizin gündeminden cari açık konusunu artık kaldıracağız. Çünkü son 10 yıl ortalaması 40 milyar dolarlık enerji ithalatı yapan bir ülke Türkiye” dedi.

Albayrak, “Bugün buradaki bu potansiyelle birlikte cari açığı değil, cari fazlayı konuşacağımız, döviz fazlasını konuşacağımız yeni dönemin de başladığını, yeni bir sürece girdiğimizi görmüş oldum. Türkiye artık yeni bir döneme girdi. Artık 'ne doğu ne batı, yeni eksen Türkiye' söyleminde yeni bir sürece doğru gidiyoruz" ifadelerini kullandı.

Dönmez: Keşfedilen gazın ekonomik değeri 65 milyar dolar

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez de, "Bundan sonraki gaz ve petrol fiyatlarını bilmeden geleceğe dönük tahminde bulunmak zor. Dünyada küresel ölçekte gaz fiyatları petrole endeksli gerçekleşiyor. Geriye dönük 3-5 yıllık perspektifle bakarsak bu miktardaki gazın ekonomik değerinin 65 milyar dolar olacağını söyleyebiliriz" dedi.

Dönmez, Karadeniz'de keşif yapılan bölgede sismik araştırma çalışmalarının yaklaşık 14 ay önce başladığını söyledi.

Bölgede deniz derinliğinin 2 bin 100 metre civarında olduğuna dikkati çeken Dönmez, "1500 metre civarında bir kazıdan sonra 2 tane gaz rezervuarı kestik. Bir tanesi yaklaşık 100 metre, diğeri 400 metre civarında. Gaz akışı gelmeye başladı buradan. Teknik ekip burada gazları test etti. Basınç okumaları yapıldı. Gaz keşfi olduğu kararına varmış olduk. Sayın Cumhurbaşkanımıza arz ettik ve teknik ekiple de kendisine konuyu detaylı sunumla anlattık. Aslında bugün 83 milyonla değil, bölgede yaşayan, yaşamayan herkesin merakla beklediği bu haberi paylaşmış olduk" diye konuştu.

“Türkiye doğalgaz ihtiyacının yüzde 99’unu ithal ediyor”

2019 yılında yaklaşık 45 milyar metreküp doğalgaz tüketen Türkiye, bu gazın sadece 470 milyon metreküplük bölümünü kendisi üretti.

Yüzde 99’a yakınını ithal etmek durumunda kalan Türkiye’de, doğalgazı konut, sanayi ve elektrik üretimi gibi sektörlerde yoğun olarak kullanılıyor.

Bu yüzden, dış ticaretinin yaklaşık beşte biri enerji ithalatına tekabül eden Türkiye’nin, enerji fiyatlarının yüksek olduğu dönemlerde 60 milyar dolara kadar enerji faturası ödemek durumunda kaldığı vaki.

Bundan dolayı Türkiye kendi öz kaynaklarına yönelerek milli enerji ve maden politikasını ortaya koydu.

Böylece enerjide tam bağımsızlık hedefine yönelen Türkiye, kendi öz kaynağı olan güneş ve rüzgâr enerjilerine ve linyite ayrı bir parantez açarak yerli üretimi artırmaya başladı. Şimdi bu keşifle birlikte doğalgaz da yerli olacağından, Türkiye’nin milli enerji politikasında önemli bir kaynak olarak yerini alacaktır.

Akdeniz ve Karadeniz arasındaki fark

BBC Türkçe’ye röportak veren Kadir Has Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi'nden Enerji Sistemleri Profesörü Dr. Volkan Ediger, “Karadeniz'de 5 tane derin kuyu açıldı. 2005'ten 2011'e kadar...İlk kuyu Hopa açıklarındaydı. 2005 ve 2006 yıllarında BP ile ortak deldik” dedi.

Türkiye’nin Karadeniz’de arama faaliyetlerinin masraflarını yabancı şirketler karşıladığını ifade eden Ediger şunları ifade etti:

“Biz bunları genellikle yabancılarla ortak yaptık, hiçbir masrafına katılmadık. Bütün masrafı onlar yaptılar. ‘Production sharing agreement’ dediğimiz üretim paylaşım anlaşması yaptık. BP bir şey bulamadı. Daha sonra Petrobas-ExxonMobil 2010'da Sinop 1'i deldi. Chevron, Yassıhöyük'ü deldi. Arkadan ExxonMobil Kastamonu'yu deldi.

Burada bir tek TPAO bütün masraflarını karşılayarak Sürmene-1 diye bir kuyu açtı. Yabancı bir ortağı yoktu. Bu şirketlerin hepsi orada üretime geçebilecek petrol olmadığını söylediler. Çünkü bir kuyunun maliyeti, örneğin BP'yi biliyorum, 200 milyon dolar harcadılar orada. BP bu paranın hepsini harcadı ve gitti. Uçağa binseniz, elinize ağır bir taş alsanız, pencereden atsanız, sondaj açsanız, oradan petrol çıkar. Petrol çıkmayan dünyada bir karış yer yoktur. Petrolün oluşumuna imkan veren iklimsel ortamlar hemen hemen her yerde olmuştur.

Burada önemli olan şey ispatlanmış rezervdir. Yerin altından mevcut ekonomik ve teknolojik koşullarda çıkarıp satabileceğin net miktar demektir. Masrafı yazarsınız. ispatlanmış rezervin günümüzdeki değerini hesaplarsınız. İkisinin arasındaki farka bakarsınız. Eğer yatırdığınız parayı fazlasıyla, faiziyle çıkaramıyorsanız, ‘Ben bu işte yokum’ derseniz.”

Doğu Akdeniz'de benzer bir keşif olasılığı yapılıp yapılmayacağı sorusuna da yanıt veren Profesörü Dr. Volkan Ediger, “İnşallah, keşke… Doğu Akdeniz'le Karadeniz'in en büyük farkı şu: Karadeniz'de ülkeler arasında hiçbir sorun yok. Dünyanın en sessiz, sakin, uyumlu bir şekilde sektörlere bölünmüş denizidir. Ortaya pay hattını çizmişler, herkes kendi payını almış. Komşularla bir sorun yok. O büyük bir avantaj” dedi.

Ediger, “İkinci büyük avantaj Karadeniz'de en büyük karasuyu olan biziz. Denizin sahibi biziz. Dolayısıyla oralarda aramalar daha rahat yapılabilir. Akdeniz'de ise jeopolitik bir sürü münazaralar var. Kavgalı ülkeler var. Dışardan müdahaleler var. Rusyası var, Amerikası var, bütün dünyanın gözü orada. Sorunları çözmek daha zor çünkü orada sorunlar daha karmaşık. Karadeniz'e göre çok çok daha zor elbette” diye konuştu.

“Rezervi çıkarmak için 6 milyar dolarlık yatırım gerekebilir”

Bloomberg HT'ye konuşan Uluslararası Enerji Ajansı (UEA) Başkanı Fatih Birol ise, Karadeniz'de bulunan rezervin değerinin 80 milyar dolar olduğunu söyledi.

Birol, "Doğalgazı mümkün olduğunca hızlı çıkarmak gerek," diyerek, mevcut ortamında doğalgazı düşük maliyetle çıkarmaya imkan verdiğine dikkat çekti.

Rusya'dan alınan doğalgazda önemli bir indirim gerçekleşebileceğini söyleyen Birol, "Rezervi çıkarmak için 6 milyar dolarlık yatırım gerekebilir" dedi.

Birol şunları söyledi;

“Gaz sahasının keşfi Türkiye enerji sektörü için bir dönüm noktasıdır. Bunu ölçeği ne kadardır ne kadar hayatımızı ve Türkiye’nin enerji sektörünü etkileyecektir. Öncelikle saha büyük bir sahadır. Petrol ve doğalgaz sahalarını büyük, dev ve süper dev diye kategorilere ayırıyoruz. Bu dev kategorisini giren bir sahadır. Türkiye doğalgazda tamamen dışa bağımlı. Bu gaz bizim dışa olan bağımsızlığımızı ciddi anlamda düşürecektir. Bugünden yarına Türkiye’nin hızla enerji ihracatçısı olması tabi ki zor.

“80 milyarlık bir değere tekabül ediyor”

Ekonomiye katkısı en başta bu saha potansiyel olarak 80 milyarlık bir değere tekabül edecektir. Cari açıkta enerji ithalatı faturamız birebir aynı nerdeyse ve bu doğalgaz faturasında ciddi bir düşüş sağlayacak. Biz hala doğalgaz ithal edeceğiz ama bu ciddi bir düşüş sağlayacaktır. Cari açıkta enerji faturamızın büyük bir kısmı petrol ithalatına bağlı. Bu cari açık kısmına pozitif bir katkı yapacaktır ama cari açık sorunumuza bugünden yarına bitti demekte mümkün gözükmüyor.

Gazı aldığımız Rusya, İran ve Cezayir’le uzun zamanlı kontratlar yapılıyor ve sona gelindiğinde mevcut piyasa koşullarına göre aşağı veya yukarı çekmek müzakereleri oluyor. Dünyada gaz fiyatları düştü sizde gaz fiyatlarını düşürün diyebiliyorduk şimdi artı bir koz daha geldi. Evde ve sanayide kullandığımız fiyatları aşağı çekebilir.

Bunu mümkün olduğu kadar çabuk çıkartmak lazım. Şuanda dünyadaki petrol ve doğalgaz yatırımlarında çok büyük bir düşüş var. Bu işi yapan firmaların şuan ellerinde çok iş yok o yüzden güzel bir ortam mevcüt proje maliyetlerini düşürmek için. Ucuz yatırım maliyetlerinden yararlanıp bu gazı üretip sisteme dahil etmek.”

“Ben Türkiye’nin yatırım merkezi olacağını düşünüyorum” diyen Fatih Birol, “320 milyar metreküp rezervden ne kadarlık üretim elde edebiliriz. Mevcut gaz üretiminin 3’te 1’inin Sakarya gaz havzasından sağlayabiliriz. Çevresinde daha başka gaz havzaları bulunursa durum değişir. Karadeniz neden bir kuzey denizine dönüşmesin, şuanda o noktadan değiliz ama araştırmaların devam etmesi gerekiyor. Bu da Türkiye ekonomisinin değişmesine sebep olabilir. 3 tarafımız denizlerle çevreli rüzgar enerjisi teknolojisinin de gelişmesi ve birbirlerinden faydalanması gerekir. Aynen Norveç’in yaptığı gibi” diye konuştu.