Epstein dosyasından yeni bilgi çıktı: Cezaevinde ölüm tehdidi almış

Haber Merkezi - ABD Adalet Bakanlığı tarafından "Epstein Dosyaları Şeffaflık Yasası" kapsamında kamuoyuna sunulan yeni belgeler, 2019 yılında New York'taki hücresinde ölü bulunan milyarder Jeffrey Epstein’ın yaşamının son haftalarına dair karanlıkta kalmış iddiaları gün yüzüne çıkardı.

Binlerce sayfalık delil, fotoğraf ve gardiyan notlarından oluşan bu yeni veri akışı, Epstein’ın ölümünün bir intihar mı yoksa ihmaller ve tehditler zincirinin bir sonucu mu olduğu yönündeki tartışmaları yeniden alevlendirdi.

Yayımlanan belgelerdeki en dikkat çekici ayrıntı, Epstein’ın ölümünden yaklaşık üç hafta önce cezaevi yönetimine sunduğu korku dolu beyanlar oldu. 23 Temmuz 2019 tarihli kayıtlara göre Epstein, gece saat 01.00 sularında Metropolitan Cezaevi'ndeki hücresinde, yerde "cenin pozisyonunda" ve nefes nefese kalmış bir halde bulundu. O dönem kayıtlara "olası intihar girişimi" olarak geçen bu olaydan sonra Epstein, gardiyanlara ve cezaevi psikoloğuna çok daha farklı bir tablo çizdi. Dosyalara göre ünlü mahkum, hücre arkadaşının kendisini öldürmeye çalıştığını, fiziksel tacizde bulunduğunu ve kendisinden zorla para gasp etmeye kalkıştığını iddia etti.

“Gardiyanlar seni dövsek de ses çıkarmaz”

Epstein’ın beyanlarında, hücre arkadaşının kendisine "Hakkındaki suçlamalar nedeniyle gardiyanlar seni dövsek de ses çıkarmaz, bize hiçbir şey olmaz" diyerek psikolojik baskı kurduğu bilgisi de yer aldı.

Ancak belgeler, cezaevi yetkililerinin bu iddialara şüpheyle yaklaştığını da gösteriyor. Dosyada görüşlerine yer verilen bir cezaevi psikoloğunun notları, Epstein’ın vücudundaki yaraların gerçekten bir saldırı sonucu mu oluştuğu yoksa "dikkat çekmek için çarşafla yapılmış halı yanığı benzeri kasti izler mi" olduğu konusunda kararsız kaldıklarını ortaya koyuyor. Bu belirsizliğe rağmen Epstein, söz konusu olayın ardından "intihar riski" gerekçesiyle özel bir birime sevk edilerek gözetim altına alındı. Belgelerde, bu gözetim sürecinde Epstein’a intihar önleyici özel kıyafetler giydirildiği ve durumunun yakından izlendiğine dair fotoğrafların da bulunduğu belirtildi.

Öte yandan, yayımlanan devasa dosya yığını sadece cezaevi günleriyle sınırlı değil. "Epstein Dosyaları Şeffaflık Yasası"nın kabulünden kısa bir süre sonra dijital ortama aktarılan belgeler arasında, aralarında eski ABD Başkanı Bill Clinton ve İngiliz Kraliyet ailesinden Andrew Mountbatten-Windsor (Prens Andrew) gibi dünyaca ünlü isimlerin de bulunduğu pek çok kişiyle ilgili fotoğraflar ve yazışmalar yer alıyor.

“Fotoğraflar varsa da suç işlediği anlamına gelmez”

Adalet Bakanlığı yetkilileri, bu belgelerde isimlerin veya fotoğrafların yer almasının, söz konusu kişilerin doğrudan bir suç işlediği veya yanlış bir davranışta bulunduğu anlamına gelmediğinin altını özellikle çiziyor.

Resmi kayıtlarda 10 Ağustos 2019 tarihinde hücresinde kendisini asarak intihar ettiği belirtilen Jeffrey Epstein’ın son günlerine ışık tutan bu yeni raporlar, cezaevi içindeki güvenlik zafiyetlerini ve mahkumun hayatına yönelik süregelen tehditleri bir kez daha gündeme taşıdı. ABD Adalet Bakanlığı, belgelerin kamuya açık şekilde incelenmeye devam edeceğini ve soruşturmanın sürdüğünü ifade etti.