İstanbul (Rûdaw) – İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Gezi Davası ile ilgili kararını değerlendiren İsveç’in İstanbul Başkonsolosu Peter Ericson, “Kava davası Türkiye’nin imajını bozuyor” dedi. CHP’li Özgür Özel, “Bunun bedelini Erdoğan değil, Türkiye’deki herkes ödeyecek” derken avukat Atalay Sağkan da, “Bu dava çok su kaldıracak, burada kalmayacağı kesindir” şeklinde konuştu.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün görülen Gezi Davasında mahkeme heyeti, tutuklu iş insanı Osman Kavala'ya ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verirken, Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Ali Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi'nin "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım" iddiasıyla 18'er yıl hapislerine ve tutuklanmalarına karar verdi.
Karar, hem Türkiye içerisinde hem de uluslararası alanda tepki ile karşılandı.
Konu hakkında Rûdaw’a konuşan İsveç’in İstanbul Başkonsolosu Peter Ericson, “Bu dava Türkiye’nin prestiji açısından önemliydi. Mahkemeden çıkacak olan sonuç insan hakları, düşünce özgürlüğü ve demokrasi açısından önemliydi. Osman Kavala uzun bir süredir tutuklu ve umarım en yakın zamanda serbest bırakılır. Türkiye’nin imajı bu dava nedeniyle bozuluyor” dedi.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi daha önce davanın "siyasi" olduğunu açıklamış ve Kavala'nın serbest bırakılmasını istemişti.
Avrupa Konseyi'nin siyasi organı Bakanlar Komitesi 30 Kasım-2 Aralık 2021 arasında yaptığı değerlendirmeler ve oylama sonucunda iş insanı Osman Kavala'yı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarına rağmen serbest bırakmayan Türkiye aleyhine "ihlal prosedürü" başlatma kararı almıştı.
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Şubat ayında "ihlal prosedürü" ile ilgili ara kararı kabul etmişti.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel de, “Bu karala birlikte Dünyada kimsenin Türkiye’ye artık inancı kalmayacağını” söyledi.
Özel, “Tabi yaptırımlar söz konusu. Bundan sonraki süreçte bedelini Recep Tayyip Erdoğan ödemeyecek. Bunun bedelini Türkiye’deki herkes, yani CHP’lisi, MHP’lisi, HDP’lisi, AK Partilisi herkes birlikte ödeyecek” ifadelerini kullandı.
Osman Kavala 18 Ekim 2017'de gözaltına alındı ve 1 Kasım 2017'de Gezi olaylarını finanse etme suçlamasıyla tutuklandı. Aralarında Ali Hakan Altınay, Mücella Yapıcı, Ayşe Pınar Alabora, Can Dündar, Çiğdem Mater Utku, Gökçe Yılmaz, Handan Meltem Arıkan, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu, İnanç Emekçi, Mehmet Ali Alabora, Mine Özerden, Osman Kavala, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Yiğit Aksakoğlu, Yiğit Ali Ekmekçi, Henry Jack Barkey'nin bulunduğu isimlerin yargılandığı Gezi Parkı davası 2021'de yeniden görülmeye başladı.
Davanın 35 kişi hakkında beraat kararı verilen ancak Yargıtay tarafından bozulan Çarşı davası ile hukuki bağlantı olduğunu belirtmişti. Ardından iki dava 30 Temmuz 2021'de birleştirildi ancak 21 Şubat 2022'de görülen duruşmada Çarşı davasının Gezi Parkı davasından ayrılmasına karar verildi.
Davanın avukalarından Atalay Sağkan da, “Siyasetin bu kadar doğrudan merkezinde olduğu bir dosya için hukuksal değerlendirme yapmak da bayağı zor açıkçası. Çünkü dosyada bir delil tartışması yapmadık biz. Ama bundan sonraki süreç elbette ki Türkiye’nin en merkez gündemlerinden biri bu dava, bu dava çok su kaldıracak, burada kalmayacağı kesindir. Önce İstinaf sonra Yargıtay aşamasında çok daha farklı kararlar göreceğiz” ifadelerini kullandı.
Gezi Parkı eylemlerine yönelik ilk dava 2014 yılında açıldı. Sanıkların 2015 yılında beraat etmesinin ardından 2019 yılında ikinci bir dava daha başlatıldı.
Bir yıl sonra sonuçlanan bu davada "cebir ve şiddet kullanarak hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs", "mala zarar verme", "kasten yaralama" ve "ağırlaştırılmış yaralama" suçlarından yargılanan sanıklar, suçlamalara ilişkin somut ve kesin delil bulunmadığı gerekçesiyle bir kez daha beraat etti. Fakat savcılığın itirazı üzerine davanın yeniden görülmesine karar verildi.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın