TÜRKİYE BASIN ÖZETİ – 26 Temmuz Çarşamba

Yeni Şafak: Tepelerine bineceğiz

 

ABD ve Avrupa’ya sert tepki gösteren Erdoğan, “Eskiden tehditlerini süslü püslü kelimelerin arkasına saklarlardı, şimdi alenen söylüyorlar. Dürüst oldukları için teşekkür ederiz. Ajanlarının tepesine binmeye devam edeceğimizi ifade ediyorum” şeklinde konuştu.

 

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM’deki Grup Toplantısı’nda konuştu. Erdoğan, özetle şunları söyledi: “Bir süredir Amerika’sı, Almanya’sı, Hollanda’sı başta olmak üzere Türkiye’ye yönelik anlaşılmaz tutumun tezahür ettiğini görüyoruz. İstiyorlar ki, sadece onların çıkarları masada olsun, biz fedakarlıkta bulunalım. İstiyorlar ki, onlar bizim vatandaşlarımızı istedikleri gibi örselerken, kendi ajanları ülkemizde cirit atsınlar, biz bir şey yapmayalım. Kusura bakmasınlar, artık öyle bir Türkiye yok.

 

Sen, Türkiye’nin Cumhurbaşkanı’na, bakanlarına, ülkende konuşma imkanı vermeyeceksin, ama ajanların gelip burada otellerde cirit atacak ve benim ülkemi parselleyecekler. Yok böyle bir şey. Bizimle ya egemenlik haklarımıza saygı göstererek, eşit ve adil şartlarda ortaklık, müttefiklik, dostluk yapacaksınız ya da sergilediğiniz her saygısızlığın cevabını alacaksınız. Şimdi de kafayı Türkiye’ye takmışlar. Eskiden tehditlerini süslü püslü kelimelerin arkasına saklayarak yaparlardı şimdi alenen ifade ediyorlar. En azından artık daha dürüst davrandıkları için kendilerine müteşekkiriz. Çünkü kamuoyunun süslü püslü kelimelerin arkasındaki çirkin yüzleri görmesi her zaman mümkün olmuyordu. Farklı kesimler üzerindeki arayışlarının hepsinin farkındayız. Vakti geldiğinde ajanlarının tepesine binmeye devam edeceğimizi ifade ediyorum. Sizdeki hukuk da bizdeki guguk mu? Almanya ya da Amerika’da yapılınca suç sayılan eylem, Türkiye’de yapılınca niye hak, hukuk oluyor. Hemen işi ekonomi ile teşvik edip bel altı vuruşları ile gerçek tiynetlerini belli ediyorlar. Bizi bunlarla tehdide kalkarsanız, yanılırsınız ve siz kaybedersiniz. Artık dünyada marka yok, markalar var. Alternatif marka geliyor. Artık dünya bunu yaşıyor.

 

Cumhuriyet: İftiralar tek tek yanıt buluyor

 

 

"Terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek" iddiasıyla tutuklanan gazetemiz yönetici, yazar, muhabir ve avukatları hakkındaki dava, gözaltılardan 9 ay, iddianamenin hazırlanmasından 3 ay sonra dün başladı. 12'si tutuklu 19 kişinin yargılandığı davanın ikinci duruşması bugün görüldü.

 

Cumhuriyetçilerin yargılandığı davanın ikinci gününde Genel Yayın Yönetmenimiz Murat Sabuncu, gazetemiz hakkındaki iftiralara cevap verdi. Davanın gazetecilere gözdağı vermek için açıldığını söyleyen Sabuncu, “Hangi bedel ödetilmeye çalışılırsa çalışılsın, Mumcu, Selçuk, Dink, Anter ve Göktepe’nin yolundan dönmedik, dönmeyeceğiz” dedi.

 

Gazetemizin avukatlarından Bülent Utku, son dönemde yaşanan hukuk ihlallerinden örnekler vererek “Zamanın ruhunun bizleri getirdiği nokta budur. Bu koşullara ve ruha karşı çıkıyorum. İnsanların cesaret hakkı vardır. Ben bu hakkımı sonuna kadar kullanacağım” diye konuştu. Bülent Utku, “Cumhuriyet’ten örgüt çıkaramazsınız” dedi.

 

Cumhuriyet Gazetesi Ombudsmanı Güray Öz, FETÖ şüphelisi bir kişiyle iletişim kurduğu suçlamasına çarpıcı bir yanıt verdi. Güray Öz, “İletişim kurduğum iddia edilen kişi Çankaya’da bir pidecidir. Ben arada bir pide ısmarladığım pidecinin, hakkında soruşturma yürütülen bir kişi olduğunu bilme şansına nasıl sahip olayım ki” diye sordu.

 

Star: İsrail Aksa’yı almak istiyor

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, terör bahanesiyle Mescid-i Aksa’yı işgal etmeye hazırlanan Tel Aviv’i uyardı: Müslümanlar için mübarek beldelerimizi korumak imkan değil iman meselesidir. Silahına güvenme...

 

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında İsrail ile Batı’ya sert çıktı. İşte Erdoğan’ın mesajları…

 

Geçmişte ders kitaplarında kasıtlı ve yanlış bir şekilde yer aldığı için nesiller boyunca, zihinlere kazınmış olan “Araplar bizi arkadan vurdu” yalanını artık bir kenara bırakmalıyız. PKK, FETÖ, DHKP-C ve DEAŞ gibi terör örgütleri yüzünden nasıl toplumun belli kesimlerini toptan suçlayamazsak 1. Dünya Savaşı yıllarında birtakım yanlışlar yüzünden tüm Arapları da itham edemeyiz.

 

Özellikle Kudüs’ün 3 din için de özel olan statüsüne hele hele Mescid-i Aksa’nın ve Kubbet-üs Sahra’nın içinde bulunduğu Harem Bölgesi’nin mahremiyetine saygı duymayan bir İsrail, en büyük zararı kendisinin göreceği tehlikeli bir yola sapıyor demektir. İsrail yönetiminin, işi Harem bölgesini Müslümanlara yasaklayarak fiili işgale kadar götürmesi bardağın taşmaya başladığının işaretidir. Eğer İsrail elindeki silahlara, arkasındaki güçlere  bakarak böyle bir yola tevessül ediyorsa çok yanılıyor.

 

Birgün: Bu yeni rejimin 'medeni' kanunu

 

Müftülere nikâh kıyma yetkisi verilmesinin yanı sıra Türk vatandaşlığına geçişle ilgili tartışma yaratacak düzenlemeleri içeren tasarı TBMM Başkanlığı’na sunuldu

 

AKP’nin şaibeli 16 Nisan referandumunun ardından pervasızca sürdürdüğü gerici yapılanmalara her geçen gün bir yenisi daha ekleniyor. Başbakan Binali Yıldırım’ın 28 Haziran 2016 tarihinde “müjdelerimiz var” diye duyurmasına karşın hayata geçirilmeyen, il ve ilçe müftülerine nikâh kıyma yetkisi veren tasarı, dün TBMM’ye gönderildi.

 

Nüfus Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair 37 maddelik tasarı, tartışma yaratacak düzenlemeler içeriyor. Tasarının görevden alınan bakanların imzasıyla sunulması dikkat çekti. Bu tasarı ile müftülüklere verilen yetkinin imamlara devredilebileceği yapılan yorumlar arasında yer alıyor.

 

İl ve ilçe müftülerine nikâh kıyma yetkisi verilmesine ilişkin düzenleme, tasarının en çok tepki çeken ve tartışma yaratan maddesi olacak. Tasarının genel gerekçesinde, il ve ilçe müftülerine evlendirme memurluğu yetkisinin “Vatandaşların evlenme işlemlerini kolaylaştırmak, daha kolay ve seri bir şekilde hizmet almalarını sağlamak” amacı ile verildiği iddia edildi. Başbakan Yıldırım’ın açıklamasından sonra müftülere nikâh kıyma yetkisinin verilmesi, “sosyal hayatın dini kurallara göre düzenlenmesi, kadınlara evlilik, miras ve boşanma gibi hakları açısından güvencesiz bırakacağı, çocuk yaşta evliliklere, medeni haklara saldırının ve tek din esaslı yönetimin önünü açacağı” gerekçeleriyle eleştirilmişti.

 

Akşam: 'Ajanlarınızı yakaladık  tehdide boyun eğmeyiz'

 

Büyükada’da yakalananlar için “Diledikleri gibi ülkemizde cirit atıyorlardı” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bundan sonraki süreç yargının konusudur. Sizdeki hukuk, bizdeki guguk mu?” diye konuştu.

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Batı’dan Türkiye yönelik son zamanlarda gelişen tutumun anlaşılmaz olduğunu söyledi. Son olarak Almanya’dan Büyükada’daki tutuklamalara ilişkin yapılan açıklamalara dikkat çeken Erdoğan, “İstiyorlar ki kendilerinin ajanları ülkemizde diledikleri gibi cirit atsınlar, sergilediğiniz her saygısızlığın cevabını alacaksınız” ifadelerini kullandı.

 

Tutuklanan isimlerinin alenen Türkiye’de toplumsal kaos çıkarmaya yönelik casusluk faaliyeti yürüttüğünü ve suçüstü yakalandıklarını vurgulayan Erdoğan, Alman hükümetinin işi diplomatik krize çevirdiğini belirtti. Sürecin yargının konusu olduğunu belirten Cumhurbaşkanı, “Sizdeki hukuk da bizdeki guguk mu?” şeklinde konuştu.

 

Almanya’nın başlattığı mücadeleyi delikanlıca yürütmediğine de vurgu yapan Erdoğan, “Hemen işe ekonomi başta olmak üzere diğer ilişkilere teşmil edip bel altı vuruşlarıyla gerçek tiyniyetlerini ifşa ediyorlar. Bu gidiş hayra alamet değil. Bizi bunlarla tehdide kalkarsanız, yanılırsınız ve siz kaybedersiniz. Zira artık dünyada marka yok, markalar var. Almanya'nın bilmem ne bakanı, Türkiye'ye nasıl çok daha zarar verebilecekleriyle ilgili düşüncelerini medya önünde ifşa etmeye başladıklarına göre anlaşılan iyice çaresiz durumdalar. Türkiye'yi ambargo tehditleriyle korkutacağınızı sanıyorsanız önce kendinizin çok daha büyük bir bedeli göze almanız gerekir" dedi.