Mehmet Alaca: Rusya’ya yaptırımlar sürdükçe Irak ve Kürdistan petrolleri Avrupa için daha önemli hale gelecek
Erbil (Rûdaw) – Siyasi analist ve danışman Mehmet Alaca Kürdistan petrolünün Ceyhan Limanı’ndan yeniden ihracatının başlamasının önemli olduğunu belirterek, “Rusya’ya yönelik yaptırımlar devam ettikçe Irak petrollerinin, Kürdistan petrollerinin dünyaya, Avrupa’ya gönderilmesi daha da önemli hale gelecek. Onun için bu hem Erbil ile Bağdat’ın hem de Ankara ile Bağdat-Erbil’in anlaşması, petrol anlaşması, petrol konusunda kapasitenin geliştirilmesi çok önemli” dedi.
Siyasi analist ve danışman Mehmet Alaca, Rûdaw’a yaptığı değerlendirmede Irak, Kürdistan Bölgesi ve Türkiye arasındaki petrol hattı tartışmalarına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
“Petrol boru hattının kapalı olması herkes için ciddi bir sorun”
Alaca, “Elbette biliyorsunuz Türkiye’de petrolünün Ceyhan Limanı’na aktarılması noktasında bir aracılık ediyor. Hem Erbil hem Bağdat 25 milyar dolara aşkın bir zararı var bu petrol boru hattının Mart 2023’ten beri kapatılması nedeniyle. Ankara'nın da etki açısından bu kadar büyük bir zararı olmasa bile Ankara da mevcut durumda bu boru hattının kapalı olması nedeniyle ciddi anlamda hem rakam çok net olmamakla birlikte ciddi anlamda bir para kaybı var. En basit haliyle bu boru hattının açılma ihtimalinin gündeme gelmesi halinde Türkiye ekonomik olarak Türkiye’ye faydası olacak bir proje. İkincisi bir devlet prestiji açısından kıymetli bir şey olacak. Üçüncüsü Türkiye giderek bölgesel anlamda, küresel anlamda bir enerji merkezine dönüşmeye başlıyor. Irak gibi dünyanın en büyük petrol üreticilerinden birinin sınırdaşı olmasına rağmen oradan petrolün akmıyor olması zaten ciddi bir sorun. Hem Ankara açısından sorun, hem Erbil açısından sorun, hem de Bağdat açısından sorun” dedi.
“Sorun Bağdat-Erbil ilişkilerinden ve tahkim davalarından kaynaklanıyor”
Türkiye açısından bu hattın açılmasının sadece ekonomik değil, jeopolitik boyutlarının da bulunduğunu vurgulayan Alaca, “Bu nedenle petrolün akması ekonomik olduğu kadar hem coğrafi, siyasi ve jeopolitik açıdan da Türkiye açısından çok önemli. Aslında Türkiye çok uzun süredir yani son bir buçuk yıldır hem Enerji Bakanı nazarında hem yetkililer açısından çokça defa biz Ankara olarak hattın açılmasına hazırız ama oradaki temel sorun sizinle bildiğiniz üzere Bağdat’la Erbil arasında anlaşma noktasında sorunlar vardı. Aynı zamanda Bağdat’ın petrol şirketleriyle yani Kürdistan Bölgesinde faaliyet gösteren petrol şirketleri arasında bazı sorunlar vardı” diye konuştu.
Alaca, Paris’te görülen uluslararası tahkim davalarına da dikkat çekerek, “Ankara uzun süre bunu bekledi. Bir de ayrıca biliyorsunuz Ankara’yı bekleten diğer nedenlerden biri de uluslararası tahkim merkezinde yani Paris’teki tahkim mahkemesinde bekleyen ikinci dava var. Mart 2023’te ilk dava açıklandı ve Türkiye aleyhine bir sonuç çıktı. O dava 2014 ile 2018 arasındaki süreyi temel alıyordu. İkinci dava da 2018 - Mart 2023 arasındaki süreyi esas alıyor ve bu dava henüz mahkemede sonuçlanmadı. Türkiye’nin muhtemelen bu anlamda da bir beklentisi var. Bağdat’tan davanın geri çekilmesi noktasında bir beklenti de olabilir. Türkiye bu konuda herhangi bir açıklama yapmıyor ama yetkililer ya da bu konuyu yakından takip eden insanlar, Ankara’nın Bağdat’tan bu davadan feragat etmesi noktasında bir beklenti içinde olduğunu belirtiyor” ifadelerini kullandı.
“ITP anlaşmasının süresi doluyor, Ankara yeni anlaşma istiyor”
Türkiye ile Irak arasında 1973’te imzalanan ITP anlaşmasının süresinin dolmak üzere olduğuna işaret eden Alaca, “Her şeyin ötesinde Ankara her zaman petrol boru hattının açılmasına hazır olduğunu açıklıyor. Bir de tabi ayrı bir durum var, o daha yeni bir durum. Biliyorsunuz Türkiye ile Irak arasında 1973’te imzalanan bir petrol boru anlaşması var. ITP dediğimiz bir anlaşma var. O ITP’nin süresi seneye doluyor ve Türkiye bu anlaşmayı iptal ettiğini ve yeni bir anlaşma istediğini Bağdat’a bildirdi. Şu an daha güncellenmiş çünkü bu anlaşma 50 yılı aşkın bir anlaşma ve artık modern döneme uygun, modern siyasete uygun Kürdistan Bölgesinin de Bağdat siyasetinin de o yeni dinamiklerine uygun bir anlaşma gerekiyor Ankara ile Bağdat arasında. Şu an Bağdat’la Ankara yeni anlaşmanın metnini çalışıyor” dedi.
“Ankara, Kürdistan Bölgesi’nin dışlanmasını istemiyor”
Yeni anlaşmanın Kürdistan Bölgesi’ni de kapsayacağına dikkat çeken Alaca, “Muhtemelen Bağdat ile Erbil arasında Kürdistan petrollerinin Türkiye’ye gönderilmesi noktasında yapılacak bir anlaşmada Irak-Türkiye petrol anlaşmasının içerisine entegre olacak muhtemelen. Tabii çok detayları bilmiyoruz ama Ankara, Kürdistan Bölgesinin bu süreçlerden dışlanmasını istemiyor anladığımız kadarıyla. Çünkü Ankara ile Erbil arasında çok güçlü siyasi ilişkiler var. Bağdat’ın Erbil’e karşı çok sert politikalar benimsemesini istemiyor Ankara. Ve bunu da çoğu durumda… Ankara aslında Erbil’le Bağdat’ı birbirinin tamamlayıcısı gibi görmek istiyor. Hem siyaseten hem ekonomik ilişkiler noktasında birbirine rakip değil birbirini tamamlayan iki aktör olarak tanımlamak görmek istiyor. Bu nedenle muhtemelen Ankara ile Bağdat arasında yapılacak yeni bir anlaşmada Kürdistan Bölgesinin hakları da gündeme gelecek, konuşulacak” değerlendirmesini yaptı.
“Kalkınma yolu projesi ve Kerkük-Ceyhan hattı”
Alaca ayrıca, “Zaten iki gün önce Erbil’le Bağdat arasında o görüşmeler, yapılan anlaşma da muhtemelen Ankara’yla Bağdat arasında yapılacak anlaşmanın da bir parçası var. Yani tabi o ikisi birbiriyle ne kadar ilişkili bilmiyorum ama Türkiye’nin hem Türkiye dış politikasında bölgedeki bütün aktörlerle düzeyli ilişkilerin korunması noktasında bir çerçeve var. Türkiye elbette ki Irak’ı çok çok önemsiyor. Hem tarihsel ilişkiler hem ekonomik siyasi ilişkilerimiz çok güçlü. Ve bir de biliyorsunuz kalkınma yolu projesiyle birlikte – Kalkınma yolu projesi hem aynı zamanda bir ekonomik proje ve enerji projesi olacak. Türkiye aslında Irak’ın da Kürdistan bölgesinde petrollerini önemli oranda kendi toprakları üzerinden dünyaya satması gerektiğini savunuyor. Biliyorsunuz bu Kerkük-Ceyhan boru hattının iyileştirilmesi halinde, güçlendirilmesi halinde kapasitesi 1,5 milyon varil günlük gönderebilecekler. Son dönemde Alparslan Bayraktar, Türkiye Enerji Bakanı da bu konuda çalışmaların olduğunu söylüyor. Irak’ın günlük petrol üretimi 3 milyon varil. Yarısı Türkiye’den Ceyhan’a, Akdeniz’e, Avrupa’ya gönderilebilecek. Türkiye bunun altyapısını hazırlamaya çalışıyor” diye konuştu.
“Rusya’ya yaptırımlar arttıkça Irak petrolleri daha da önem kazanacak”
Rusya bağlamına da değinen Alaca, “Ama Rusya bağlamı tabii ki çok başka yani. Türkiye İran’dan da gaz alıyor Rusya’dan da alıyor. Şu an onun nasıl bir şekil alacağı, nasıl bir süreç alacağını bilmiyoruz ama hepsi birbirinden çok daha farklı. Yani şunu Irak’ın da Kürdistan bölgesinde farkında olması lazım bence. Ankara bunun oldukça bilincinde çünkü. Rusya’ya yönelik yaptırımlar devam ettikçe Irak petrollerinin, Kürdistan petrollerinin dünyaya, Avrupa’ya gönderilmesi daha da önemli hale gelecek. Onun için bu hem Erbil ile Bağdat’ın hem de Ankara ile Bağdat-Erbil’in anlaşması, petrol anlaşması, petrol konusunda kapasitenin geliştirilmesi çok önemli. Çünkü Avrupa önümüzdeki süreçte Rusya’ya baskılar devam ederse petrole ve gaza çok daha fazla ihtiyaç duyacak. Bu Irak petrollerinin gönderilmesinin tek yolu da şu an en ucuz en kolay yolu da Türkiye üzerinden gönderilmesi. O açıdan böyle bir gereklilik şartı” dedi.