Metiner: Türkiye, Kürtlerin Suriye'de statü sahibi olmasından rahatsızlık duymaz

26-11-2025
Rûdaw Grafik
Rûdaw Grafik
Etiketler AK Parti DSG Rojava Suriye Mehmet Metiner Barış süreci
A+ A-

Erbil (Rûdaw) – AK Parti’li Mehmet Metiner, “DSG’nin Suriye’de orduya dahil olup entegrasyonu sağlaması durumunda Türkiye için tehdit olmaktan çıkacağını” belirterek “Erdoğan liderliğindeki Türkiye herkes bilsin ki Kürtlerin Suriye'de statü sahibi olmasından hiçbir şekilde rahatsızlık duymaz. Tam tersine Kürtlerin statü sahibi olması gerektiğine inanır” ifadelerini kullandı.

Eski AK Parti Milletvekili, Demokrasi ve Birlik Derneği (DEMBİRDER) Genel Başkanı Mehmet Metiner, Rûdaw’a konuk oldu ve gündeme dair değerlendirmelerde  bulundu.

Hêvîdar Zana’nın sorularını yanıtlayan Metiner, Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’ndan MHP’li Feti Yıldız, AK Parti’li Hüseyin Yayman ve DEM Parti’li Gülistan Koçyiğit’in İmralı Adası’na giderek PKK lideri Abdullah Öcalan’la görüşmesinin ayrıntılarının bilinmesine gerek olmadığını belirtti.

“Eve dönüş yasaları hazırlanacak”

Metiner, “Görüşme çok olumlu geçti. İnşallah çözüm sürecini başarıyla sonlandıracağız. Herkesin kazanacağı adil ve onurlu bir barışı birlikte gerçekleştireceğiz. İmralı'da Öcalan'la ayrıntılı bir biçimde neyin konuşulduğunu, konuşulmadığını bilmeye hiç gerek yok. Biz sonuç odaklı çalışan bir hükümetiz. Aslolan amacın gerçekleşmesidir. Olumlu bir görüşme gerçekleşti. İnşallah bundan sonra silahların bırakılmasıyla birlikte eve dönüş yasaları hazırlanacak. Topyekûn bir barış süreci inşa edilecek. Akabinde de silahlar tehdit unsuru olmaktan çıktıktan sonra güçlü demokratik hamlelerle yeni bir Türkiye'yi birlikte inşa edeceğiz” ifadelerini kullandı.

“SDG'yi başlı başına bir tehdit unsuru olarak görmüyoruz”

Türkiye’nin Demokratik Suriye Güçleri’nin (DSG) silah bırakmasını şart koşmasına dair soruyu cevaplayan Metiner, şunları söyledi:

“Geçmişte PKK da Türkiye için bir tehdit unsuruydu. Bugün silahlarını bırakacağını söylüyor. Kendini feshediyor. Dolayısıyla PKK kendini feshettiğinde, silahlarını bıraktığında Türkiye için bir tehdit unsuru olmaktan çıkacaktır.

Dolayısıyla PKK'nın Suriye kolu olan SDG'nin (DSG) Türkiye için bir tehdit oluşturabileceğine inanmıyorum.

Eğer süreç başarıya ulaşırsa SDG güçlü bir biçimde Şam rejimine entegre edilecek. Türkiye için bir tehdit unsuru olmaktan çıkacak. Dolayısıyla biz SDG'yi başlı başına bir tehdit unsuru olarak görmüyoruz. Eğer SDG Öcalan'ın 27 Şubat'ta açıkladığı deklarasyon doğrultusunda silahlarını tehdit unsuru olmaktan çıkartırsa Türkiye'nin müttefik gücü olursa tıpkı Irak Kürdistanı'nda olduğu gibi Türkiye'nin dostu olduğunu gösterirse Türkiye hiçbir zaman SDG'yi kendisi için bir tehdit unsuru olarak görmez.

“Türkiye Kürtlerin Suriye'de statü sahibi olmasından hiçbir şekilde rahatsızlık duymaz”

Erdoğan liderliğindeki Türkiye herkes bilsin ki Kürtlerin Suriye'de statü sahibi olmasından hiçbir şekilde rahatsızlık duymaz. Tam tersine Kürtlerin statü sahibi olması gerektiğine inanır.

Nasıl ki Irak'ta Kürtlerin bir statüsü varsa ve Kürtlerin bu statüsü Türkiye için bir tehdit oluşturmuyorsa ve bugün Irak Kürtleri ile Türkiye Kürtleri, Erdoğan liderliğindeki hükümetimiz, can ciğer müttefik halinde iseler yarın PKK silahlarını bıraktığında SDG de bu yeni paradigma doğrultusunda Şam yönetimine kendini kattığında zaten Türkiye için bir tehdit unsuru olmaktan çıkacaktır. Tam tersine Türkiye'nin kazanımcı bir gücü olacaktır.

SDG'nin Türkiye'ye yönelik düşmanca tutumlarının olmadığını, olmayacağını söylemesini elbette ki önemseriz.

Bunun fiiliyatta da gösterilmesi gerektiğine inanırız. Ben süreç içerisinde SDG'nin bir tehdit unsuru olarak görülemeyeceğini söylemek istiyorum. İnşallah Suriye'deki bu düğümü de çözeceğiz.”

“PKK’lilerin dönüşü için yasal altlığın oluşturulması gerekiyor”

PKK’lilerin geri dönüşünü sağlayacak yasal düzenlemelere ilişkin soruyu yanıtlayan Metiner, PKK üyelerinin kademeli bir şekilde “dağdan ineceğini” söyledi.

Metiner şunları dile getirdi:

“Komisyon çalışmalarını bitirdi. Şu an raporlama aşamasında. Dolayısıyla Meclis’te ne tür yasaları çıkacağına önümüzdeki günlerde hep birlikte tanıklık edeceğiz. Benim kişisel fikrimi soracak olursanız en başından itibaren önerdiğim şey şudur: Dağı kademeli bir biçimde bütünüyle boşaltacak, herkesin kendi evi olan Türkiye'ye dönüşünü sağlayacak hukuki yasal bir altlığın oluşturulması gerekiyor.

Hiç kimsenin dışarıda bırakılmaması gerekiyor. Türkiye'nin dışında yaşamak zorunda kalan herkesin Türkiye’ye dönüşünü sağlayacak. Hapishanelerde PKK iltisakı dolayısıyla yatanların kademeli bir biçimde salıverilmesini sağlayacak.

“Büyük barışı inşa etmemiz gerekiyor”

Hukuki bir altlığın oluşturulması gerektiğine inanıyorum. Bu sorunu çok köklü bir biçimde cesaretle çözerek bir büyük barışı inşa etmemiz gerekiyor. Büyük kucaklaşmayı sağlamamız gerekiyor ve bu konuda biraz sabırlı olmamız gerekiyor. Kademeli bir biçimde bunun gerçekleştirilecek olması çok önemlidir.

Toplum bu güven ikliminde sorunun çözüldüğünü gördüğünde sonrasında atılacak hiçbir adım konusunda kuşku duymayacaktır. Dolayısıyla ya hep ya hiç radikalizmine dayalı bir sektör tutum izlemek yerine kademeli bir biçimde herkesi yeniden toplumla buluşturacak kendi evine dönüşünü sağlayacak yasal hukuki altlığın oluşturulması gerektiğine inanıyorum. Ben inanıyorum ki mevcut hükümetimiz, süreci yürüten partilerimiz bu konuda üstüne düşeni yapacaklardır.”

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli