TÜRKİYE BASIN ÖZETİ – 27 Temmuz Perşembe

27-07-2017
RÛDAW
Etiketler TÜRKİYE BASIN ÖZETİ – 27 Temmuz Perşembe
A+ A-

Star: İmam değil sahtekar

 

FETÖ elebaşı Gülen’in, Türkçe olarak basılmış 80 kitabı ile yaklaşık 670 saatlik sesli ve görüntülü konuşmaları analiz edildi. ‘Kendi Dilinden FETÖ Örgütlü Bir Din İstismarı’ adıyla raporlaştırıldı.

 

Diyanet, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in İslam dinine verdiği zararları 40 yıl boyunca yaptığı 670 saatlik konuşmalarını, 80 kitabını, dergilerde yayınlanan bütün başyazılarını inceleyerek gözler önüne serdi.

 

DİYANET İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığı, hain şebekenin paralel devlet yapılanmasının yanı sıra da paralel bir din oluşturmaya çalıştığı, Feto’nun kendisini sahte peygamber gibi gösterdiğini, Allah’ın kendisiyle nida ile irtibata geçtiği hezeyanını 140 sayfalık raporunda tüm detaylarıyla ifşa etti. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, “Kendi Dilinden FETÖ Örgütlü Bir Din İstismarı” raporunu açıklarken, Feto’nun ayetleri de suistimal etmekten hatta kendine yormaktan geri durmadığını dile getirdi. Görmez, teröristbaşı Fetullah Gülen’in bir ayeti bağlamından, siyak ve sibakından tamamen koparıp herhangi bir ilke gözetmeden kendi menfaatinin aracı kıldığını vurguladı. FETÖ’nün dine verdiği zarara dikkati çeken Görmez, “FETÖ sadece devletlere değil, düşüncelere, inançlara ve kalplere sızma hareketidir” dedi.

 

Yeni Şafak: İhbar etti ihraç edildi

 

Görev yaptığı TCDD’deki çok sayıda ismi FETÖ’cü olduğu iddiasıyla CİMER, BİMER, savcılığa ve TCDD Teftiş Kurulu’na ihbar eden Kenan Ülkü, hiç beklemediği bir yaptırımla karşı karşıya kaldı. TCDD Teftiş Kurulu, ihbar ettiği isimlerden bir çoğu ihraç edilmesine rağmen Ülkü’nün memuriyetine son verdi.

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Tanıdığınız FETÖ’cüleri ifşa edin. Savcılıklara bildirmeniz lazım. Bu bir vatanseverlik borcudur” çağrısı üzerine çalıştığı kurumdaki FETÖ’cüleri ihbar eden vatandaş “iftira” suçundan ihraç edildi. Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları’nda (TCDD) çalışan Kenan Ülkü, Erdoğan’ın çağrısı üzerine FETÖ’cü olarak değerlendirdiği kişileri Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi (CİMER), Başbakanlık İletişim Merkezi (BİMER), TCDD Teftiş Kurulu ve savcılığa ihbar etti.

 

Ülkü’nün verdiği ihbar dilekçeleri üzerine TCDD Teftiş Kurulu Başkanlığı ve savcılıkça soruşturma başlatıldı. Savcılığın yürüttüğü soruşturma kapsamında şu ana kadar ihbar dilekçesindeki isimlerden 62’si çıkarılan kararnameler ile ihraç edildi. Diğer isimler hakkındaki soruşturmalar ise halen devam ediyor. Ancak Teftiş Kurulu, savcılığın yaptığı soruşturmaların bitmesini dahi beklemeden Ülkü hakkında “iftira” iddiasıyla soruşturma başlattı.

 

Cumhuriyet:  Biz hiç kanmadık

 

Gazetemize yönelik düzenlenen operasyon kapsamında tutuklanan yazar ve yöneticilerimiz savunmalarında gazetecilik ve hukuk dersi veriyor.

 

Gazetemizi susturma operasyonu kapsamında "Terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek" iddiasıyla tutuklanan gazetemiz yönetici, yazar, muhabir ve avukatları hakkındaki dava başladı. Duruşmalarda gazetemiz yazar, yönetici, muhabir ve avukatları yaptıkları savunmalarda gazetecilik ve hukuk dersi vermeye devam ediyor.

 

Cumhuriyet davasının 3. gününde yazarımız Hakan Kara, ne kendisinin ne de Cumhuriyet’in FETÖ’yle ilgisi olduğunu söyledi. Kara, iddianamede kendisini Şubat 2013’te arayan kişide ByLock olduğu ‘suçlaması’nın yer aldığını hatırlattı ve “O zaman ByLock icat edilmemişti” dedi.

 

Kara şöyle devam etti: “Dün FETÖ’cüler Cumhuriyetçileri Ergenekonculukla suçlayıp hapse attılar. Bugünse Cumhuriyetçiler, FETÖ’cü diye hapisteler. Amaç aynı: Cumhuriyet’i susturmak. Fakat bu sefer ikinci bir amaç daha var: Tüm medyaya gözdağı vermek.”

 

Cumhuriyet Kitap Yayın Yönetmeni Turhan Günay da savunmasında “Turhan Günay, Cumhuriyet Vakfı yöneticisi diye yazıyor. Ben hiçbir zaman Cumhuriyet Vakfı yöneticisi olmadım” diyerek iddianamedeki bir saçmalığa daha dikkat çekti. Günay, bu iddiayla 9 aydır hapiste.

 

Akşam: 'Mantıklı olan Türkiye ile birlikte hareket etmek'

 

Türk basınında ilk kez AKŞAM’a konuşan Jared Kushner “Erdoğan da Trump gibi ülkesini yeniden büyük yapmak için çalışıyor. Bu çalışmalarını takdirle izliyoruz” ifadelerini kullandı.

 

ABD Başkanı Donald Trump’ın damadı ve danışmanı olan Jared Kushner, Türk Basınından ilk kez AKŞAM’a konuştu. Beyaz Saray’da AKŞAM Gazetesi Washington Muhabiri Yavuz Atalay ile ayaküstü sohbet eden Kushner, Türkiye-ABD ilişkileri hakkında değerlendirmede bulundu. Son günlerde Avrupa’daki birçok ülkenin Türkiye’ye karşı tavrına ilişkin soruyu yanıtlayan Jared Kushner; “Kişisel olarak tartışmalardan ve kavgalardan uzak duran biriyim. Türkiye büyüyen bir ülke ve mantıklı olan Türkiye ve Türkiye gibi ülkelerle savaşmak veya kavga etmek değil, birlikte çalışmak” ifadelerini kullandı.

 

Atalay’ın, “Kişisel olarak, Türkiye ve Türk hükümeti hakkında görüşleriniz nelerdir?” sorusunu cevaplayan Jared Kushner; Trump’ın “Make Great America Again” yani “Amerika’yı yeniden büyük yapalım” sloganına atıfta bulunarak, “Erdoğan da Trump gibi ülkesini yeniden büyük yapmak için çalışıyor. Bu çalışmalarını takdirle izliyoruz” dedi. Kushner, terörizme ilişkin soruya ise şu şekilde cevap verdi: Amerika ile Türkiye’nin ve diğer ülkelerin ortak çalışmaları terörü sonlandıracaktır. Bu konuda samimi adımlar atıyoruz ve Türkiye’nin de samimiyetine güveniyoruz. 

 

Jared Kushner ile kısa bir sohbet gerçekleştiren AKŞAM Washington Muhabiri Yavuz Atalay, ABD Başkanı Trump’ın kızı Ivanka Trump ile de sohbet etti. Ivanka, muhabirimiz aracılığıyla, Türkiye’yi sevdiği mesajını iletti.

 

Birgün: OHAL’de patronlar gülüyor, işçiler ölüyor

 

OHAL patronların kârını artırıp yüzünü güldürürken, yüzlerce işçinin ocağına ateş düşürüyor. OHAL’le geçen bir yılda 2 bine yakın işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi

 

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi’nin raporuna göre, Özellikle 2016 yılı şubat ayı ile başlayan ve OHAL sonrası devam eden süreçte iş cinayetlerinde büyük bir artış meydana geldi. OHAL sonrası toplu iş cinayetlerinden ziyade tek tek gerçekleşen iş cinayetleri çoğaldı, seri ve sürekli bir biçim aldı. OHAL’in ilanından bu yana geçen bir yılda en az bin 963 işçi iş cinayetleri sonucu hayatını kaybetti.

 

OHAL döneminde en çok iş cinayetinin yaşandığı işkolları yine inşaat, tarım ve taşımacılık işkolları oldu. Neredeyse her dört iş cinayetinden biri (yüzde 23) inşaatta yaşandı. İnşaat işkolunda 449 işçi, tarımda 360 işçi, taşımacılıkta 287 işçi hayatını kaybetti.

 

Rapora göre, tarım işkolunda meydana gelen iş cinayetlerinde yüzde 10 oranında düşüş var. Metal, madencilik ve enerji işkollarındaki ölümler ise her geçen gün artıyor. Yine gıda, kimya, tersane/liman, cam/çimento, ağaç/kâğıt gibi sanayi işkollarındaki ölümlerde de artış söz konusu. Dolayısıyla iş cinayetleri sanayide yoğunlaşma eğilimi gösteriyor.

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli