DEM Partili Koçyiğit: Türkiye demokratikleşmeden Kürt sorunu çözülemez

28-07-2025
Etiketler DEM Partisi Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit Yangınlar Kürt sorunu
A+ A-

Haber Merkezi -DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, TBMM'de kurulacak komisyonun yalnızca silahsızlanma sürecini kapsamaması ve demokratik adımların atılmasını da hedeflemesi gerektiğini söyledi. Orman yangınlarına da değinen Koçyiğit, "Bu yangınların en büyük sorumlusu önlem almayan AKP hükümetidir. Önlem almayan kurumlardır ve bakanlığın bizzat kendisidir" dedi.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, TBMM'de kurulacak komisyon ve ülkenin farklı bölgelerinde etkili olan orman yangınları hakkında TBMM'de basın toplantısı düzenledi.

DEM Parti'nin komisyona vereceği isimlerin belli olduğunu belirten Koçyiğit, "Koordinatör Grup Başkanvekili olarak ben, Meral Danış Beştaş, Saruhan Oluç ve Cengiz Çiçek arkadaşlarımız ile bu komisyonda çalışacağız" dedi ve resmî bildirimin bu hafta için yapılacağını açıkladı.

"Türkiye demokratikleşmeden Kürt sorunu çözülemez"

Komisyonun teknik bir seviyeye indirilmemesi gerektiğini vurgulayan Koçyiğit, komisyonun demokratik adımların atılması hedefiyle de çalışması gerektiğini ifade etti:

"Meclis Başkanı ile yapılan son toplantıda hem biz hem de CHP hem de genel olarak muhalefet; komisyonun teknik bir komisyon seviyesine indirgenmemesini, sadece silah bırakma meselesine özgülenen bir komisyon olmaması gerektiğini söyledi. Bu ülkede Kürt sorununun kök nedenleri var. Bu kök nedenler konuşulmadan, Türkiye demokratikleşmeden en nihayetinde Kürt sorunu da çözülemez. Onun için mutlaka bu komisyonun demokratikleşme ve barış perspektifini içermesi ve sorunları kalıcı bir şekilde çözecek bir yaklaşımla çalışması gerektiğini biz de CHP de ifade etti. O anlamıyla genel demokrasi konusunda muhalefet, mutabakat ve ortak bir yaklaşım benimsiyor."

"Çıkan yasalar sermaye lehine"

Koçyiğit, TBMM Genel Kurulunda, 'İklim Kanunu' ile enerji ve maden alanlarına yönelik düzenlemeleri içeren kanun teklifinin kabul edildiğini hatırlatan Koçyiğit, şu ifadeleri kullandı:

"Bu iki yasanın kabul edilmemesi için mücadele ettik. Ancak çoğunlukçu anlayış hiçbir uyarımızı dikkate almadı; ne topluma, ne uzmanlara, ne STK'lara, ne muhalefete kulak vermedi ve parmak sayısıyla ormanları ve doğayı yok edecek yasaları Meclis'ten geçirdi. Yaz mesaisini doğayı yok etmek üzerine yapan bir iktidarın Meclis pratiğiyle karşı karşıyayız. O gün de söyledik, çıkardığınız yasalar; doğayı ve yaşam alanlarını yok ediyor. Ancak kulak asmadılar ve bugün bunların her birini birer birer yaşıyoruz. Bu çıkan yasalar sermaye lehinedir. Bütün mevzuatı sermaye ve maden şirketleri lehine esnetmek için çıkarılan ticari yasalar olduğunun altını çizmek istiyoruz. Onun için buradan bir kez daha ifade etmek gerekiyor; AKP'nin en büyük düşmanlığı doğaya ve halka karşıdır. Bugün bu kadar çok orman yangını çıkıyorsa, yeşil alanlar imara açılıyorsa, kıyıdaki haklar orada yaşayan halk yerine turizm şirketlerine peşkeş çekiliyorsa, kanun hükmünde kararnamelerle ülkenin bütün zenginliği 3-5 sermaye şirketine veriliyorsa bunun sorumlusu sermayenin yanında yer alan iktidarın kendisidir."

"Yangınların en büyük sorumlusu AK Parti hükümetidir"

Yangınların 'kader' olmadığını ve en büyük sorumlusunun AK Parti iktidarı olduğunu da belirten DEM Partili Koçyiğit, “Ülkenin milyonlarca liralık kaynakları yanıp kül oluyor. Bütün bunlara kader dememizi, doğal karşılaşmamızı bekleyen bir anlayış karşımıza çıkıp doğru dürüst bir açıklama yapmadan bunları normalleştirmeye çalışıyor. Öncelikle bir kez daha söyleyelim bu yangınların sorumluluğunu sadece iklim krizine ve artan hava sıcaklığına yüklemek en büyük haksızlıklardan biridir. Bu yangınların en büyük sorumlusu önlem almayan AKP hükümetidir. Önlem almayan kurumlardır ve bakanlığın bizzat kendisidir" dedi.

“Büyük bir devletsizlik kriziyle karşı karşıyayız”

Koçyiğit Kars’a ilişkin şunları söyledi:

“Kars’ın Kağızman ilçesinde yağış sonucu sel etkili oldu. 8 köyümüz çok ciddi tahribat yaşadı, evler ve hayvan barınakları çok ciddi zarar gördü. Tek tesellimiz can kaybının olmaması. Fakat artık bu can kayıplarını olmamasının ötesinde, yitip giden diğer canlıların da hesaba katılması gerekiyor. Duranlar, Keşkıran, Yağlıca, Kuruyayla ve Güngendi başta olmak üzere 8 köy zarar gördü. Bu zararı gidermek için yine köylünün seferber olduğunu, köylünün yardımlaşma ve dayanışmayla süreci aşmaya çalıştığını görüyoruz. Yine AFAD yok, yine devlet yok. Büyük bir devletsizlik kriziyle karşı karşıyayız. Yetkili kurumlar kafasını kuma gömüyor, neredeyse ilk anda görünüyor ama sonrasını takip eden yok. Zarar ziyanı tazmin eden yok. Köylünün, halkın yanında olmak yok. Sadece ve sadece sosyal medyada dua ederek süreci kurtarmaya çalışan bir akılla karşı karşıyayız. Oysaki devletin sorumluluğu önlem almaktır, duayı halkımız zaten ediyor. Yetkili kurumları dua etmeye değil icracı olmaya, görevlerinin gereklerini yerine getirmeye çağırıyoruz.”

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli