Diyarbakır Barosu Başkanı Güleç komisyonda neleri gündeme getirdiklerini Rûdaw’a anlattı

28-08-2025
Ferdî Sak
Foto: Arşiv
Foto: Arşiv
Etiketler Diyarbakır Barosu Abdulkadir Güleç Ferdî Sak Süreç Çözüm süreci
A+ A-

Diyarbakır Barosu Başkanı Abdulkadir Güleç süreç komisyonunun 6. toplantısında 1921 Anayasası'na atıfta bulunarak merkezi olmayan bir sistem kurulması talebinde bulunduklarını söyledi.

Güleç, " Kürtlerin bölgelerinde, belediyelerinde merkezi olmayan bir sistem kurulmalı ve Kürtler o düzende, o bölgede yeni belediyecilik yol ve yöntemleriyle hem kendilerini yönetmeli, hem de Kürtçe eğitim dili olmalı ve Kürtler kendilerini dışarıda da ifade etmelidirler” dedi.

Abdulkadir Güleç, devlet kurumlarının Kürtçe ile uyumlu hale getirilmesi ve Kürtçe'nin anayasada yer alarak eğitim dili olması gerektiğini vurguladı.

Güleç ayrıca dağdaki PKK’lilerin dönüşü ve PKK davası nedeniyle yargılanan kişiler için özel bir yasa hazırlanması önerisinde bulunduklarını, böylece söz konusu kişilerin toplumsal ve siyasi yaşama katılabileceklerini belirtti.

Türkiye parlamentosunda çözüm süreci için kurulan Milli Birlik, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, dün Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş başkanlığında 6. toplantısını gerçekleştirdi.

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan ile Diyarbakır, Van, İstanbul, Ankara, Bitlis, Hatay, Malatya, Mardin, Mersin ve Sivas barolarının başkanları da toplantıda hazır bulunarak süreç hakkındaki görüş ve önerilerini komisyonla paylaştılar.

Diyarbakır Barosu Başkanı Abdulkadir Güleç, komisyon toplantısı sonrası toplantı içeriği ve komisyona yönelik talepleri hakkında Rûdaw’ın sorularını cevapladı.

Güleç, 11 Temmuz'da silah bırakan PKK üyeleri ve PKK davası nedeniyle yargılanan kişilerin dönüşü için özel bir yasa hazırlanması önerisinde bulunduklarını, böylece bunların toplumsal ve siyasi yaşama katılabileceklerini açıkladı.

Abdulkadir Güleç, Kürtçe konusunda da komisyona çeşitli öneriler sunduklarını, Kürtçe'nin anayasada yer almasını, eğitim dili olmasını ve Kürtlerin tüm devlet kurumlarında Kürtçe hizmet görmelerini istediklerini söyledi.

Diyarbakır Barosu Başkanı, Kürtçe'nin hala devlet tarafından yasaklandığını belirterek şöyle dedi:

"Örneğin birkaç gün önce komisyonda bir Barış Annesi Kürtçe konuştu, Meclis yönetmeliği gereği konuşması kesildi ve Türkçe konuşması gerektiği söylendi. Ben de dedim ki, Kürt sorunu  özünde budur. Devletin Kürtçe'yi kabul etmesi ve Kürtçe'yi kurumlarında kullanması gerekir."

Rûdaw: Sayın Abdulkadir Güleç, siz baro başkanları olarak komisyonun 6. toplantısına katıldınız. Toplantının atmosferi nasıldı ve toplantıda Kürt sorununun çözümü için hangi önerilerde bulundunuz?

Abdulkadir Güleç: Bölgeden dört baro katıldık. Bu sürecin nasıl çözüleceği konusunda bazı öneriler yaptık. Birinci öneri: 11 Temmuz'da silah bırakan kişiler, ülkesinden uzakta olan, Avrupa'da yaşayan, hapiste olan kişiler için özel bir yasa çıkarılması gerektiğini söyledik. Bu özel yasa, Kürt sorununu çözme yolunu da açacaktır. Ayrıca, Kürt sorununun çözülmesi için anayasanın değiştirilmesi gerekir.

Yeni bir anayasa yapılması gerekir. Bunun için de Kürtlerin hakları, Kürtlerin kendi dilleriyle eğitim görme hakları, o anayasada, temel anayasada yer almalıdır. Ayrıca, devlet şimdiye kadar Kürt dilini yasaklamıştır, devlet Kürt diline barışçıl yaklaşmalıdır.

Kürt dili kurumlarda yasaklanmaktadır, örneğin birkaç gün önce komisyonda bir Barış Annesi Kürtçe konuştu, Meclis yönetmeliği gereği konuşması kesildi ve Türkçe konuşması gerektiği söylendi. Ben de dedim ki, Kürt sorunu özünde budur. Devletin Kürtçe'yi kabul etmesi ve Kürtçe'yi kurumlarında da kullanması gerekir. Kürtçe'nin de anayasada ve eğitimde yer alması gerekir.

Ayrıca, 1921 Anayasası'nda bölge belediyeleri kendilerini kendi oylarıyla, kendi iradeleriyle yönetiyorlardı. Şimdi ise belediyecilik konusunda merkezi bir politika var ve bazı şeyler belediyelerin elinde değil, merkezi iktidar tarafından yapılıyor. Bunun da yanlış olduğunu söyledik. Kürtlerin bölgelerinde, belediyelerinde merkezi olmayan bir sistem kurulmalı ve Kürtler o düzende, o bölgede yeni belediyecilik yol ve yöntemleriyle hem kendilerini yönetmeli, hem de Kürtçe eğitim dili olmalı ve Kürtler kendilerini dışarıda da ifade etmelidirler.

Ayrıca, tutuklular, Avrupa'da olanlar ve Selahattin Demirtaş gibi siyasetçiler, bunların da hızla serbest bırakılması gerektiğini söyledik. Hasta olan ve hapiste bulunanlar da hızla serbest bırakılmalıdır. Bekir Kaya, Demirtaş, Figen Yüksekdağ gibi kişiler… Önerilerimizin bazıları bu çerçevede idi. Bu konuda özel bir yasa çıkarılması gerekir.

Silah bırakan kişiler, PKK yönetiminde olanlar, PKK üyesi olanlar, PKK militanı olanlar, PKK davasından tutuklananlar, hapishanede olanlar için yasa hazırlanmalı ve bu yasayla bunlar yaşama katılmalı, siyasete katılmalıdırlar, sadece bu kişiler için yeni bir yasa, özel bir yasa çıkması ve bu kişilerin siyasette, toplumda yaşaması gerekir.

Rûdaw: Bu talepler üzerinde sizinle diğer barolar arasında da bir fikir birliği var mıydı? Onların tutumu nasıldı?

Abdulkadir Güleç: Hayır, fikir birliği yoktu ve sadece bölgemizin baroları bir miktar benim önerdiğim bu şeylere yakındı ve onlar da bu önerileri yaptı. Ama diğer baroları ve Türkiye Barolar Birliği ve başkanı bu şeyleri gündeme getirmediler. Onlar daha çok hukuk, insan hakları konusu üzerinde durdular.

Rûdaw: Toplantıda Kürtçe konusunda özel bir talebiniz vardı. Devlet kurumlarının Kürtçe ile uyumlu hale getirilmesi gerektiğini söylediniz. Bu sürecin sonunda Kürtçe'nin Türkiye'de bir statüye ulaşacağını öngörüyor musunuz? Meclis Başkanı'nın ve komisyon üyelerinin Kürtçe konusundaki tutumu nasıldı?

Abdulkadir Güleç: Doğru. Toplantıda Kürtçe konusunda konuştuk. Toplantı başkanı yani Meclis Başkanı, konuşmamıza hiç müdahale etmedi ve söylediğimiz bu şeyler tutanaklara da kaydedildi. Ayrıca Diyarbakır Barosu'nun Kürt sorunu için yaklaşık sekiz sayfalık bir çalışması vardı. Bunu da sunduk, hiç itiraz göstermediler, sadece dinlediler ve ayrıca fotoğraf çekildi. Konuşmamızın kaydı alındı ama hiç itiraz edilmedi.

Toplantı sonrası da dediler ki önerilerinizi yazılı olarak da bize gönderin, o önerileri gözden geçirelim. Öngörüm yok ama şu inançtayım, Kürtçe eğitim dili olmadıkça asimilasyon devam edecek ve Kürtçe tehlike altında. Bu yüzden Kürt sorununun çözülmesi için öncelikle Kürtçe'nin eğitim dili olması gerekir. Ayrıca resmi kurumlarda Kürtlerin kendi dilleriyle hizmet almaları gerekir, bu Kürt sorununun (çözümü) için temeldir.

Rûdaw: Komisyonun çalışmalarını nasıl görüyorsunuz? Özellikle sürecin yavaş ilerlediği yönünde eleştiriler var ve Kürt kamuoyu da biraz tereddütlü ve endişeli, artık somut adımlar görmek istiyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Abdulkadir Güleç: Tereddüt normal bir şey, henüz bir şey gözükmüyor, adım atılmamış. Bu yüzden şüpheli yaklaştılar, bu da öyle. Yani normal bir şey ve anormalliği yok. Ama sadece biz değil, tüm hukukçular, gazeteciler, akademisyenler, siyasetçiler, aydınlar, bu süreci iyi takip etmeli ve Kürt sorununun çözülmesi için önerilerini sunmalı, demokratik bir Türkiye için, Türkiye'de yaşayan insanlar için hak, adalet ve eşitlik içinde yaşamaları için mücadelelerini sürdürmelidirler.

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli