TÜRKİYE BASIN ÖZETİ – 28 Kasım Salı

28-11-2017
RÛDAW
Etiketler TÜRKİYE BASIN ÖZETİ – 28 Kasım Salı
A+ A-
Yeni Şafak: Talimatı kimden aldın

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, ABD’deki 17-25 Aralık kumpası olan Reza Zarrab davasıyla aynı anda harekete geçti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a iftiralara başladı. Bu paralellik “Birileri Kılıçdaroğlu'na talimat verdi" şüphesini öne çıkardı. CHP lideri daha önce de ABD ve Almanya’da başlayan Türkiye ve Erdoğan karşıtı kampanyaların sözcülüğünü yapmıştı.

Türkiye’ye Reza Zarrab üzerinden kurulan kumpasa karşı milli bir duruş sergilemeyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, davanın başlamasıyla birlikte Türkiye ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan aleyhinde açıklamalar yapmaya başladı. Kılıçdaroğlu’nun yurt dışı banka hesabı iddialarıyla suyu bulundurmaya çalışması akıllara “ABD’den talimat mı geldi” sorusunu getirdi.

Önceki genel başkan Deniz Baykal’a 2010’da kaset kumpası kurulmadan iki yıl önce ismi, ABD derin devletinin raporlarına CHP’nin yeni genel başkanı olarak giren Kılıçdaroğlu, Zarrab davası ile paralel açıklamalar yapmaya başladı.

Star: Sarraf şantaja teslim

ABD’nin cezaevinde rehin tuttuğu Rıza Sarraf, tehdit ve baskıya boyun eğdi. Türkiye ekonomisine operasyon için FETÖ kaynaklı sahte delillerle kurgulanan kumpas davasında Sarraf sanıklar listesinden çıkarıldı.

Türkiyeyi ekonomisine operasyon çekilmek amacıyla ABD’de FETÖ’nün servis ettiği sahte bilgi ve belgelerle hazırlanan kumpas davasında yeni bir gelişme yaşandı. Davanın görüleceği mahkeme dün jüri seçimi yaptı. Duruşmaya eski Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla, takım elbise ile katıldı. Kumpas davasına bakan Yargıç Richard Berman, jüri seçimi sırasında adaylara bilgi verirken tek sanığın Atilla olduğunu belirterek, jüri adaylarına “Sizin jürilik yapacağınız davada bir tek Mehmet Hakan Atilla yargılanacaktır” dedi. Daha önce “ABD Sarraf’a karşı” olan davanın adı da “ABD Atilla’ya karşı” olarak değiştirildi.

Berman’ın jüri adaylarını tek tek ayağa kaldırarak, Mehmet Hakan Atilla, avukatı veya savcılıktan herhangi birini tanıyıp tanımadıklarını sorması dikkat çekti. Davaya seçilecek jüri üyelerinin ad ve soyadları gizli tutulurken adaylar numaralarla tanımlandı. Daha önce FETÖ’nün düzenlediği konferansa katıldığı tespit edilen yargıcın bu açıklaması 6 ayrı uydurma suçtan 95 yıl hapsi istenen ve cezaevinde bıçaklı saldırıya uğrayan Reza Sarraf’ın tehdit ve şantaja boyun eğdiği ihtimalini güçlendirdi. Türkiye ekonomisine operasyon yapılmak amacıyla hazırlanan kumpas davasında Sarraf’ın Türkiye’ye iftira atması karşılığında hakkındaki suçlamaların kaldırılacağı daha önce iddia edilmişti. Davanın gelecek hafta görülmeye başlanacağı açıklandı.

Akşam: Skandalda ikinci perde

ABD’nin 14 Kasım’da Rakka’dan kamyonlarla kaçırdığı DEAŞ’lı teröristlerin biyometrik verilerini söz verdiği halde Türkiye ile paylaşmadığı ortaya çıktı.

Reuters haber ajansı, Suriye’nin Rakka kentinde terör örgütü YPG’nin DEAŞ’tan ele geçirdiği Rakka’dan kamyonlarla v e silahlarıyla birlikte kaçırılan 250 DEAŞ’lı ve ailesinin biyometrik verilerinin alındığını yazdı. ABD’nin terör örgütü ile yaptığı kirli anlaşma gündeme bomba gibi düşmüş ve Ankara’nın da sert tepkisiyle karşılaşmıştı. 14 Kasım’da BBC’nin ortaya çıkardığı terörist örgütler arası anlaşmadan sonra ABD’nin YPG aracılığıyla aldığı retina ve parmak izi gibi bilgileri söz vermesine rağmen Türk yetkililerle hâlâ paylaşmamayı sürdürdüğü anlaşıldı.

Reuters’a konuşan iki üst düzey Türk güvenlik yetkili böyle bir veri görmediklerini söylerken, “Eğer ABD ya da koalisyonun DEAŞ’lılarla ilgili verileri varsa ve bunu bizimle paylaşmıyorlarsa terörizmle birlikte nasıl mücadele edeceğiz” ifadesini kullandı. ABD daha önce teröre karşı ortak mücadele kapsamında bilgi paylaşımı yapılacağına söz vermişti.

Cumhuriyet: ‘Bu bir işkence’

KHK ile atıldığı işine geri dönebilmek için 265 gündür açlık grevinde olan Nuriye Gülmen ile Semih Özakça’nın yargılandığı davanın 5. duruşması, Ankara’da görüldü. Savcı, delillerin toplandığını, kaçma ihtimali olmadığını belirterek tutuklu Gülmen’in bırakılmasını istedi. Ancak heyet, “kuvvetli suç şüphesi var” diyerek tahliye kararı vermedi. Duruşma, 1 Aralık’a ertelendi. Duruşmaya SEGBİS’le bağlanan Gülmen, hastanede yaşadıklarını işkence olarak nitelendirdi. OHAL Komisyonu’nun bu hafta karar vermesini beklediklerini söyleyen Gülmen, “Görevime iade edilirsem bu koşullarda tedavi olmak istemiyorum” dedi.

İşine geri dönebilmek için açlık grevi yaparken tutuklanan akademisyen Nuriye Gülmen ile ev hapsindeki Semih Özakça ile tutuksuz Acun Karadağ’ın yargılandığı davada Gülmen’e tahliye çıkmadı.

Davanın 5. duruşmasında Cumhuriyet savcısının duruşma başında Gülmen’in “deliller toplandı, kaçma şüphesi yok” gerekçesiyle tahliyesini talep etti. Ancak karar için yaklaşık 2 saat ara veren mahkeme, Numune Hastanesi’ndeki koşulları “işkence” olarak niteleyen Nuriye Gülmen’in tahliye talebini “Kuvvetli suç şüphesi ve kanunda öngörülen ceza miktarı” gerekçesiyle reddetti ve duruşmayı 1 Aralık’a erteledi.

Birgün: Diyanet'ten boş ol fetvası

AKP döneminde etkinliğini artıran ve toplumun hemen her alanında dini referanslı uygulamalara imza atan Diyanet İşleri Başkanlığı, “boşanma” ile ilgili sorulan soruya skandal bir yanıt verdi. Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu’nun internet sitesinde yer alan “Fetva Usulü” bölümüne yöneltilen, “Boşarım demekle boşanma meydana gelir mi?” sorusuna, “Boşama, kişinin eşine söylediği, ‘Boşsun’ gibi boşama iradesini ortaya koyan ifadelerle ya da mahkemenin kararıyla gerçekleşir” yanıtının verildiği ortaya çıktı.

“Babanın öz kızına duyduğu şehvet, karısıyla olan nikahını düşürür mü?” sorusunu, “Kalın elbiselerden tutarak ya da vücuduna bakıp düşünerek, şehvet duymak, bu tür bir haramlık oluşturmaz. Ayrıca kızın, 9 yaşından büyük olması gerekir” şeklinde yanıtlayan Diyanet, bu kez de boşanma konusunda sorulan soruya skandal bir yanıt verdi.

Diyanet’e bağlı Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığı’nın internet sitesindeki “Fetva Usulü” bölümünün “Aile Hayatı-Boşanma” kısmına yöneltilen, “Boşarım demekle boşanma olur mu?” sorusuna verilen yanıtın ilk kısmında, boşanmanın, ‘yetkili kişi veya kurumun kesin kararı’yla gerçekleşeceği belirtildi. Yanıtın devamında ise şu çarpıcı ifadeler kullanıldı:



Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli