TÜRKİYE BASIN ÖZETİ – 28 Aralık Çarşamba

28-12-2016
RÛDAW
Etiketler TÜRKİYE BASIN ÖZETİ
A+ A-

Sabah: Çıktığımız yoldan geri dönmeyeceğiz

 

Fırat Kalkanı Harekâtı’nın uluslararası koalisyon destek vermese de devam edeceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan: Çıkılan bu yoldan geri dönmemiz mümkün değil

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dün Gine Cumhurbaşkanı Alpha Conde'yi ağırladı. Erdoğan, Conde ile düzenlediği ortak basın toplantısında özetle şöyle dedi:

 

DEAŞ terör örgütünü biz El Bab'da şu anda dört bir taraftan kuşatmış vaziyetteyiz. Koalisyon güçleri verdikleri sözü maalesef tutmuyorlar. Verilen söz farklıydı ama şu anda farklı konumdalar. Öyle olsa da olmasa da biz şu anda yolumuza kararlı şekilde devam ediyoruz, devam edeceğiz. Çıkılan bu yoldan geri dönmemiz mümkün değil. Stratejinin gerekleri yapılır, tüm taktikler de değerlendirilir, ona göre adımlar atılır. Koalisyon güçleri ne diyordu? DEAŞ terör örgütüne karşı tüm mücadelemizi sonuna kadar vereceğiz diyorlardı. Hatta bizi de DEAŞ'a destek vermekle suçluyorlardı. Şimdi hepsi ortadan kayboldu.

 

Yeni Şafak: Yargılanıyorlar

 

FETÖ’nün darbe girişimine ilişkin İstanbul’daki ilk dava başladı. Darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı korumak üzere Huber Köşkü’ne gitmeleri yönündeki talimata uymayan 25’i tutuklu 29 polis hakim karşısına çıktı. Sanıklar, hedef aldıkları kişileri yargılamayı planladıkları Silivri’deki salonda hesap veriyor.

 

Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin İstanbul'daki ilk dava dün başladı. 15 Temmuz'dan önce, kendilerinden olmayan herkesi “Yargılanacaksınız" diye tehdit eden ve bunun için Silivri'de salon yaptıran FETÖ'cüler, hazırladıkları salonda hakim karşısına çıktı. Tarihi dava, FETÖ'cülerin Silivri'de yargılandığı ilk dava oldu. 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı korumak üzere Tarabya'daki Huber Köşküne gitmeleri yönündeki talimata uymayan 25'i tutuklu 29 sanık polis, hesap veriyor.

 

Hürriyet: Koalisyon DAEŞ'ı destekliyor

 

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, El Bab Operasyonu konusunda, “Çıkılan bu yoldan geri dönmemiz mümkün değil. Öyle veya böyle şu anda biz kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz. Şehitlerimiz var, canımız acıyor ama geri dönemeyiz artık” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gine Cumhurbaşkanı Alpha Conde ile görüşmelerin ardından düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi:

 

“DEAŞ terör örgütünü biz El Bab’da şu anda dört bir taraftan kuşatmış vaziyetteyiz. Koalisyon güçleri şu anda verdikleri sözü maalesef tutmuyorlar. Verilen söz farklıydı ama şu anda farklı konumdalar. Öyle olsa da olmasa da biz şu anda yolumuza kararlı şekilde devam ediyoruz, devam edeceğiz. Çıkılan bu yoldan geri dönmemiz mümkün değil. Rakka’dan geliyormuş, gelmiyormuş arkadaşlar bütün bu olayların hepsi bir stratejidir. Unutmayın stratejinin içinde taktikleri vardır. Stratejinin gerekleri yapılır, tüm taktikler de değerlendirilir, ona göre adımlar atılır. Koalisyon güçleri ne diyorlardı, başından söyledikleri şuydu: ‘DEAŞ terör örgütüne karşı tüm mücadelemizi sonuna kadar vereceğiz’ diyorlardı. Hatta bizi de DEAŞ’a destek vermekle suçluyorlardı. Şimdi hepsi ortadan kayboldu. Tam aksine terör örgütüne DEAŞ dahil olmak üzere YPG-PYD bunlara destek veriyorlar. Çok açık net ortada. Hepsinin tescilli olarak bütün resimle, fotoğraflarıyla video kayıtlarıyla elimizde belgeleri var.

 

Star: Şok suikast

 

Rusya 10 günde beşinci şoku yaşadı. Moskova’yı sarsan kaza ve suikastların ardından ‘Kremlin’in kara kutusu’ denilen iş adamı Oleg Erovinkin arabasında ölü bulundu.

 

Suikast, cinayet ve tuhaf kazalar Rusya’nın peşini bırakmıyor. Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov’un FETÖ’nün suikastına kurban gitmesi, Dışişleri’nde çalışan diplomat Petri Polşikov’un evinde ölü bulunması, önemli operasyonlara şahitlik ettiği düşünülen NATO Denetçisi Yves Chandelon’un başından vurulması ve Kızıl Ordu Korosu’nu taşıyan uçağın Karadeniz’e düşmesinin ardından şimdi de Rus enerji devi Rosneft’in ikinci adamı hayatını kaybetti. Şirketin başkanı İgor Seçin’in sağ kolu olan Oleg Erovinkin’in cansız bedeni arabasında bulundu. Eski Rus istihbarat generali olan Erovinkin, ‘Kremlin sırlarının koruyucusu’ olarak biliniyordu.

 

Akşam: İhanet 900 sayfaya sığmadı

 

15 Temmuz’dan sonra TBMM’de oluşturulan darbe komisyonu çalışmalarını tamamlayarak taslak rapor çıkardı. Bin sayfalık raporda küresel bir tehdit olan FETÖ’nün tüm hainlikleri tek tek anlatıldı.

 

TBMM’de FETÖ Darbe Girişimi’ni Araştırma Komisyonu, yüzlerce kişiyi dinledi, ihanet girişiminde şehitlerin verildiği direniş noktalarına inceledi ve taslak raporunu tamamladı. Raporda öne çıkan tespitler, küresel bir tehdit noktasına gelen ve 15 Temmuz’da darbe girişiminde bulunan kanlı terör örgütünün anatomisini de ortaya koydu. Yaklaşık bin sayfalık taslak raporda dikkat çeken başlıklar özetle şöyle:

 

FETÖ’nün, Devletin PKK ile mücadelesinde, Hükümeti zor durumda bırakmak ve planladıkları darbe girişimine zemin hazırlamak için TSK ve Emniyet teşkilatı içindeki yandaşları vasıtasıyla "yapılması gerekenleri yapmayıp ya da yapılmaması gerekenleri yapmak" şeklindeki icraatları ile sekteye uğratmaya çalıştığı şüphesi oluşmuştur. HattaFETÖ elemanlarınca bazı devletin istihbarat elemanlarının PKK'ya sızdırıldığı ve bu elemanların PKK tarafından infaz edildiği basın yayın organlarında yer almıştır.

 

Cumhuriyet: Hukuksuzluk AYM’ye taşındı

 

Gazetemiz avukatları Silivri’de tutuklu bulunan 10 yazar ve yöneticimiz adına Anayasa Mahkemesi’ne başvuruda bulundu.

 

FETÖ üyeliği davası sanığı savcı Murat İnam’ın yürüttüğü soruşturma kapsamında Silivri Cezaevi’nde tutulan yazar ve yöneticilerimiz adına Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunuldu. Ayrı ayrı yapılan başvurularda tutuklama kararıyla “kişi güvenliği ve özgürlüğü”, “düşünce ve basın özgürlüğü” ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 18. maddesinde düzenlenen “sınırlamaların amaç dışı kullanılamaması” haklarının ihlal edildiğine dikkat çekildi.

 

Başvurularda ileri sürülen savlardan ilki, tutuklama kararında kuvvetli suç şüphesini gösteren belirtilerin olmaması. Anayasa Mahkemesi, bu yıl başında verdiği “Erdem Gül- Can Dündar kararı”nda, bir kişinin suç işlediği hususunda “kuvvetli belirti” bulunmasını tutuklamanın olmazsa olmaz unsuru olarak belirtmişti. Yazar ve yöneticilerimiz adına yapılan başvurularda, şüphenin varlığını kanıtlayıcı hiçbir açıklama olmadığının altı çizildi. Bilindiği gibi yazar ve yöneticilerimiz için verilen tutuklama kararında, tek tek gerekçe yazılmamış, toplu bir gerekçe yazılmıştı. Başvurularda, tutuklama kararındaki kuvvetli suç şüphesinin varlığına ilişkin yazılan bu toplu gerekçenin ve dayanaklarının hukuk ve mantık sınırlarının ötesinde olduğu vurgulandı.

 

 

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli