Erdoğan’dan Kılıçdaroğlu’nun ‘ihale’ iddialarına ilk yanıt

Haber Merkezi – Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun 6 milyar TL'lik ihale iddialarına, ''Altında benim imzam olduğunu gösteriyor. Ben ihalelere imza atmam Bay Kemal, yalancılığını ispat ettin” sözleri ile yanıt verdi.

Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Trabzon’da yapımı tamamlanan bazı projelerin toplu açılış törenine katılarak konuşma yaptı.

Kentte yapılan projeler hakkındabilgi veren Erdoğan, Türkiye'yi 20 yılda Cumhuriyet tarihinde yapılanların 5 katı, 10 katı esere kavuşturduklarını söyledi.

Konuşmasının bir bölümünde muhalefeti eleştiren Erdoığan, "Birileri ülkeye ve millete hizmet makamlarını kendi siyasi ajandalarının basamağı olarak görebilir. CHP'nin başındaki zat da kurduğu ittifakla etrafına topladığı, kifayetsiz muhterislerle meseleye böyle bakıyor. CHP, terör örgütü ile yan yana. PKK bir terör örgütü, onun Meclisteki uzantısı da, malum. Bunlarla el ele, kol kola dolaşanlara benim milletim yürü der mi?” dedi.

“Nerede namus, nerede şeref?”

Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Şimdi Gabar'da, Cudi'de, Tendürek'te, Bestler Deresi'nde artık teröristler var mı? Hepsinin inlerine girdik mi, duman ettik mi? İnşallah tek bir terörist kalmayıncaya kadar, bu yola devam edeceğiz. Bu uğurda bölücü terör örgütünün siyasi uzantısı olan partiyi dahi ülkenin yönetimine ortak etme hevesine kapıldılar. Belediyelerinde bunu zaten yaptılar, en kritik yerleri PKK'sından, FETÖ'süne kadar terör örgütleri ile irtibatlı kişilere altın tepside maalesef belediye makamında iş verdiler. 44 bin işçiyi belediyeden atıp, onların yerine maalesef teröristleri doldurdular. Hatırlarsanız, bunlar seçimden önce kimseyle oynamayacakları üzerine namus, şeref, haysiyet sözü vermişlerdi. Bay Kemal sen bu sözü verdin. Nerede namus, nerede şeref? Seçimden sonra ipleri ellerine alınca yaptıkları ilk iş ise liyakatine, gayretine, emeğine bakmaksızın kendilerinden görmedikleri herkesi kapı önüne koymak oldu. Ülkelerini her fırsatta bunlar yabancılara şikayet etmediler mi? Siyasi ikballerini de yabancılardan alacakları desteğe bağlamadılar mı? Allah göstermesin, yarın ülkenin başına geçseler yine aynısını yapacaklar ve bunlar Batı'dan talimat alacaklar. Çünkü bunların ülkeye ve şehirlere hizmet etmek gibi bir dertleri yok, çünkü bunların sadece sözleri değil, hayatları da yalan.”

Cumhurbaşkanına hakaret ettiği iddiasıyla tutuklanan gazeteci Sedef Kabaş’tan örnek veren Erdoğan, “İşte bir tanesi vardı ya, bir kadın televizyonda çıkıyordu, ne diyordu? 'Büyük yalan söyleyeceksin, en büyük yalanı söyleyeceksin.' Bunları dediler mi. Sonra ne oldu? Yargı aldı, tutukladı ve şimdi cezaevinde. Kime çalışıyordu bunlar? CHP'ye, Bay Kemal'e çalışıyordu. Bay Kemal de yalanı zaten bunlardan öğrendi. Çok iyi yalan söyler. Büyük yalan söyler ve bunlarla da bir şeyler yapmaya çalışır” diye konuştu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun kendisine yönelik iddiasına değinen Erdoğan, şöyle devam etti:

“Şimdi geçen akşam çıkmış, benim televizyon programı var saat 22.00'de. Aynı saatte o da kendi özelinden açıklama yapıyor. Bu açıklamayı yaparken yine bir yalan... İhale yapmışız, bu ihalede de '5'li çete' diyor müteahhit firmalara ve bu firmalara bizim burayı üç kat fazlasına bir rakamla verdiğimizi... Bir kağıt gösteriyor, altında güya benim imzam var. Ben ihalelere imza atmam Bay Kemal, yalancılığını ispat ettin. Ulaştırma ve Altyapı Bakanım Adil Bey'e dedim ki 'Yarın akşam çık, buna şöyle bir dersini ver'. Adil Bey ertesi akşam televizyonda buna güzel bir ders verdi çünkü adamın hayatı yalan. Yalancının mumu yatsıya kadar yanar. Bunun ki yatsıyı bile bulmadı. Çünkü Adil Bey işini biliyordu. Ama Bay Kemal'in işini bilmek diye bir durumu yoktu, cambaz. Yalan, hayatı yalan. Ben de diyorum ki artık benim hemşerilerim, benim milletim bu adamın yalanlarına prim vermeyecek. Türkiye için yazılan senaryolarda, kendilerine verilen rolü oynamak ve bunun karşılığında elde ettikleri imkanları tepe tepe kullanmak dışında bir dertleri, bir davaları, bir hedefleri de yok. Eğer böyle olmasaydı ellerine tutuşturulan her kağıt parçasını sonuçta rezil, kepaze olacaklarını bile bile kameralar önünde sallamazlardı ama bunlar sallıyor. Eğer böyle olmasaydı, yalan olduğu defalarca ifade edilmiş, ispatlanmış iftiraları sürekli tekrarlayıp durmazlardı. Açtığım davaların hepsini kazanıyorum çünkü yalancı. Eğer böyle olmasaydı, her fırsatta yüzlerine karşı en ağır hakaretleri edenleri zoraki baş tacı etmezlerdi. Türkiye siyasetinde şu anda CHP Genel Başkanı'nın ve yöneticilerinin sergilediği omurgasızlığın bir başka örneğini bulamazsınız."

“Ülkeyi her alanda geliştirdiklerini, büyüttüklerini ve ileriye taşıdıklarını” belirten Erdoğan, "sadece muhalefetin kalitesini ve kalibresini yükseltemediklerini" söyledi.

Urfa belediyesi tartışması

Kılıçdaroğlu’nun “Şanlıurfa Belediyesini önümüzdeki seçimde bize verin, biz elektriği bedava vereceğiz” sözlerini ilişkin de konuşan Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:

"Onlar çok daha ileri projeler teklif etmeliydi. Ama bakıyorsunuz daha bizim inşa ettiğimiz şehir hastanelerinin yolunu bile yapmaktan acizler. Mesela biz ülkemizin dört bir yanını bölünmüş yollarla metrolarla oto yollarla hızlı tren hatlarıyla hava limanlarıyla donattık. Onlar Şanlıurfa'ya gidiyor diyor ki 'Şanlıurfa Belediyesini önümüzdeki seçimde bize verin, biz elektriği bedava vereceğiz.' Ben de diyorum ki Bay Kemal, Muğla Belediyesi sende, hadi ver bakalım Muğlalı çiftçimize elektriği bedava. Aydın Belediyesi sende, Aydınlı çiftçimize hadi ücretsiz olarak elektriği ver. Antalya sende, hadi ver bakalım ücretsiz. Yalan söyleme, dürüst ol dürüst. Senin elini tutan mı var? Bir defa elektriğin kaynağı nerede, şartel nerede? Merkezi yönetimde, bizde. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı nerede? Bizde. Adam bunu dahi bilmiyor, bu denli cahil. Hayata geçirdiğimiz projelerin finansman modelini bile kavrayamadıkları için aradan geçen bunca yıla rağmen hala tamamlanan yatırımların hikmetini çözmekten acizler. Bize diyor ki 'Bu şehir hastanelerinin parasını nereden buluyorsunuz?' Ey zavallı, biz diyoruz ki yap-işlet-devretle bunları yaptık. Dolayısıyla biz bunları alternatif yatırım modelleri olarak yaptık ve şu anda hala yapmaya devam ediyoruz."

"Sebebi belli dalgalanmaları krize dönüştürmek için var güçleriyle çalışıyorlar"

Erdoğan, Türkiye'nin enerji ihtiyacının karşılanmasında yerli ve yenilenebilir kaynakların oranını sürekli yükselttiklerini belirterek, "Onlar ise çok daha verimli ve ekonomik yöntemleri gündeme getirmeliydi. 'Biz şunu şöyle yaparız' demeliydi. Ama bakıyorsunuz ya mevcut barajları ve tesisleri engellemenin ya da akıl, mantık işi olmayan birçok adımla hesaba, kitaba gelmeyen üfürüklerle milleti kandırmanın peşindeler" diye konuştu.

Türkiye'nin sanayisini üretim ve ihracat gücüyle dünyanın önde gelen alternatiflerinden biri haline getirdiklerini anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Onlar ise çok daha fazlasını hedeflemeliydi. Ama bakıyorsunuz, bırakın yapılanları takdir etmeyi ülkenin başarılarına kulp takmak, sebebi belli dalgalanmaları krize dönüştürmek için var güçleriyle çalışıyorlar. Allah epeyce bir zamandır ülkeyi ve milleti bunların eline bırakmadı. İnşallah bundan sonra da bırakmayacak. Biliyorsunuz biz 10 yıl önce milletimize 2023 hedeflerimizi açıkladık. Bugüne kadar da bu hedeflerin kılavuzluğunda ülkemize nice büyük eserleri, hizmetleri kazandırdık. Bununla kalmadık, bizden sonraki nesillere miras bırakmak üzere 2053 vizyonunu gündeme getirdik. Hatta yeşil kalkınma devrimi başta olmak üzere bu vizyonun ilk hedeflerini de oluşturmaya başladık."

Alandakilere, "Bugüne kadar siz CHP'den veya diğer muhalefet partilerinin herhangi birinden ülkenin gelişmesi, milletin refahının artması, gençlerimizin geleceğine güvenli bakabilmesi yönünde herhangi bir vizyon, hedef, proje duydunuz mu?" diye soran Erdoğan, "Hayır" yanıtı üzerine, şunları söyledi:

"Duyamazsınız, çünkü böyle bir dertleri yok. Çünkü onlara biçilen misyon bu değil. Tutturdular Z kuşağı, Y kuşağı. Biz de diyoruz ki Teknofest kuşağı. Bizim Sürmeneli uşaklar İHA'yı, SİHA'yı, Bayraktar'ı yaptı mı? Bir de bunu konuş. Bunu konuşmaz. Niye? Sürmeneli yaptı. Onlara biçilen misyon, Türkiye'nin 2023'ünü engellemeleri, 2053 vizyonunu unutturmalarıdır. Acı ama karşımızdaki gerçek budur. İşte bunun için hep birlikte 2023'e kadar çok çalışmalıyız."