TÜRKİYE BASIN ÖZETİ – 30 Temmuz Cumartesi
Sabah: DEMOKRASİNİN DEĞİL DARBECİNİN YANINDA
Cumhurbaşkanı Erdoğan FETÖ’cüler için “ABD ordusunun yakın müttefikleri” diyen ABD’li general Votel’a sert çıktı: Sen kimsin? Haddini bileceksin, kendini bileceksin. Zaten darbeci senin ülkende, siz besliyorsunuz
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 15 Temmuz darbe girişiminde hainlerin hava saldırısına hedef olan Gölbaşı'ndaki Polis Özel Harekât Daire Başkanlığı yerleşkesine gitti. Cuma namazını Şehitler Camisi'nde kılan Erdoğan, polislere şöyle seslendi:
Bu hainler, 50 kardeşimizin şehit olmasına vesile oldular. Onlar ihanetleriyle anılacaklar. Şehitlerimiz hiç unutulmayacak.
Dünya bu demokrasi nöbetini tutanları sadece izliyor. Söyledikleri sadece "Geçmiş olsun." Arkasından "Ama gelecek için endişe duyuyoruz." İşte bir tanesi Amerika'da aynı zamanda önemli bir makamda olan general kalkıyor, "İrtibat halinde, görüşme halinde olduğumuz üst düzey komuta kademesinde olanlardan içeri alınanların olduğunu görüyorum, duyuyorum." İnsan biraz sıkılır. Bunun kararını vermek senin haddine mi? Sen kimsin? Haddini bileceksin, kendini bileceksin.
Yeni Şafak: HADDİNİ BİL
Cumhurbaşkanı Erdoğan, darbecilere sahip çıkan ABD’li generale sert çıktı. Gölbaşı’ndaki Polis Özel Harekat Merkezi’ni ziyaretinde konuşan Erdoğan, “Sen kimsin? Bir defa haddini bileceksin, kendini bileceksin” dedi. Darbecilerin yanında yer alan generale şöyle seslendi: “Zaten darbeci senin ülkende. Darbeciyi senin ülkende besliyorsunuz. Benim milletimi asla inandıramazsınız.”
FETÖ'nün darbe girişimi sırasında bombalanan Gölbaşı'ndaki Polis Özel Harekat Daire Başkanlığı yerleşkesi içindeki camide cuma namazını kıldı. Ardından çatışmanın yaşandığı yerde, yetkililerden bilgi alan Erdoğan ardından emniyet personeline hitap ederek, şunları söyledi: Sizlerin milletimle beraber müşterek duruşu bir hain grubun saldırılarını püskürttü. 50 kardeşimizin şehit olmasına vesile oldular. Ama onlar ihanetleriyle anılacaklar, şehitlerimiz hiç unutulmayacak. Onlar bu vatanı vatan yapanlar olarak anılacaklar.
İşte bir tanesi ne yazık ki Amerika'da aynı zamanda önemli bir makamda olan general veya amiral kalkıyor, 'irtibat halinde olduğumuz, görüşme halinde olduğumuz üst düzey komuta kademesinde olanlardan içeri alınanların olduğunu görüyorum, duyuyorum' diyor. İnsan biraz sıkılır ya, insan biraz sıkılır. Bunun kararını vermek senin haddine mi? Sen kimsin? Bir defa haddini bileceksin, kendini bileceksin.
Hürriyet: BATI’DAN İLK SES
İngiltere Büyükelçisi Richard Moore, 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili olarak Hürriyet’e yaptığı açıklamada, “Hükümetin bu darbe girişiminde Gülencilerin yer aldığına ilişkin açıklamalarını kabul etmekte bir zorluk yaşamıyorum” diye konuştu.
İNGİLTERE’nin Ankara Büyükelçisi Richard Moore, Türk halkının sokaklara çıkarak 15 Temmuz darbe girişimini önlemesini ve ardından tüm siyasi partilerin biraraya gelerek sivil iradeye sahip çıkmasını, “Türk demokrasisi rüştünü ispat etmiştir” sözleriyle değerlendirdi. “Hükümetin bu darbe girişiminde Gülencilerin yer aldığına ilişkin açıklamalarını kabul etmekte bir zorluk yaşamıyorum” diyen Moore, Gülen örgütünün İngiltere’deki faaliyetleri konusunda delile dayalı bilgilerin sağlanması durumunda tereddüt etmeden işbirliği yapacaklarını kaydetti. Richard Moore, Hürriyet’in sorularını şöyle yanıtladı:
Kırılma noktası sizce neydi o gece?
Bende o gece büyük etki bırakan olay -ki bütün gecenin kilit anıydı- Cumhurbaşkanı’nın iPhone aracılığıyla CNN Türk ile o röportajı gerçekleştirebilmesiydi. Dönüm noktası buydu. Sonradan yaşanan gelişmeler de dönüm noktasının bu röportaj olduğunu gösterdi. Çünkü darbe girişimi, Cumhurbaşkanı’nın çağrısı üzerine insanların sokaklara çıkmasıyla sona erdi. Benim için bu Türk demokrasisinin rüştünü ispat ettiğinin göstergesiydi. Aynı zamanda dört partinin darbe girişimini kınamak için bir araya gelmesi de Türk demokrasisi adına önemli bir şey söyledi. Ve tabii cesaretle sokağa çıkan, birçok can kaybı veren halk. Bütün bunlar son yıllarda kutuplaşma, hükümet - muhalefet arasındaki ciddi tartışma ve çeşitli zorluklar yaşayan bu ülkenin belli bir olgunluk düzeyine ulaştığını gösteriyor. Bence bu olaydan çıkan en büyük umut kaynağı da bu.
Birgün: SORULARI ÇALANLARI KORUDUNUZ
2010 ve 2012 KPSS’de ‘sızıntı sorular’ fark edilince her kesimden tepki yükseldi. Dönemin Başbakanı Erdoğan, “KPSS son derece başarılı temiz, sorunsuz....” açıklaması yaptı. Sokağa çıkanlara da gaz sıkılmıştı. İttifak bitince onlarca sınav incelemeye alındı
Fethullah Gülen Cemaati’nin devlete sızma yöntemlerinden biri sınavlar. Ordudan, yargıya ve emniyetten, eğitime 10 binlerce kişinin devlete nasıl sızdığı 15 Temmuz Darbe Girişimi ardından tekrar gündeme geldi. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ın yaveri Yarbay Levent Türkkan’ın “1989 yılında Işıklar Askeri Lisesi’nin sınavlarına girdim. Bana sınav olmadan önceki gece yarısı getirip soruları verdiler” itirafı gözleri yıllardır yapılan sınavlara çevirdi. Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi’nin yaptığı sınavların tamamı bu itiraf sonrası tamamıyla şaibeli hale geldi.
Cumhuriyet: TEK ADAMA GEÇİT YOK
‘Darbe girişimi 17-25 Aralık’ı örtmek için gerekçe olamaz’ diyen Kılıçdaroğlu, ‘tek adamlığın Türkiye için felaket olacağını’ belirtti.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 17-25 Aralık’ın Türkiye tarihindeki en ciddi yolsuzluk olayı olduğunu ve darbe girişiminin bunu asla aklamayacağını belirtti. Kılıçdaroğlu, başkanlık sistemine ilişkin “Eğer bir Meclis darbeyi püskürtmüşse bundan büyük başarı ne olacak. Tek adamlığın Türkiye için bir felaket olacağını herkesin görmesi lazım. Bunu görmüyorsak bugün attığımız demokrasi nutuklarının hiç anlamı yok, boşuna atıyoruz” dedi. CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle:
Cumhurbaşkanı’ndan yeni dönemde daha demokratik, sizlere danışarak bir yola çıktığı izlenimi aldınız mı yoksa geçiş sürecinde bir ittifat arayışı olarak mı anladınız?
O gözle hiç bakmadım. Konuşmalarında yaratmak istediği samimi bir atmosferdi. O görüşmeyi bir uzlaşma görüşmesi olarak düşünmüyorum. O görüşmeyi yaşanan bir devlet krizi içinde, muhalefetin görüşlerini, kaygılarını, endişelerini almak şeklinde bir görüşme olarak düşündüm. Bu atmosferde, daha önce diyalog kuramadığı muhalefet partileriyle bir diyalog kurma arayışı vardı. Sorumluluğumuzun gereği oraya gittik ve düşüncelerimizi aktardık.
Saray’a HDP’nin çağrılması önümüzdeki süreçte nasıl bir sıkıntı ortaya çıkarır?
Bu davetin olmaması, demokrasiye karşı ortak çabaya gölge düşürdü. Doğru olmadığını ifade ettik. Çünkü HDP’ye oy veren vatandaşlar sanki biraz dışlandılar, sistemin dışına itildiler. Onların demokrasi konusundaki görüşlerinde ciddi bir sorun varmış gibi bir atmosfer yaratıldı. Bu kadar güçlü bir ortak paydayı bir darbe sonrasında Türk siyaseti ilk kez yakalıyor. O zaman buna destek veren herkesi kucaklamak lazım.
Habertürk: DAVALARIMI ÇEKİYORUM
Cumhurbaşkanı Erdoğan 15 Temmuz gecesi yaşanan darbe girişiminin ardından Batı'dan taziye ziyaretinde bulunulmamasını eleştirdi ve "pek çok devletin tavrı utanç belgesidir" dedi
15 Temmuz'u bir milat haline dönüştüremezsek yazıklar olsun bize.
Bir milat olarak, bu vesileyle, şu ana kadar şahsıma her türlü saygısızlığı, hakareti yapanları bir kereye mahsus olarak davalarımı çekiyorum ve affediyorum. Asıl bu imkanı doğru değerlendiremezsek, millet bizim yakamıza yapışma hakkına sahip olur diye düşünüyorum.
Toplumun tüm kesimlerinin ülkemizin önündeki hassas duruma uygun davranacağını düşünüyorum. Darbecilerden hesap sorarken elbette intikam değil adalet peşinde olacağız. Bununla birlikte FETÖ, PKK, DAEŞ gibi tüm terör örgütlerinin başını ezmekte de en küçük bir tereddüt göstermeyeceğiz. Düşman tek değil, düşman çok. "Ey düşmanım, sen benim ifadem ve hızımsın. Gündüz geceye muhtaç, bana da sen lazımsın." Böyle gideceğiz, durmayacağız.
Polis teşkilatımızın, emniyet teşkilatımızın, aynen o takımın dışındaki polislerimizle, tüm o korucularımızla birlikte bölücü terör örgütüne karşı mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Bu milletin refahına kast etmeye kimsenin hakkı yok.
Türkiye bir hukuk devletidir. Darbe girişimi sürecinde hukuktan en küçük bir taviz vermedik. Hayata geçirdiğimiz her uygulama anayasaya uygundur.