Irak’tan kaçış

01-06-2017
Arif Qurbanî
Etiketler Kürdistan Bağımsızlık Şiiler Sünniler
A+ A-

Halkın ve siyasi güçlerin bir bölümü, Kürdistan’ın bağımsızlığına dair bir programın olmadığı görüşünde. Referandum söylemleriyle krizlerin üstünü örterek, halkın dikkatini başka yerlere çekilmek istendiği, Kürdistan’ın bağımsızlığının peşinde olmadığını savunanlar var.

 

Bazıları da referandumun bağımsızlık niyeti olmadığı, referandum sonrasında Kürdistan Bölgesi’nin Bağdat’la daha fazla müzakereye oturmak istendiği görüşünü paylaşıyor.

 

Yani her iki olasılıkta da, Kürdistan Bölgesi’nin Bağdat ile kalacağını göz önüna alınıyor.

 

Matemetiksel olarak böyle ve hata da kabul etmiyor. Ya bağımsızlığın yolu kapanacak, ya da Irak’la kalınacak başka bir seçeneğimiz yok.

 

Kürdistan’daki her vatandaşın kendine; “Kürdistan’ın Bağdat’la kalması mı doğru yoksa, Bağdat’tan kurtulmak için yollar aramamız mı daha iyi?” sorusunu sorması gerekiyor.

 

Kürdistan, içinde bulunduğumuz süreçte iki varsayımı da açık bir şekilde masaya yatırmış durumda. Öyle ki halk bu konuda ikiye ayrıldı. Halkın bir bölümü Irak’la birlikte olmaktan yana, bir bölümü ise riske girerek, ne pahasına olursa olsun olabilecek tüm sonuçlara rağmen Kürdistan’ın bağımsızlığının savunulması gerektiği görüşünde.

 

Iraklı karar vericiler, bölgenin Irak’la kalacağını düşünüyor. Kendilerinin şunu bilmesi gerekiyor; bu devlet nereye doğru gidiyor ve Kürtler daha ne zamana kadar bu ülkenin önüne gelecek yenilikleri düşünecek? 

 

Irak devletinin kuruluşundan, Saddam’ın devrilmesine kadar Kürtlerin başına neler getirildiği konusunda hafızamızı yenileyelim.

 

Irak’ın inşa sürecinden günümüze kadar, birlikte yaşam ve birlikte yönetim sürecinde bir ülkenin kuruluş fotoğrafının neresinde olduğumuzu gözden geçirelim. Saddam devrildiğinde, Kürt liderler büyük bir siyasi sorumlulukla Bağdat’a yöneldi. O dönemde Kürtler iki Arap (Sünni-Şii) oluşumdan da güçlüydüler.

 

Bunun ilk nedeni; ABD’nin işin içine girmesiydi, böylelikle Kürtler Amerika’nın işbirliğinin bir parçası oldu. İkinci ise, Kürtlerin Kürdistan Bölgesi’nde yönetim tecrübesine sahip olması, iki etkili güç olan KDP ve KYB’nin varlığı, Peşmerge Güçleri’nin hazır bir güç olması, Irak ordusunun silah ve mühimmatlarına ulaşan silahlı bir güç olmasıdır.

 

Irak tarafında ise Sünniler iktidardan alınmış, Şiiler ise yönetim tecrübesine sahip değillerdi. Irak ordusu dağılmış, Arap partileri ise halen istedikleri siyasi konum ve gereken kitleye sahip değildi. Bu nedenlerden dolayı Kürtler, karar sahibi olarak yönetimde yer alarak önemli makamları elde ettiler.

 

Güçlü bir şekilde Irak Anayasası ve siyasi yol haritasına katılmasına ragmen Kürtlerin, neticede Irak ile sorunları çözemeyecek, Bağdat yönetiminde bir karış toprak alamayacak konuma geldiği fark edildi.

 

Gelinen aşamada Kürtlerin, geçmişteki tehditlere benzer bir şekilde, gelecekte kendisine tehdit olabilecek onlarca sorunla karşı karşıya kalacağının farkında olması gerekiyor. Irak bu denli zayıf, Kürtler ise bu denli güçlü bir konumdayken, Kürtlerin Bağdat’la zamanını boşa geçireceğinin farkında mıdır?

 

Peki ya Irak, mevcut durumdan tamamıyla farklı bir konuma gelirse? Misal; Irak’ın güçlü ve etkin bir iktidara sahip olması, donanımlı bir orduya sahip olması ve Heşdi Şabi faktörü…

 

Peki, onlarca farklı sorun ve kaosun içinde elimize ne geçecek? Kaldı ki, Irak’ta durum böyle devam etmeyecek, Bağdat güçlü bir konuma gelecektir.

 

ABD, Suudi Arabistan ile  güvenlik, savunma ve enerji alanlarını kapsayan yaklaşık 380 milyar dolar değerinde anlaşmalar imzalayarak, özellikle İran’ın bölgedeki etkisini düşürme amacını güttü. Bu durumda İran da sahip olacaklarını düşünecektir. İran’ın geriye çekilmesi halinde işbirliği alternatifleri de güçlenecektir. 

 

İran, Irak’ın güçlü jeopolitik konumuna önem veren ülkelerden biri. Tahran bu nedenle şimdiden, bölgedeki görevini tamamlaması için Irak’ın güçlü bir ülke olmasına yönelik çabalıyor. Gerçek şu ki, IŞİD sonrası Irak merkezi açıdan güçlü bir ülke konumuna gelecektir. Çünkü Şiiler, Saddam’dan sonra iktidarı ele geçirme hedefinden vazgeçmiş değil. Aslında Sünnilerin siyasi süreci boykot etmesi, meydanı Şiilere bırakmasına neden oldu. Ancak ABD’nin hazırlıklı, Kürtlerin de iktidarda olması nedeniyle meydanı Şiilere bırakmadı.

 

ABD’nin geri çekilmesinin ardından ise, ne Kürtler ne de Sünniler, Şiileri denetim altına alamadı. IŞİD senaryosu daha çok Şiilere yararken, Sünnilerin de sahip olduğu pozisyonun sonlanmasına ve IŞİD sonrasında, Irak’ta Sünnilerin varlığını ortadan kaldırmayı amaçladı. Önceki fotoğraflarda Kürtlere, Sünni ve Şii arasında bir dengenin oluşturması konusunda önemli bir rol verilmişti.

 

Sünni-Şii arasındaki denklemin bozulmasıyla, Kürtlerin de sahip olduğu rol ortadan kalktı. Sünnilerin zayıflatılması sonrası sıra Kürtlerin zayıflatılmasına gelecek.

 

Irak’ta mevcut durumda Şiilere yönelik bir ayrışma yaşanıyor. Sünniler yönetime gelebilir, Kürtlerin Bağdat’a yönelik hazırlıklı ve güçlü bir konuma sahip olması halinde Sünnilerin de güçlenmesine yardımcı olacaktır. Bu nedenle hiçbir Şii, mantıken Sünnilerin güçlenmesine yol vermeyecektir.

 

Bu durumda Bağdat’ın kapıları Kürtlerin güçlenmesi için sonuna kadar açılmayacaktır. Aksine Bağdat, Kürtlerin zayıflanması için daha fazla güç sarfedecektir. Çünkü Kürtlerin Şiilere karşı güçlenmesi, Sünnilerin dirilmesi anlamına gelir, bu da ne Tahran’ın ne de Bağdat’ın arzuladığı bir şeydir.

 

Sonuç olarak mevcut durumda Kürtlerin Irak’ta kalıp, haklarını savunarak sorunlarına çözüm bulmasını beklemek kendimizi kandırmak anlamına gelir. Çünkü Bağdat, zayıf ve kendi bünyesinde birlikte barış içinde yaşayan bir Kürt’ün olmasını arzulaması nedeniyle güçlü bir Kürdistan’a onay vermeyecektir.

 

Kürtler için tek çözüm yolu, - Şiilerle düşman olmamak adına da- en kısa zamanda Irak’tan uzaklaşarak Irak’ı Şiilere bırakması gerekiyor.

 

(Yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Rûdaw Medya Grubu'nun kurumsal bakış açısıyla örtüşebilir ya da örtüşmeyebilir.)

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli