IŞİD’i gerçekten kim destekliyor?
“Suudiler’in çoğu Vahabi. Irak – Şam İslam Devleti ( IŞİD) örgütüyle aynı mezhepten olması, Suudi Hükümeti’nin örgütü desteklediği anlamına geliyor.”
“Türkiye, Suriye’de muhalefete silah gönderdiği ve milislerin topraklarından geçmesine göz yumduğu için IŞİD’in müttefikidir.”
“IŞİD saldırılarından dolayı Kürtler bağımsızlık konusunu unuttu. O halde İran, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Kürtler’in bağımsızlık projesine karşı olan herkes IŞİD’i destekliyor.”
Yukarıda sıraladıklarımın her biri, birer komplo teorisidir. Hiçbiri yeterince belgeyle desteklenmiş değil. Bu teorilere inanmak oldukça kolay.
Irak ve Kürdistan’da yaşanan olayların, şu ya da bu tarafın yararına olması, Irak – Şam İslam Devleti (IŞİD) örgütünün müttefiki olduğu anlamına gelmez. Bu açıdan konuyu ele almak, yanlış anlaşılmalara ve tehlikenin küçük görünmesine sebep olacaktır. Tıpkı, IŞİD örgütü mensuplarının Şengal’a saldırmadan önce, “Musul’un düşüşü ve IŞİD’le aynı sınırı paylaşmamız Erbil’e tehdit değil. Çünkü Suudi, örgütü Maliki’ye karşı Irak’a gönderdi” düşüncesi oldukça yaygındı.
İki sebepten dolayı uluslararası bir gücün uzun süre IŞİD örgütünü yönlendirmesi zor. Birincisi; mensupların çoğu bir ideoloji uğruna ölmek üzere IŞİD örgütüne katılıyor. Örgüt yöneticileri pragmatik olabilir ve uluslararası istihbaratla ilişki içinde bulunabilir. Ama o yöneticiler uluslararası bir tarafın hatırı için, örneğin; “Irak’ta Şiiler için savaşıyoruz” diyemez. Ya da Katar ve Türkiye istihbarat örgütleri için bir - iki rehineyi serbest bırakabilirler, ama bu Türkiye ve Katar’ın örgütün tek sahibi olduğu anlamına gelmez.
Ülkeler, IŞİD örgütünü büyümesine izin verebilirler ama, nasıl oturup, kalkması gerektiği konusunda emir veremez.
İkincisi; IŞİD örgütü artık zengin ve iyi silahlarla donatılmış durumda. Yayınlanan raporlara göre hala Körfez ülkelerinin zenginleri örgütü para gönderiyor. Türkiye – Suriye sınırının, Esed rejimine karşa savaşmak isteyen tarafların milislerine açık olduğu da bir gerçek. Fakat bunlar, sadece IŞİD örgütünün güç kaynağı değil. Suriye’deki silahlı grupların çoğu benzer şekilde uluslararası desteği alıyor.
Petrol, silah, twitter ve Sünni halkın kızgınlığı, IŞİD’in gerçek desteğidir.
IŞİD örgütü 30 bin varil petrol satarak günlük en az 2 milyon dolar gelir elde ediyor. Amerikalı Brookings Merkezi’nin yaptığı bir araştırmaya göre, “Ürdün, Türkiye, Kürdistan Bölgesi ve İran’da bazı rafineri sahipleri IŞİD’ten ucuz ham petrol satın alıyor”. Bunun dışında örgüt ele geçirdiği bölgelerde halka sattığı petrol ürünlerinden de ciddi bir gelir sağlıyor.
Musul’un düşüşünden iki gün önce tutuklanan bir örgüt mensubunun evinde 160 flaş bellek bulundu. Guardian gazetesinin haberine göre, Amerika istihbaratı tarafından incelenen flaş belleklerde örgütün bankalarda 875 milyon dolara sahip olduğu orta çıktı. Musul’un düşüşünden sonra IŞİD örgütünün malvarlığının 2 milyar dolara çıkığı tahmin ediliyor.
Sünni tabanında çoğunluk, Irak – Şam İslam Devleti (IŞİD) örgütünün, Bağdat ve Şam yönetiminden daha iyi olduğunu düşünüyor. Gerçek olan şu ki, Irak ve Suriye’nin Sünni bölgelerinin büyük bir bölümü IŞİD örgütünün kontrolünde. Sünni tabanın Bağdat’taki siyasi sistemden umutsuz olması ve Beşar Esed’in Suriye’de yaptığı katliamlar, örgütün en büyük güç kaynağıdır.
Anti - terör uzmanları, IŞİD örgütünün terörist gruplar arasında sosyal medyayı en etkili kullanan örgüt olduğu konusunda hemfikir. Uzman yanılmıyor çünkü, şu ana kadar IŞİD örgütü 100 binden fazla görüntü kaydını youtube sosyal paylaşım sitesinde yayınlamış. Amerika merkezli Safwan ajansının analizine göre, IŞİD örgütü daha çok kullanıcısı olduğu için Irak’ta Facebook’u, Körfez ülkerleri ve Suudi’de Twitter’ı tercih ediyor.
IŞİD örgütünün iki zayıf yönü var. Birincisi; Irak ve Suriye’nin yerli mensupları tarafında kabul edilemeyen yabancı mensuplarının sayısının fazla olmasıdır. 2007’den beri Enbar halkının El Kaide milislerine karşı silahlanmasının sebeplerinden bir tanesi, Tunuslu veya Faslı birinin Felluce yerlisine emir vermesiydi. Safwan Ajansı’nın bilgilerine göre, örgütün 81 farklı ülkeden 13 bin yabancı mensubu var.
İkinci zayıf noktası ise örgütün birden fazla uluslararası düşman var. ABD ve Batı ülkeleri dışında bölgede birbirine rakip olan İran, Suudi ve Türkiye, Irak – Şam İslam Devleti (IŞİD) örgütünün yok edilmesi konusunda hemfikirler.