Doktor Süleyman’a övgü

03-11-2016
Selahattin Çelik
Etiketler Selahattin Çelik Doktor Süleyman
A+ A-

Ölüm güzel bir olay değil. Özellikle bazıları insanı tam yakalar, derinden sarsar.

 

Dr. Süleyman’ın şehadeti öyle bir olaydır. Bu Kürt halk kahramanı bizi çok erken terketti. Ancak geriye gururla anılacak bir miras bıraktı.

 

Sözlerim şehitlerin ardından söylenen gelenek olmuş sözler değil. Her Kürdistan parçasından, her halk grubundan Kürtler onun fedakarlık, yaratıcılık ve cesaretini övüyorlar. Belli ki onlar onun pratiğini heyecanla izliyorlardı.

 

O bizim yapmadığımızı, yapamadığımızı yaptı

 

2014 Ekimiydi, 30 yıl aradan sonra tekrar Güney Kürdistan’da idim. Hewler’de onunla biraraya geldik.

 

Gönüllü savaşçıların eğitimi konseptini önüne koymuştu. Fedakarlık evet, ama savaşmak ayrı bir şeydi. “Talimsiz, eğitimsiz savaşçı olunamazdı.”

 

Karmaşa ve kayıtsızlıktan şikayeti vardı. Kendinden emindi. İstikrarla yürüdü. Becerdi. Tohum yeşermişti. O ve eğittikleri, savaş cephesinin güçleri oldular. İstediği oydu. Yoksa, cepheden uzakta görevini yerine getirebilirdi.

 

Şunu söyleyen çok Kürt’e rastladım: “Birşey yapamamanın vicdan azabını çekiyorum.” Süleyman’ın pratiği onlara cevaptır. İnsan istedi mi katkının yol yöntemleri çoktur. Önemli olan; inisiyatiftir, cesarettir ve koyvermemektir.

 

Misyon yürümelidir

 

Güneyli kardeşlerimizden beklentim şudur. Süleyman’ın yaptığı çalışma sürdürülmelidir. Çünkü o çalışma her şeyden önce ulusal dayanışma ve birliğin çok önemli bir kanalıdır.

 

Biliyoruz ki binlerce gönüllü var ama parti çekişmeleri nedeniyle, önleri kapatılıyor. Bazı partiler bireysel özgür düşünce, tutum ve inisiyatifi tanımak istemiyorlar. Öyle ki onur ve şehit kavramını da tekellerine almışlardır.

 

Süleyman bu çirkin geleneği bozdu, yerle bir etti.

 

İşte izlenmesi gereken yol. Ülke aşkı, özgürlük için savaşmak, şehit olmak, partilerin tekelinde olmamalıdır.

 

Onur alınıp satılmaz

 

Gerçek bu ama ideolojik ve politik saplantılarla partiler kendilerine muhalif gördüklerine hain damgasını vuruyor, onuru gramla veriyor, istedikleri zaman da geri alıyorlar. Kurbanın ailesinin nüfuslu olması durumunda da onuru satabiliyorlar.

 

Güney’de PKK’den kopan yüzlerce savaşçı var. Yalan ve haksız suçlamalarla, tehdit ve saldırılarla yüz yüzeler.

 

Onlar bu engellere rağmen savaşıyorlar. Ulusal mücadeleye önemli katkılar yapıyorlar. Şehit ve yaralıları çoktur. Musul harekatının ilk şehitlerinden Berxwedan (Servet Abışka) böyle biriydi. Cenazesi Kızıltepe’ye gitti. Halk kitlesel olarak kahramanına sahip çıktı, tıpkı Rojava’dan giden şehit evlatlarına sahip çıktığı gibi.

 

PKK ağalarının o anlamsız ve tehlikeli geleneği terketmelerinin zamanı gelmedi mi? Yoksa kendileri saplantılarının kurbanı olmaktan kendilerini kurtaramayacaklar.

 

Süleyman’ın şehadeti vesilesiyle duydukları acıyı ifade eden pek çok Kürt’e rastladım. Ama örgüt korkusu öyle kötü bir alışkanlık yaratmış ki insanlar üzüntülerini, duygularını açıktan ifade edemiyorlar. Bu çok yanlış ve tehlikeli bir tutumdur. Korkaklık yanlışa prim vermektir. Şehitler arasında ayrım yapılamaz. Bırakın Kürtlüğü, ayrım yapmak insani açıdan ağır bir suçtur, utançtır.

 

Şehit şehittir, tümü Kürdistan şehitleridir. Süleyman, örneğinde semboldür.

 

Süleyman sömürgeci sınırları tanımadı

 

Kuzey, güney, doğu ve batısıyla Kürdistan birdir. Güney’de diğer parçalardan yüzler hatta binler savaşıyor. Tümü aynı cephede. Parça yok, bir tek Kürdistan var.

 

Süleyman bu bir olmanın sembollerindendir. O, Ankara, Tahran, Bağdat ve Şam’ın çizdiği sınırları eylemiyle parçaladı.

 

Eğer partilerimiz sağlıklı hareket etselerdi, particiliğin esiri olmasalardı, egemen devletlerden korkmasalardı, birbirine karşı o devletlerle ittifaklar kurmasalardı, şimdi çoktan özlemimiz olan o ulusal cephe yaratılmış olurdu.

 

Kürt halkının düşmanları, Süleyman’ın eyleminin anlamını çok iyi biliyorlar. Onlar Kürtlerin birliğinin önüne geçmek için her yola başvuruyorlar. Onlara bir sözüm yok. Çünkü ismi üzerinde, onlar düşman.

 

Ya partilerimiz? Onlar iyi bilmeli ki Kürdistan partilerin tapulu malı değil. Onlar iyi bilmeli ki, Kürdistan’ın bölünmüşlüğünü temel alarak yapılan politika, Kürdistan politikası değildir.

 

Eğer onlar Süleyman’ın mesajını kavramışlarsa, Kürdistan’ı Kürtlere açmalılar, egemen devletlerin askerlerine değil.

 

Süleyman’ın ailesi, yoldaşları ve halkı, şehadetinin yarattığı acı bir yana, komutanları, kahramanlarıyla gurur duymalılar. Dönem yas dönemi değil, Süleyman’ın, Süleymanların önüne koyduğu görevin başarıya ulaşması için omuz verme dönemidir.

 

(Yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Rûdaw Medya Grubu'nun kurumsal bakış açısıyla örtüşebilir ya da örtüşmeyebilir.)

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli