Arap-İsrail denkleminde Kürtler
Arap-İsrail krizi patlak verdiğinden bu yana Kürtler istem dışı bu denklemin bir parçası haline gelmiştir. İsrail devletinin kurulmasının ardından Arap ülkeleri arasında İsrail’in Kürtlere bir devlet kurmaya çalıştığı ve böylece farklı bir kriz çıkararak dikkatleri kendi üzerinden çekeceğine dair bir inancı oluşmuştur.
Bu teoriyi savunan bütün siyasi ve silahlı gruplar, Kürtleri İsrail’le bir bağlantı içerisinde olmak ve Yahudilerden destek almaklasuçlamıştır. Kürtler de bu algıyı kırmak için Araplardan daha fazla İsrail’e karşı sert tutum sergilemiştir. Kürtlerin son bir asra yakındır Yahudilere ve devletlerine karşı uyguladığı düşmanlık edebiyatının en az Araplarınkikadar yansıması olmuştur.
Şimdilerde ise ABD’nin öncülüğünde hazırlanan "Asrın Anlaşması" projesi sayesinde sadece barış anlaşması değil askeri ve ekonomik anlaşmaya kadar bir çok proje imzalanacak. Sürecin başında olunmasına rağmen aradaki duvarlar yıkıldı ve belki birkaç yıl sonra Arap ülkeleri İsrail’in güvenini kazanmak için rekabete bile girebilir. Burada bizim konumuz anlaşmanın hangi boyuta ulaşılacağı veya hangi Arap ülkesi söz konusu anlaşmaya nasıl yaklaşacağı ve ne kadar kalacağıyla ilgili değil. Bizim sormak istediğimiz soru şu; bölgede sorunları olan bir millet olarak Kürtler gelişmeler karşısında neler yapacak? Özellikle de Yahudi devleti kurulduktan sonra Kürtlerin sorunu söz konusu denklem içerisinde görülmüştür.
Şahsen hiçbir zaman İsrail’in Kürtlere devlet kurma gibi bir arzusu olduğuna inanmadım. Bu da iki sebepten kaynaklanıyor; birincisi, eğer İsrail Kürtlere devlet kurarak Arap ülkeleri içinyeni bir sorun yaratmayı hedeflerse bunun tam tersi bir sonuç doğurur. Çünkü Kürt sorunu çözüsüzlüğü Araplar için de esasen bir sorundur, çözüm değildir. Dolaysıyla İsrail Kürt sorununu çözmek istememiştir. İkincisi ise İsrail devletinin kurulması ile ABD, Arap ülkeleri ve İslam’la sorun yaşamıştır. Ancak Amerika ikinci bir devlete ihtiyaç duyuyor ki başkentinden kendi stratejilerini yönetebilsin. Dolaysıyla Kürdistan devletinin kurulması ABD için İsrail yerine düşünebileceği bir alternatif olabilir. Şu da açıktır ki ABD’nin İsrail’e olan desteği karşısında karşıt görüşler olmasaydı, ABD’nin Kürdistan devletinin kurulması görüşüne karşı olmazlardı. Dolayısıyla İsrail Kürdistan’ın devlet olmasını istememiştir. Bu nedenle Amerika lobisini elinde tutan Yahudiler hiçbir zaman Amerika’nın bu strateji hakkında düşünmelerine müsaade etmemişlerdir.
İsrail’in Kürt devrimlerini özellikle de Eylül Devrimini (Şorişa Eylül) desteklediğine dair söylentilerin siyasi ve stratejik arka planına bakmak gerekiyor. Gördüğümüz şu; Irak ile İran arasında yaşanan 8 yıllık savaş döneminde İsrail İran’ı desteklemiştir. En iyi ve gelişmiş silahlarını göndermiştir. Bu perspektifle Arap ülkeleri içerisinde savaşların ve istikrarsızlığın devam etmesi İsrail’in işine geliyor, bu nedenle göründüğünden daha fazla destek vermiş olabilir. Ama hiçbir zaman Kürt sorununun çözümünden yana olmamıştır.
Halihazırda da Araplarla İsrail’in farklı bir sürece girdikleri bu dönemde ve Sünni-Şii çekişmelerinden de uzak olmadığı gibi bütün Sünni Arap ülkeler İran’ın hegemonyasına karşı İsrail cephesine kayabilir ve yeni bir cephe açılabilir. Tabi özellikle de ABD ekonomisinin düşüşe geçtiği bir dönemde. Bu nedenle Amerika dünyanın bir çok yerinden çekilmek zorunda kalabilir. Dolayısıyla Ortadoğu’daki sorumluluklarını İsrail’e devredebilir. Peki Kürtler ne yapmalı? Yeni denklemlere nasıl bakıyor ve denklemlerin neresinde yer alıyorlar?
Kürt liderliği Irak, Suriye ve İran üçgenindeki Şii cephesindeki olaylara ilişkin bu ve buna benzer binlerce soruya yanıt aramalı ve kendi durum değerlendirmesini yapmalı. Özellikle ortaya çıkan yeni gelişmeler karşısında coğrafi konumuna mahkûm olan Kürtler bu sürece nasıl adapte olmalı? Acaba yeni nesil için aydınlık bir geleceği güvence altına alacak bir yol bulabilecekler mi, yoksa tarafların çekişmelerinde cesur bir savaşçı gibi kalmaya devam mı edecekler?